Adı Prof.İsmail Hakkı Aydın.Trabzon doğumlu.İmam Hatip lisesini bitirip Yüksek İslam Enstitüsüne gitmiş.Daha sonra Erzurum Tıp fakültesinden Beyin cerrahı olarak mezun olmuş.Prof.Gazi Yaşargilin yanında ihtisasını tamamlamış.Sonuçta kendi adıyla anılan,beyin damarlarını açan bir ameliyat tekniği bulacak kadar uluslararası kabul göre önemli bir bilim adamı olmuş.Arapça,Fransızca,İngilizce ve Latince biliyor.Dedesi İsmail Hakkı Efendiden Kuranı Kerim,Kelam,Fıkıh,Tevsir,Hadis,Tasavvuf,Belagat,Felsefe,Mantık Babası Müftü Halit Beyden Hat,Tahrir,İslam Hukuku Latince Fransızca dersleri almış.

Yazar,Besteci Şair.Besteleri TRT repertuarında yerini almış.Bir çok kitabı var.Bir tanesi Rabbim Beni Doktorlardan Koru,bir diğeri Beyin Sizsiniz.Anlayacağınız nüktedan da.

Biyografisine bakarsanız daha çok şey bulursunuz.

Kanal 24 adlı Televizyonda Kayıt Dışı adlı programda Bilim ve Beyin üzerine katıldığı bir program var.21.07.2019 tarihli bu programı you tube dan herkesin izlemesini tavsiye ederim.

Bu programda insan beyninin nasıl mükemmel bir organ olduğunu anlatıyor.Bir tek beyin hücresinin bile sonsuz kayıt yapma imkanına sahip olduğundan bahsederek,bu mükemmel organı insanlara bahşeden tanrının bize ilk sorusunun ne kadar namaz kıldın,ne kadar oruç,tutun ne kadar hacca gittin ne kadar zekat verdin değil aklını ne kadar kullandın olacak diyor.

Ayrıca Kuranın İslam Devleti değil İnsan Devleti vazettiğini,bu devletin dolayısıyla yöneticilerinin en önemli vasıflarının Adalet,Liyakat,Meşveret,Halkına yalan söylemeyen ve Kul Hakkı yememek yedirmemek olduğunu söylüyor.

Özetle Sayın Aydın şunu demek istiyor hatta diyor da İman kalpte değil akıldadır. Bilim şüpheyle başlar.Gerçeğe dolayısıyla Tanrıya ulaşmak için aklı kullanmak gereklidir.Akılsız iman insanı şeytana götürebilir.

Şimdi gelelim benim soruma.Evet Beka sorunumuz var,hatta daha bir çok önemli sorunumuz var.Ancak asıl sorun Zekamızı, aklımızı yeteri kadar kullanmamı mı?

Halkı mutlu olan,bilimde, fende,edebiyatta, sanatta,ekonomide ilerlemiş bir tane Müslüman Ülke gösterebilirmisiniz.Cevap yukarıda.Aklımızı yeteri kadar kullanmıyoruz.Kutsal Kitabımızı anlamamakta ısrar ediyoruz.İman yeter akla ne gerek var diyoruz.Aklımızı bir takım şarlatanlara kiraya veriyoruz.

Bunların bazıları din adamı kisvesinde, bazıları da politikacı olarak karşımıza çıkıyorlar.Akıl ve vicdanlarımız ipotek koyup peşlerinden kendi karanlıklarına sürüklüyorlar.

Şimdi şu halimize bakın.Ülkemizin en kritik günlerinde seviyesiz bir kavganın içindeyiz.

Size Mecliste yaşanan iki örnek olayı anlatacağım.Rahmetli Osman Bölükbaşı’yı yeni nesil tanımayabilir.Türk Siyasi hayatının en renkli siması ve en iyi hatibiydi.Zamanın

Başbakanı kürsüden kendini öven bir konuşma yapınca söz alıp şu cevabı vermişti.

Baş oldum diye övünme

Ne gelirse baş a gelir.

Diz toprağa yaslanırda

Baş düşerse taşa gelir.

Maalesef bu öngörüsü de gerçek oldu.

Yine benimde bulunduğum bir oturumda kürsüde İçişleri Bakanlığı bütçesi üzerinde konuşma yapan

Hasan Fehmi Güneşe özel hayatı üzerinden laf atan ANAP lı bir milletvekiline verdiği cevap unutulmazdı.Konuşmasını keserek o milletvekiline ‘’Beyefendi o konu ile benim eşim bile ilgilenmedi,siz benim neyim oluyorsunuz’’. Diye sormuştu.

Evet biraz zeka kaliteyi getiriri,seviyeyi yükseltir.