Dilin kemiği yok!

Doğru yanlış her şeyi söylersin!

Bazen konuşurken, aklın sınırlarını aşarsın!

İnsan çoğu kere kendini tutamayıp bazı sözler sarf etmesi yüzünden toplumun karşısında zorda kalır!...

Dilini tutamayanların sonradan çok pişman oldukları görülmüştür! Gerektiği yerde susmayı becerebilmek hünerdir ve insanın saygınlığındandır!

Her şeyi çok bilen, konuşurken mangalda kül bırakmayan, Papağan gibi her şeyi tekrar eden siyasetçilerin başından siyasi belâlar eksik olmaz!!!

Dilini tutamayan siyasetçi, siyasette hedeflediği makamlara gelemez!

Siyasi bela deyince aklımıza eski Başkan Ali İnci gelir!

Ali İnci’nin başına ne geldiyse, hep dili yüzünden geldi!

Bir de ona padişahım çok yaşa diyen yandaşları yüzünden…

Başkan Babaoğlu da Ali İnci’nin yaşadığı sıkıntıların aynısını yaşıyor!

Başkanlar değişse de şakşakçılar ve jurnal düzeni değişmiyor!

Babaoğlu’na sırf şirin gözükmek adına, başkanın gözüne girmek için insanları jurnalleyenler, başkan ile halk arasına örülen duvara tuğla taşıyor!

Başkan Babaoğlu etrafına sızmış olan yağcılar yüzünden, Kemaliye halkının Kentsel Dönüşüm feryadını duyamıyor!

Rant hırsı yüzünden 7-8 yıldır bitirilemeyen Kemaliye Projesini bitirme sözünü kim verdi?

Dar gelirliye “Ucuz Konut” Sözünü kimler verdi?

Bu söz verenler yüzünden Hendek halkının ucuz konut hayalleri devam ediyor!

Jurnalciler işlerini öyle bir güzel yapıyorlar ki, neredeyse Başkan Babaoğlu’nu hafiye teşkilatı güçlü olan 2. Abdülhamid ilan edecekler(!)

Zaten “Padişahım çok yaşa!” Demelerine de az bir zaman kaldı!

Zaman çabuk geçiyor. Seçimlere de az bir zaman kaldı!

Başkan Babaoğlu’nun siyasi olarak artılar kazandığı Hendekspor da iyi gitmiyor!

Bu arada Franko’nun “Ben bu milleti büyük beşiklerde (stadyum) uyuttum” Sözünü hatırlayarak, Hendekspor’un başarısızlığının, başkan Babaoğlu’na siyasi olarak zarar verdiğini görüyoruz!

Başkan Babaoğlu’nun Hendekspor ile ilgili acil önlemler alma zamanı geldi!

Tabiiki etrafındaki jurnalciler müsaade ederlerse…

Etrafına sızmış şakşakçılar yüzünden Başkan Babaoğlu’nun işi her geçen gün zorlaşıyor. Başkan Babaoğlu bunların yüzünden halktan uzaklaşıyor!

Başkan Babaoğlu’nun silkelenip, 2014 yılında nasıl Bizim Turgut olduğunun muhasebesini yapmalıdır. Hem de çok iyi yapmalı…

*****

ÇIPLAK GERÇEK…

Toplum söylenen yalanlar karşısında neden susuyor?

Çıplak gerçekleri neden görmüyoruz?

Yalancıların prim yapmasına neden engel olmuyoruz?

Bu soruların cevabını “Kuyudan Çıkan Gerçek” Tablosunun konusu çok güzel anlatıyor.

Resim sanatı düşkünleri Jean Leon Gerome imzalı “Kuyudan Çıkan Gerçek” tablosunu iyi bilirler. Tabloda yalan çıplak, gerçek ise elbiselidir!

19 yüzyıl efsanesine göre gerçek ve yalan bir gün buluşurlar.

Yalan doğru söyler ve " bugün hava çok güzel” der.

Gerçek ona bakar ve gözlerini gökyüzüne kaldırır. Gün gerçekten çok güzeldir, yalanın doğru söylemesine şaşırmıştır. Bir kuyunun önüne gelene kadar birlikte zaman geçirirler. Yalan hep doğru söylemektedir.

Yalan; "Su çok güzel, birlikte banyo yapalım!" Der.

Gerçek, bir kez daha şüpheci bir şekilde suya dokunur, su gerçekten çok güzeldir.

Ona inanıp soyunur ve yüzmeye başlarlar.

Yalan bir anda sudan çıkar, gerçeğin kıyafetlerini giyerek kaçıp kayıplara karışır.

Kızgın gerçek, kuyudan çıkar yalanı bulmak ve kıyafetlerini geri almak için her yere gider.

Dünyada çıplak gerçeği görenler onu hor görmekte ve öfkeyle bakmaktadır.

Zavallı gerçek kuyuya geri döner ve sonsuza dek ortadan kaybolur.

O zamandan beri yalan, dünyanın her yerinde gerçek gibi giyinmiş ve içimizde yaşamaktadır…

Dünya ise hiçbir şekilde çıplak gerçeği görmek istememektedir!!!