Korona için el yıkıyoruz ya… Virüs bizi öldürebilir diye… Ramazan’da elimizi bin kere yıkayıp, kirli işlerden kurtulduğumuza kalbimizi ikna etmemiz lazım. Allah yaptıklarımız gördü, görüyor uyanıklığı ile. Hatta kalplerimizi de yıkamamız lazım. Hani yüce Yaratan “Mü’minlere karşı kalplerimizde kin bırakma” diye dua öğretiyor ya… Kime karşı ne kadar kin biriktirdik, bakmamız lazım kalplerimize.

Dua ile bitirelim: Ramazan bereketler yağdırsın gönüllerimize… Bayrama ulaşırken güzel bir insan olmanın yol aydınlığını versin bizlere. İftar vakti aldığımız her lokma, ona muhtaç olanları hatırlatsın ve paylaşma terbiyesi kazandırsın. Dualarımız olsun hastalar için, hastaları tedavi edenler için, borçlular için…

Dualardan sonra gelelim gerçeklere;

Büyük bir kriz geliyor bırakın ev, araba almayı cebinizdeki 20 lirayı bile harcamayın. Corona sanırım bize tasarrufu da öğretti. Bir eşofman ile hayat geçiyor. Her gün gittiğimiz alışveriş yaptığımız AVM ler kapalı. Hafta içi nereye Brunch gitsek planlarımız bitti. Ve hatta tatil planları bile iptal oldu. HADİ GEL KÖYÜMÜZE geri dönelim.

Kriz var diyoruz da herkse gayrimenkul yatırımı yapıyor. Alıyor ama nasıl alıyor. Kendi kazancı ile aldıktan sonra sorun yok ki! Dahası parası olup da oturmak için ev alanlara kimse bir şey diyemez. Ama sorun yatırım amaçlı ya da oturmak için kredi çekip almakta. Eski Ekonomiden Sorumlu Bakanımız bile uyardı. Fırtına öncesi çatılarınızı tamir edin. Bunun açıklaması şu; büyük kriz öncesi borcunuzu kapatın ve kendinizi hazırlayın. Türkiye gerçekten çok kötü günlere gebe. Ekonomi büyük bir çöküş içinde. İşsizliğin salgın sonrası %20 lerin üzerine çıkması muhtemel. Şu ana kadar yapılanların hepsi aslında bir illüzyondan ibaretti. Artık bitti. Şimdi gerçeklerle yüzleşeceğiz. FED ve IMF yaşadığımız kriz ile ilgili olarak hibe yollu destekler dağıtmasına rağmen, hepsiyle restleşmiş yönetimimiz yüzünden bu desteklerden yararlanamıyoruz.

11.2 milyar dolarlık şehir hastanelerinin 95 milyar dolarlık devlet garantisi Londra'da. Keza tünel ve köprülerin garanti ödemeleri de İngiltere'nin garantisi altında. Kısacası kendine yetecek varlığa sahip bu ülkenin yeraltı ve yerüstü servetleri bile ipotek altında. Adeta Osmanlının Kapütülasyonlar devri yaşanıyor. Şimdi birde Doların 7 liranın üzerine çıkmasının yaratacağı şok etkisi bir iki ay içerisinde hayatımıza büyük bir zam fırtınası olarak yansıyacak. Hiç üretmeyen ve hep tüketen üstelik bunu da yurt dışından ithal eden Türkiye gerçeklerle öyle bir yüzleşecek ki, bu nedenle bir kez daha tekrar etmek istiyorum; cebinizdeki bırakın 20 lirayı, 1 lirayı bile gereksiz yere harcamayın tasarruf edin.

Hâlâ inşaat mı? Bir tüketim ülkesi durumundayız. Hiçbir sanayi alanınızda üretimimiz YOK. Türkiye Amerika'nın parasal genişlemesi nedeniyle ortaya saçılan paraları kredi olarak alıp toprağa gömdü. Bulgaristan, Polonya, Hindistan gibi ülkeler bu para ile yatırım yaptı üretimini artırdı. Biz ise bol bol AVM ve inşaat yaptık. Amerika artık parasını geri istiyor. Türkiye, Amerika'nın bu parasını nasıl geri ödeyecek? Ortada para yok ki! 100 bin liralık evler manipülasyonla 500 bin liraya satıldı. Aradaki paranın büyük bölümünü bankalar kredi faizi olarak aldı. Kalanını da kendini müteahhit olarak görenler. Şimdi hesaplaşma zamanı geldi. Yüzde 30'un üzerinde genel işsiz, yüzde 25'e dayanan genç nüfus bu krediyi nasıl ödeyecek? Ersin Özince gibi gerçekten sorumluluk sahibi banka yöneticileri defalarca uyardı, "etmeyin eylemeyin bu ülkenin inşaata değil, acil olarak yatırıma ihtiyacı var" diye. Dinleyen kim? Hükümet halen ekonomik tedbir olarak bir dizi karar alıyor. Bu kararlara baktığımızda büyük bir bölümü inşaat sektörüne yönelik. Yani hükümet hâlâ yanlış içinde ve hâlâ inşaat ile büyümeyi düşünüyor.

Hükümet başta olmak üzere herkes şunu çok iyi anlamalı: Rant ekonomisi bitti. İnşaat ile bu ülke uçuruma sürüklendi. Samandan tutun da ete kadar her şeyi ithal ediyoruz ama bol bol AVM'lerimiz var. Bu AVM'lerde 100 liraya kahvaltı yapıyoruz 15 liraya da bir kahve içiyoruz. Bunları da yaparken cebimizdeki plastik kartlarla yapıyoruz. Para vermeden ve harcamadan zevk içinde yaşayanlar; Banka kredileriyle lüks ev ve araba alıp keyif çatanlar para kazanmadan bu işi yaptıkları İÇİN emeğin kıymetini hiç bilmezler. Çabalamadan, zoru görmeden yetişen; bilgisayardaki internet hayatının sanal dünyasını gerçek zanneden nesiller yetiştirmekle ülke ileriye gitmez. Neslimize DEĞERLER EĞİTİMİ verilmiyor. Herkes aklını başına toplasın ve salgın ile başlayan bu süreçte o büyük kusursuz fırtınaya hazır olunsun. Doların 7 liraya, gram altının 400 liraya yakın seviyelerde bir trend izlemeye devam etmesi ve hatta çok daha yükselme eğilimi gösteriyor olması biz Türk halk için büyük bir felaket, unutmayın! Kısa süre içerisinde iğneden ipliğe her şeye büyük zam gelecek. Allah yardımcımız olsun. Çünkü gerçekten yardıma ihtiyacımız olacak günler geliyor. İnşallah olmasın ama hiçbirşey Şubat 2020 deki gibi olmayacak artık. Bankaların önleri sokağa çıkmayın uyarılarına rağmen Kredi Kullanmak isteyen vatandaşlar ile dolu. Emeklilere Taahhütname imzalatıyorlar emekli maaşına haciz koyabilmek için. Deniz bitti. Tarımda kendi kendine yeten bir ülke iken tükettiği Buğdayın %90 ının ithal ediyoruz artık. Corona bize gösterdi ki Tarım ve Hayvancılığa önem vermeyen ülkeler açlığa mahkum.