Bu günlerde öğretmenleri en çok rahatsız eden konuların başında ‘kariyer sınavı’ geliyor. Öğretmenlerin alayı hele ki sınavla uydurulan kariyer ayrımına karşılar.

Ama emir yüksek yerden ki Bakan Mahmut Özer bu ucube projeyi savunmak zorunda…

O da baktı ki artık savunamıyor, ortaya “Biz sınav yapmak istemedik. Buna karşı çıkan sendikalar oldu” balonu attı.

Bakanın topu sendikalara atan bu saçma gerekçesine inanmıyorum. Evet, en az kendisi kadar yukarıdan gelen emirleri savunmak zorunda kalan bir sendika var. Gerçi onu sendikadan falan saymıyorum ama onun bile öğretmenleri sinirden hoplatan bu zihni sinir projesine karşı çıkmak zorunda olduğunu biliyorum.

Nitekim bakanın töhmet altında bıraktığı ilk adres o sendika…

Haliyle rahatsız oldular ve kamuoyuna açıklama yaptılar.

Dediler ki;

“MEB Bakanı bir gazeteciyle mülakatında sendikaları töhmet altında bırakmıştır. Kimi kastetmiş bilemiyoruz ama ‘Öğretmenlik Meslek Kanunu’nda kariyer için sınav konusunda ilk günden beri durduğumuz yer belli ve Toplu Sözleşme tekliflerimiz de ortadadır.

Bakanlıkla tüm görüşmelerimizde beklenti karşılansın istedik. 12 saat süren TBMM Eğitim Komisyonu görüşmeleri ile Genel Kurul sürecinde Bakanlık ve yasa yapıcılar “sınavsız uzmanlık olmayacağı” kabulüyle kimi haklı taleplerimize de kapı aralamamıştır.

Sayın Bakanın açıklamaları, “iyi ki sendikalar var” dedirtiyor. Yoksa, yüksek lisans ve doktorası olmayan öğretmenin şansı da olmayacakmış anlaşılan.

Eğitim-Bir-Sen olarak biz ne dediğimizi de ne istediğimizi de biliyoruz.

Milli Eğitim Bakanlığı öğretmenleri rahatlatmak, yeni bir eğitim-öğretim dönemine stressiz girmelerini sağlamak istiyorsa, Meslek Kanunu ile ilgili sahanın taleplerini görmeli, tüm beklentileri karşılayacak yeni bir düzenlemeyi hayata geçirmek için adım atmalıdır.”

Töhmet altında kalan bir diğer sendika da ömrümü verdiğim ama son zamanlardaki tutumu ile ‘eğer emekli olmasaydım bir gün bile durmazdım’ dediğim sendika…

E onlar da başından beri karşı…

Türk Eğitim-Sen’in 2005 yılından bu tarafa öğretmenlerin kariyer planlamasının sadece hizmet yılı esas alınarak yapılması gerektiğini söylüyor zaten.

Kaldı ki 2022’de de Uzman/Başöğretmen planlamasına getirilen sınav şartının iptalini yargıya taşıyan da Türk Eğitim-Sen…

Başından beri Hükümetin, öğretmeleri gereksiz tartışmalardan kurtarması gerektiğine de dikkat çeken Türk Eğitim-Sen…

Genel Başkan Talip Geylan bu konuda başından beri net;

“Türk Eğitim-Sen 2005’ten beri öğretmenlerin kariyer planlamasının sadece hizmet yılı esas alınarak yapılmasını istemektedir. Bunun dışında hiçbir formülü de asla kabul etmemiştir.

Milli Eğitim Bakanı Sayın Mahmut Özer’in bir gazeteciye ifade ettiği, “Sınav olmasın” teklifine karşı çıkan sendikalar hangileridir Sayın Bakan ya da MEB bürokratları açıklamalıdır!

