Bugün geçen haftanın özetini yapıp, mutfaktan haberler vermek yerine gazetemizin hedeflerinden söz etmek istiyorum.

Sakarya’da yıllardır üzerinde kafa yorduğumuz, ancak çeşitli nedenlerle bir türlü ortaya çıkaramadığımız gazeteyi yapmanın peşindeyiz.

Alışılagelen, hemen her kesimin eleştirdiği gazetecilik anlayışını terk edip, halkın gerçekleri öğrenme hakkına dayanarak yayın yapan bir gazeteyi yaratmanın çabası içindeyiz.

Ekonomik kaygılar yüzünden gerçekleri gizleyen, olayları ya da siyasi oluşumları görmezden gelen gazeteciliği reddeden bir gazete olma yolunda ilerliyoruz.

Günü kurtaran, günlük ilişkilere dayanan yayın politikalarından, adına ‘tarafsızlık’ denilen ikiyüzlülükten uzak, ortaya koyduğu ilkelere sımsıkı bağlı bir gazeteyi ilmek ilmek örüyoruz.

Adım adım bu hedefe yürüyoruz.

İşimizin çok zor, yolumuzun uzun olduğunu biliyoruz.

Böyle bir işe kalkışmanın -hele ki içinde bulunduğumuz koşullarda- bir bedeli olduğunu da biliyoruz.

Ancak başaracağımıza yürekten inanıyoruz.

İnanıyoruz çünkü, bu gazetenin sahibinden matbaada çalışan işçisine kadar herkes söz konusu bedeli göze alarak bu uzun yolculuğa çıktı.

Biliyoruz ki, bugüne kadar olmayan olacak, gelecekte mutlaka gazetecilik kazanacak.

İLKELERİMİZ

Sımsıkı sarılacağımız yayın ilkelerinden söz ettik.

Nedir bu ilkeler, göz atalım:

*Haberde dürüstlük-nesnellik, yorumda özgürlük-serbestlik…

*Hiç kimse ırk, renk, cinsiyet, dil, dinsel inanç ya da inançsızlık, sosyal statü, sınıf, bedensel yapı, düşünce ve eğilimleri nedeniyle hor görülemez, kınanamaz, aşağılanamaz.

*Haber ve yorumda, kişileri ve kuruluşları, eleştiri sınırlarının ötesinde küçük düşüren, aşağılayan sözcükler kullanılamaz.

*Bizim Sakarya Gazetesi ve çalışanları devleti ve kenti yönetenlerin, siyasi partilerin politikalarına, ön yargılara, resmi görüşlere değil, halkın gerçekleri öğrenme hakkına dayanarak yayın yapar.

*Hiç kimse, yargı kararı olmadıkça, "suçlu" ilan edilemez; idari makamların tek yanlı suçlamaları ve teşhir uygulamalarından hareketle, haberde ve yorumda suçlu gibi gösterilemez. Yargılama sürecinde de yalnızca haber verilir, taraf olunmaz.

*Gazeteci, şiddet, zorbalık ve savaş kışkırtıcılığına araç olamaz. Barışı, ulusların ve halkların kardeşliğini, eşitliğini savunur; insanlar, topluluklar ve uluslar arasında nefreti, düşmanlığı körükleyici yayından kaçınır. Ulusal bağımsızlık ve demokrasiyi vazgeçilmez ilke olarak kabul eder.

*Düşünce ve basın özgürlüğünün tam olarak gerçekleşmesi, kamuoyunun serbestçe oluşması ve halkın haber alma hakkının hiçbir kısıtlama olmaksızın kullanılabilmesi için her türlü sansür ve oto sansürle mücadele eder, kamuoyunu bu yönde bilgilendirir.

*Kaynaklarının gizliliğine ihanet etmez; saklı kalmak üzere verilen bilgileri yayımlamaz; kaynağın yanıltmayı amaçlaması durumunda, kamu yararı doğrultusunda hareket eder.

Bu ilkeler ışığında çıktığımız yolda tek güvencemiz okurlarımız.
Nitekim son dönemde, gazetemize abone olan onlarca okurumuz, bize güç ve umut verdi.

Düşlediğimiz, tarif ettiğimiz gazeteyi özleyenlere sözümüz, Bizim Sakarya’yı okuyun ve okutturun.

Buna Sakarya’nın ihtiyacı var.

ORTADA OLMAK

Geçen hafta meslekte hayli eski olan bir ağabeyimiz, genel yayın müdürlüğünü yaptığı gazeteyle söyleşi yapmış.

Ağabeyimiz kendi gazetesinde yayımlanan söyleşide, tarafsızlığı kast ederek “Sakarya’da ortada olan gazete yok” diye buyurmuş.
Bu konuda biz farklı düşünüyoruz…
Ortada olmak olan biteni seyretmektir.
‘Ben tarafsızım’ diyerek, güçlünün ezdiği güçsüzün yanında olmamaktır.
Haksızlığa uğrayanı görmezden gelmektir.
Yani güçten, güçlüden, haksızdan yana olmaktır.


Bizim SAKARYA yukarıda belirttiğimiz yayın ilkelerinden yana taraftır, böyle olmaya devam edecektir.

Haftaya buluşmak üzere hoşça kalın…

Tuncer Kalaycı