Sakarya Ziraat Odaları İl Koordinasyon Kurulu Başkanı Ali Şener Bayraktar ile Bizim Sakarya Gazetesinin düzenlediği toplantıda sohbet ettik. Ne yalan söyleyeyim kendisi ile sadece Merhaba düzeyinde tanışıyor ve kendisi hakkında hiçbir detaylı bilgiye sahip değildim.  Sohbet sonrası kendisi hakkında çok olumlu ve pozitif düşüncelere sahip oldum. Konusuna hakim, düzgün konuşma yeteneği olan, birçok Oda başkanının ortak özelliklerinden farklı bir çizgiye sahip. Eğitimli, köklü bir geçmişe sahip.

BU ŞEHRE KATKI SAĞLAYANLARI KUCAKLAMALI, DESTEKLEMELİ VE GELECEK NESİLLERE AKTARMALIYIZ. ONLARI ONORE ETMELİYİZ. Aynen katılıyorum kendisine. Bu kente katkı sağlayanlara bırakın onore etmeyi çelme takmak için her türlü çaba sarf ediliyor.  Hatta Katkısı olanlara çamur at izi kalsın şeklinde davranılıyor. Basını Siyaseti arkasına alan kendini Ali Kıran baş kesen sanıyor. Ne yazıkki siyaset her şeyin önünde. 

BELEDİYELER YÖRENİN EKONOMİK GELİŞİMİNE KATKI SAĞLAMALIDIR. Bizimkiler Sanayiye ve sanayicilere düşman veya yolunacak tavuk gibi bakıyor. TOYOTA vergisel olarak şehre katkısı yok diye Sanayi ve Sanayici suçlanıyor. Oysa Bu tamamen yasal düzenleme ile düzeltilecek bir konu. Sanayi olacak ta ne olacak bize ne faydası var diyen bir Belediye Başkanını Dünyada ilk burada gördüm. Başka ülkelerde yatırımcılara önce kaç işçi çalıştıracaksın diye sorulur. Bizde 6.000 kişi çalıştıran TOYOTA, Binlerce çalışanı olan Sanayi Bölgeleri suçlanıyor. Bu kadar işçinin şehre sağladığı katma değeri düşünen yok. Ülkeye katkısını düşünende yok.  

Hendek Otoban girişinde Sakarya’nın ilk Kurulan Sanayi Bölgesi var. Bu Bölgede Türkiye’nin ilk 50 Kuruluşu arasına giren 3 firma var. Bu Bölgedeki firmalar daha düzenli sanayileşme adına Islah OSB başvurusu yapıyor. Belediye Başkanlarımız burayı konut alanı yapacağız diye Başvuruyu red ediyor. Oysa buranın OSB olması Belediyeyi büyük bir yükten kurtaracak. Bölgenin alt yapı ve üst yapısı, arıtma tesisi, okul vb. birçok yatırım OSB Yönetimince yapılacak. Binlerce işçi istihdam edilecek.  Bunu görebilen bir Belediye Başkanı ne yazık ki yok.  İyi bir belediye Tarım, Sanayi, Konut alanlarını yıllar sonrası planlayabilen bir Belediyedir.

ŞEHİRDE BİRLİKTELİK YARATIP FARKLI FİKİRLERİ DEĞERLENDİRMELİYİZ. Bu kente 1985 yılında geldiğimde bana Hangi Milletsin diye sorulmuştu? Aradan yıllar geçti bu mantık hala devam ediyor. Nerelisin dendiğinde Trabzon, Artvin, Ordu gibi cevaplar alıyoruz. Herkesin bir Derneği var. Ben SAKARYALIYIM diyorum Başkanda aynı düşüncede. 93 harbinde kente göç etmiş kişiler bile kökenini söylüyor. Fitne fesat almış yürümüş.

ÇİFTÇİLİKTE YAŞLI NESİL ARTIYOR. GENÇLER ÇİFTÇİLİĞİ İTİBARSIZ MESLEK OLARAK GÖRÜYOR. GETİRİSİ İSTEDİKLERİ REFAHI SAĞLAMADIĞI İÇİN BU MESLEĞİ YAPMAK İSTEMİYORLAR. AYRICA ÇİFTÇİLİK GÜVENLİĞİ OLMAYAN RİSKLİ BİR MESLEKTİR..  Ne yazık ki doğru. Çiftçinin ürünü Çiftçi açısından para etmiyor. Emeğinin karşılığını alamıyor. Ama tüketici çok pahalıya tarım ve hayvancılık ürünleri tüketiyor. Çarpık bir düzen var. Başkanın deyişi ile şehrimizdeki tarım alanları %42 den %35 e düşmüş. Tarımda kurtuluş büyük işletme ve arazi toplulaştırmaya bağlı. Küçük üreticiler geçimini nasıl sağlayacak? Sorusunu çözersek ve teşvikler doğru kullanılır ise başarılı oluruz. Verimli tarım topraklarına sahip bir coğrafyadayız. Süt ürünleri üreten büyük işletmeler yabancılara geçiyor. Kentimizdeki AK GIDA Fransızlar tarafından satın alındı ve bölge süt üreticilerinden süt alımını kalite nedeniyle durdurmuş. Nedeni hijyenik üretim yapamıyoruz. Çok dağınık bir yapı var. Süt köylüden hijyenik olarak toplanıp üreticiye ulaştırılana kadar milyonlarca bakteri ürüyor. Oysa bizden çok küçük HOLLANDA bile dünyaya süt ürünleri satıyor. Toplu üretiim var. İneğin masajından hijyen sağıma  kadar her türlü tedbiri almış ve bizden çok fazla verimli üretime sahip. GIDA GÜVENLİĞİ’ ni ne yazık ki sağlayamıyoruz. Teşvik sistemi de yeniden ele alınmalı. Kaliteli Hijyen üretime teşvik verilmeli. Bu arada Kandıra’ da kurulu bir Buffalo(Manda) çiftliğine gittik ve hayran kaldık. Son derece hijyen bir üretim var ve hemen çiftliğin yanında elde edilen sütü ürüne çeviren bir tesis kurulmuş. Şirket yetkililerini tebrik ediyorum. Başında bir İtalyan var.  Zaten bundan dolayı başarılı.  Biz Türklerden şikayetçi. Balyadaki naylon ipi kesince ayır yemin içine katma diye kaç defa söyledim yine dikkat etmiyorlar diyor. Biz çok tembel toplummuşuz. Hemen çözmüş bizi.