Bayram, insanların sevdikleriyle bir araya gelip mutluluğu paylaştığı, umut ve sevginin yoğunlaştığı bir zaman dilimidir. Ancak bazen, bu bayram sevinci, yollarda yaşanan trajik olaylarla gölgelenir. Tatile çıkanların yolculukları, bazen hüzün dolu sonuçlarla son bulur ve bu sonuçlar, yüreklerimizde derin bir hüzün bırakır.

Her bayram tatilinde olduğu gibi, bu bayramda da yollarda yaşanan kaza haberleri, içimizi burktu. Yüzlerce insan, sevdiklerine kavuşma umuduyla yola çıktı. Ancak bazıları, bu umudu gerçekleştiremeden, yolda yaşanan elim kazalarda hayatlarını kaybetti. Bu kazaların haberini almak, yüreklerimize ağırlık verir ve sevincin yerini hüznün almasına neden olur. Tatile çıkanlar, genellikle uzun yolları aşmak için sabırsızlanır. Ancak bazen, bu sabırsızlık, dikkatsizlik ve hız kazalarla sonuçlanır. Trafik kurallarına uyulmadığı, dikkatli ve temkinli olunmadığı zaman, kazalar kaçınılmaz hale gelir. Ve bu kazaların bedelini, sadece kaza geçirenler değil, yakınlar da öder.

SADECE BİR İSTATİSTİK DEĞİL

Bayram tatilinde yaşanan kaza haberleri, sadece bir istatistik değildir. Her bir kaza, bir ailenin yüreğine düşen bir acıdır. Her bir can kaybı, birçok insanın hayatını alt üst eder. Ve bu acılar, sadece birkaç satır haberde değil, aynı zamanda yüreklerimizin derinliklerinde de uzun süre yankılanır. Bayram tatili, umut dolu bir zaman olmalıdır. Ancak umutlar, yalnızca sevdiklerimize kavuşmakla değil, aynı zamanda güvenli bir şekilde dönüş yapmakla da gerçekleşir. Bu nedenle, tatile çıkan herkesin, trafik kurallarına uymayı, dikkatli ve temkinli olmayı unutmaması önemlidir. Çünkü her bir kazanın ardında, binlerce hüzün dolu hikaye vardır ve bu hikayeleri yaşamamak, ancak dikkatli olmakla mümkündür.

Trafik kazalarında hayatını kaybedenlerin genellikle genç ve hayata yeni başlamış bireyler olduğunu görmek, acıyı daha da derinleştiriyor. Yıllar boyunca biriktirdikleri hayaller, umutlar ve gelecek planları, bir anlık dikkatsizlik ya da ihmal sonucu sonsuza dek kayboluyor.

***

BAKANLIKTAN BİLANÇO!

İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Ramazan Bayramı tatilinin 8 gününde 4 bin 998 trafik kazasında 66 kişinin hayatını kaybettiğini, 8 bin 352 kişinin yaralandığını açıkladı. Yerlikaya konuya ilişkin yaptığı açıklamasında şu ifadelere yer verdi: “Bugün Ramazan Bayramı tatilinin son günü. Kara yollarımızda trafik yoğunluğu var.  Bayram tatili boyunca Trafik Polislerimiz ve Jandarma Trafiğimiz denetimlerine aralıksız devam etti ve etmeye de devam ediyor. Bayram tatilinin 8. günü 13 Nisan 2024 Cumartesi gününde; 6️2️8️ trafik kazası meydana geldi. 3️8️2️.4️6️7️ araç denetlendi. 2️5️.2️1️5 araca hız ve radar işlemi, 3️4️.4️0️7️ araca ise diğer işlemler yapıldı. Bayram tatilinin ilk 8️ gününde toplam; (Cumartesi, Pazar, Pazartesi, Salı, Çarşamba, Perşembe, Cuma ve Cumartesi) 4️.9️9️8️ trafik kazası meydana geldi. 6️6️ vatandaşımız maalesef hayatını kaybetti. 8️.3️5️2️ vatandaşımız ise yaralandı. Hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar diliyorum. Tekrar uyarıyoruz! Lütfen aşırı hız yapmayalım. Araçlarımızda da otobüslerde de emniyet kemeri takmayı ihmal etmeyelim. Trafik kurallarına uyalım”.

***

Peki, bu trajedilerin önüne nasıl geçebiliriz? Bakan Yerlikaya’nın açıklamasında olduğu gibi; öncelikle, trafik kurallarına uymak ve dikkatli bir şekilde araç kullanmak büyük önem taşıyor. Ancak bununla birlikte, trafik güvenliği konusunda toplumsal farkındalığın artırılması gerekiyor. Her birimizin, trafik kurallarına uymakla kalmayıp, çevremizdeki insanları da bu konuda bilinçlendirmesi gerekiyor. Kazaların önlenmesi için her birimizin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi, gelecekteki trajedilere engel olabilir. Unutmayalım ki, her bir trafik kazası önlendiğinde, birçok ailenin yüreğine düşecek acının da önüne geçilmiş olur.