Milliyetçi muhafazakar bildiğim en az 20 Menderes hayranına sormuştum; Menderes ne yaptı?

Çoğunluğun sayma ve sevme sebebi bu ki ‘ezanı Arapça okuttu’ ya demişlerdi.

Başka dediğimde?

E ezanı yine Arapça okuttu işte dediler.

Israrla sordum, başka mantıklı ve geçerli tek bir cevap alamamıştım.

Şimdi Adnan Menderes nasıl ki ezanı Arapça okutmasıyla anılıyor ve bununla yetiniliyorsa, yarın da Recep Tayyip Erdoğan Ayasofya ile anılacak ve pek çok icraatı ‘Ayasofya’yı ibadete açtı işte daha ne olsun’ savunmasıyla örtülecektir.

O Menderes ki, tek cümleyle izah edecek olursak Türkiye’yi ABD’nin kucağına oturtmuş ve bugünkü ilişkilerimizin temelini atmıştı. Biz, o gün bugündür belimizi doğrultamıyor, kanla irfanla kurduğumuz Cumhuriyetin binlerce şehit kanıyla kavuştuğumuz bağımsızlığımızın tadını çıkaramıyoruz.

Kimse kusura bakmasın, doğruya doğru, Demokrat Parti’nin ilk icraatı budur, gerisi de fasaryadır.

Kore Savaşı örneğin, bizzat babamın da katılıp Allah’tan gazi olarak döndüğü savaş, kimin savaşıydı?

Bittabi Amerikan emperyalizminin savaşıydı ve bizim ucuz Amerikan askeri oluşumuzun başlangıcıydı.

Ama sorsan; Menderes büyük adam canım! Ezanı Arapça okuttu ya gerisi önemli değil diye düşünen bir toplumumuz var.

Dün bir fıkra ile Ayasofya’yı özetlemiştim. Bugün tekrar yazayım ve biraz açayım;

Adam, Almanya'daki yakınına telefon ediyor.

“Alo, Raif abi, selamünaleyküm… Müjdemi isterim…

Ayasofya ibadete açıldı abi… He he, nasıl?

Yok abi, hâlâ işsizlikle ilgili bir şey yok ama Ayasofya ibadete açıldı Raif abi…

Nasıl? Haa… Enflasyon hâlâ yüksek abi ama Ayasofya ibadete açıldı!

Yok abi yok… Barolarla ilgili olumlu bir şey yok ama Ayasofya ibadete açıldı!

Yok, gazeteciler hâlâ içeride yatıyor abi ama Ayasofya ibadete açıldı!

Açlık grevindekiler grevlerine devam ediyor, onda bir sıkıntı yok ama Ayasofya ibadete açıldı abi.

Ha, 3Y yani Yoksulluk, Yolsuzluk, Yasaklar duruyor abi. Gelirsen üçünü de görebilirsin. Yoksulluk da var, yolsuzluk da var, yasaklar devam ediyor ama Ayasofya ibadete açıldı abi.

Alo… Alooo… Adam heyecandan telefonu kapattı yaa… Belli ki, bir an önce buraya gelmek istiyor garibim!”

IMF, Küresel Ekonomik Görünüm Raporu’nda Türkiye ekonomisinin 2020 yılında yüzde 5 küçüleceğini, işsizliğin ise yüzde 17,2 olacağı tahmininde bulundu. Türkiye’nin yalnızca bu yıl için 170 milyar doların üstünde dış borç ödemesi var. Koronavirüs krizi 1929 yılındaki Büyük Buhran kadar ağır bir küresel resesyona neden olurken Türkiye’nin Avrupa ile ticareti durma noktasına geldi. Türkiye hükümetinin nereden kaynak bulacağı belli değil…

Ama Ayasofya cami oldu…

Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü'nün (OECD) 2019 yılı eğitim raporuna göre Türkiye’de her öğrenci için eğitime harcanan yıllık miktar OECD ortalamasından iki kat daha düşük. Buna göre, Türkiye'de 2016 yılında ilkokuldan üniversiteye kadar her bir öğrenci için yaklaşık 5 bin 633 dolar harcandı. OECD ortalaması ise 10 bin 502 dolar. Türkiye eğitime en az harcama yapan ülkeler sıralamasında üçüncü. Türkiye’de yüksek eğitim diploması olan gençlerin istihdama katılım oranı son 10 yılda yüzde 6 düştü. Yüksek öğrenim alan kadınlar arasında 2008'de yüzde 70 olan istihdam oranı, 2018'de yüzde 62’ye indi…

Ama Ayasofya cami oldu…

Ülkede Covid-19 vaka sayısı her gün biner biner artıyor. Toplam sayı 210 bini geçti, salgının ikinci dalgası için hükümetin hazırlıkları henüz net değil. Alınan önlemler Avrupa ülkelerini tatmin etmediği için dış turizm engelleri önümüzde. 2019’da yaklaşık 35 milyar dolar olan turizm geliri bu sene zarar hanesine yazılacak…

Ama Ayasofya cami oldu…

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na göre 2020 yılının ilk 5 ayında 119 kadın, 11 Mart- 20 Mayıs tarihleri arasında ise 53 kadın öldürüldü. Haziran ayının sadece 10 gününde 10 kadın cinayete kurban gitti. Kadın kıyımına engel olacak İstanbul Sözleşmesi’ni uygulamaya koymayan hükümet ayrıca yasayı rafa kaldıracakları açıklamasını yaptı…

Ama Ayasofya cami oldu…

Gazetecileri Koruma Komitesi 2019 raporunda Türkiye, Mısır, Çin ve Suudi Arabistan ile birlikte en çok gazeteci hapseden ülkeler arasında sayıldı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 100’den fazla medya kuruluşunu kapattığı ve çalışanlara terörizm suçlamaları getirdiği yer aldı. Hükümetin medyayı ele geçirmesi sonucu pek çok sayıda gazetecinin sürgüne kaçtığı, işsiz kaldığı ve oto sansür uygulandığı vurgulandı…

Ama Ayasofya cami oldu…

Ekonominin zangır zangır titrediği, adalete güvenin yerlerde süründüğü, gençlerin ilk fırsatta kaçmak istedikleri, çocuk tacizcilerini ‘evlilik’ kılıfı altında koruma yasalarının pişirildiği, insanların açlıktan ve işsizlikten onar onar intihar ettiği, yasakların, ayrımcılığın ve siyasi düşmanlığın yaşam biçimi haline geldiği ülkede, tek hedef, ulaşmak istenilen vizyon, derin ideolojik hamle sonunda gerçek oldu…

İyi ki Ayasofya cami oldu!

İşte kutsallar üzerinden siyaset yapmanın kolaylığı bu, bu kadar basit…

Ayasofya ibadete açılsın da…

Gerisi önemli değil.