Eğitim kamuoyu ve meslektaşlarımız çok iyi biliyor ki, sendikamız 2005 yılında olduğu gibi 2022’de de Uzman/Başöğretmen planlamasında getirilen sınav şartını iptali için yargıya taşımıştır.

Hükümet, öğretmenlerimizi bu gereksiz tartışmalardan artık kurtarmalı, TES’in makul önerisi doğrultusunda düzenlemeyi hayata geçirmelidir.

10 yılını dolduran her öğretmenin uzman öğretmen, 20 yılını dolduran her öğretmenin de başöğretmen olarak değerlendirilmesi gerekir. Aksi takdirde öğretmeni kamuoyu önünde tartıştıracaksınız!

Sınav uygulamasını kabul etmiyoruz. Zaten yeterince yıpratılan öğretmenlik mesleğinin daha da tahrip edilmesini istemiyoruz.

Bizce, illaki bir kariyer basamağı uygulanacaksa, 10 yıllık her öğretmen uzman öğretmen, 20 yıllık her öğretmen de BAŞÖĞRETMEN olarak değerlendirilebilir.

Aksi takdirde öğretmeni kamuoyu önünde tartıştıracaksınız!

MEB, öğretmeni velinin ve öğrencinin önüne atacak, zaten yıpratılan mesleki saygınlığı daha da tahrip edecek ve yeni tartışmalara neden olacak SINAV uygulamasından derhal vazgeçmelidir.”

Talip Geylan, bu noktada Türk Eğitim-Sen’i “Hem sınava karşı olup hem de sınava hazırlık sürecinde üyelere nasıl destek olunurmuş” söylemleriyle eleştiren sendikalara da tepkili;

“Yesinler! Sözde rekabet adına bu kadar mı düşüyorsunuz? Evet, Türk Eğitim-Sen öğretmenlerin kariyer basamaklarının sınavla belirlenmesine karşıdır! Tavrımız, Uzman/Başöğretmenlik sürecinin ilk başladığı 2005 yılında da böyleydi bugün de değişmedi.

Öğretmenlik, sadece bilme mesleği değil, bildiğini aktarma işidir. Dolayısıyla esas alınması gereken tek ölçüt tecrübe yani hizmet yılı olmalıdır.

Türk Eğitim-Sen, 2005 yılında olduğu gibi şimdi de başta sınav şartı olmak üzere öğretmenlerimizi mağdur edebilecek tüm düzenlemeleri yargıya taşımıştır. Bu konu da gündeme getirildiğinde her düzeyde ve her şekilde mücadele ortaya koyduk; görüşmeler, yazışmalar, eylemler, kampanyalar, sosyal medya gündem çalışmaları ve nihayetinde yargı süreciyle meslektaşlarımızın beklentilerinin sesi olduk. Nihayetinde yargı süreci de devam etmektedir. Ancak tüm bu mücadeleyi ortaya koyarken, diğer yandan da işleyen süreçte üyelerimizin azami fayda sağlamaları ve olası mağduriyetlerini engellemek için gayret ortaya koyuyoruz. Türk Eğitim-Sen -birileri gibi- “Saldım çayıra, Mevlam kayıra” anlayışında olamaz! Sorumlu sendikacılık anlayışının gereği olarak, her aşamada üyesinin yanında durmaya ve destek olmaya devam edecektir. Bir yandan hukuki süreci sonuna kadar yürütürken ve öğretmenlerimizin kariyer basamaklarını sınavla belirleme gereksizliğini iptal ettirme gayretini ortaya koyarken, diğer yandan süre giden bir işleyişte başarılı olmaları için tüm imkanlarını seferber edecektir. Doğrusu budur!”

Evet, sendikalar da sendikamsı yapılar da böyle düşündüğüne göre ‘sınavı destekleyen’ sendikalar kimdir Sayın Bakan?

Bunun cevabını vermezseniz, bu iddia bumerang misali size döner ve töhmet altında kalan siz olursunuz.

Hadi bakalım, top sizde…