Yeni bir haftaya merhaba…

Sakarya açısından olumsuz gelişmelerin yaşandığı bir hafta geçirdik.

44 yıldır Sakarya ekonomisine, ülke savunmasına katkı sağlayan, bu kentte yaşayan binlerce insanın yaşamında bir şekilde yer almış olan Tank Palet Fabrikası özelleştirme kapsamına alındı.

Çok sürpriz olmadı.

Fabrikanın BMC’ye verileceği birkaç aydır konuşuluyordu.

Yediden yetmişe herkesi ilgilendiren, tedirgin eden  bu konuyu, ne zaman kent yönetiminde söz sahibi olanlara iletsek aldığımız yanıt hep aynı oldu: ‘Tank Palet’in elden çıkarılması söz konusu değil”

Fabrikanın arkasında bulunan arazide yeni tesislerin kurulacağı, BMC’nin burada kuracağı tesislerde fabrikanın da imkanlarından yararlanarak Altay Tankının seri üretimine başlanacağı söylendi.

Ne var ki, bu kentin siyasetçisinin ve işadamının verdiği güvence sözde kaldı.

Kamuoyunu bilerek yanılttıklarına inanmak mümkün değil.

Ancak kendilerinden, ‘Emir büyük yerden’ deyip köşelerine çekilmek yerine bu karara itiraz etmelerini, gerektiğinde fabrika işçisiyle birlikte tavır koymalarını beklemek hepimizin hakkı diye düşünüyorum.

Bugün fabrikada çalışan 927 personel ve ailesi yarın için umutsuz.

Yarın neyle karşılaşacaklarını bilmiyorlar.

Hayal bile kurmaları mümkün değil,

Bu benim tespitim değil, Türk-İş’in Genel Başkanı Ergün Atalay da aynı şeyi söylüyor.

Atalay şöyle diyor:

“Kendimizi onların yerine koyalım bakalım? Onların ailesinin yerine koyalım. Fabrika ne olacak? Oğlum ne olacak, kocam ne olacak? Fabrika kapanacak mı? Hiç kimse bir şey bilmiyor, bir açıklama yapmıyor. Bu şehirde vekiller var, Büyükşehir Belediye Başkanımız var, burada yetkili herkes. Birisi bir şey söylemesi gerekmiyor mu?”

Atalay’ın sorusunun yanıtı belli…

Elbette birilerinin bir şey söylemesi gerekiyor ama herkes kapı duvar.

İşçiler ve aileleri bugün 18.00’de Demiryol-İş Sendikası önünde toplanıp Gar Meydanı’na gelecek ve burada tepkilerini dile getirecek.

Bu oldubittiye karşı verecekleri mücadelede desteğe ihtiyaçları var.

Türk Harb İş Sendikası da, “Sakarya fabrikana sahip çık”  diye çağrıda bulundu.

Bugün bir gazeteci olarak değil, birey olarak orada bulunacağım.

Sakaryalıların da bu dayanışma içinde olacağına inanıyorum.

***

Geçen hafta üzücü başka olaylar da yaşadık.

Geyve’de gencecik bir insan, ehem de eşinin gözlerine önünde yol tartışması yüzünden katledildi.

Daha bunun şokunu atlatamadan Hendek’ten kötü bir haber geldi.

43 yaşındaki baba ile 17 yaşındaki oğlu, alkollü iddia edilen bir kişi tarafından vuruldu. Baba kaldırıldığı hastanede yaşamını yitirdi. Büyük bir soğukkanlılıkla eşini ve çocuklarını alıp kaçmaya çalışan katil zanlısı ise Bursa’da ele geçirildi.

Bu olay için önce alkolün de etkisiyle meydana geldiği söylendi, ancak birkaç gün sonra sosyal medyada ve bazı haber sitelerinde vurulan baba ile oğlunun Kürtçe konuştukları için saldırıya uğradığı yazılıp çizildi.

Sakarya Valiliği bu iddiaları titizlikle değerlendirip, dün bir açıklama yaptı ve vurgunun etnik bir nedeni olmadığını duyurdu.

Açıkçası biri diğerinden daha iyi değil.

Cinnet hali olarak değerlendirilecek bir süreçten geçiyoruz.

Tank Palet Fabrikası olayında meydanı terk eden, sessizliğe bürünen siyasetçiler bunun üzerinde de durmalı bence…

Cinayet etnik nedenlerle işlenmişse, ısrarla sürdürülen nefret politikalarının bir eseridir.

Keyfi nedenle işlendiyse de durum vahim. ‘Seni sevmedim, sana kızdım, sen beni nasıl uyarırsın’ diyerek insanlar birbirini öldürüyorsa, siyaset kendisini bundan sorumsuz tutamaz…

Bizim gazeteye gelince…

Yukarıda saydığım haftanın önemli gelişmelerinin dışında Soru Yağmuruna konuk ettiğimiz Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu’nun açıklamaları yine haftaya damga vurdu. İmar’dan raylı sisteme kadar birçok konuda samimi açıklamalarda bulunan Toçoğlu’nun, ‘Siyaset Defteri Kapandı’ sözleri de çok konuşuldu.

Soru Yağmurunda bugün AKP’nin Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Ekrem Yüce var. Yüce seçim çalışmasında olduğu için doğal olarak birçok yerde konuştuğu, anlattığı projeleri burada da anlattı. Her fırsatta bu projeleri dile getirdi. Yüce’nin söyleşisini de ilgiyle okuyacağınızı sanıyorum.

Dolu dolu gazetelerde buluşmak üzere hoşçakalın. İyi haftalar...