Sevgili okurlar,
Son yazımda, “ Milletin yakasından düşün” dedik ya, Türkiye’den “tebrikler” ve maalesef benim de yaşadığım Avrupa’dan “tepkiler” geldi..
Anlattığım “Türkiye fotoğrafı” onları memnun ve mutlu etmedi?
Niye ki?
Ah sizi gidi “tuzu kurular” ah!
Çünkü,” gönülden bağlı ve teslim oldukları zihniyetin eleştirilmesine” tahammül edemiyorlar…
Evet, Türkiye’de olduğu gibi Avrupa’da da;” hala gözlerini açmayan, gerçekleri görmeyen, yani gözleri kör olmuş” bir kesim var..
Özellikle,” Eskişehir ve Eskişehir –Brüksel hattında uçan uçaklar hakkında” yazdıklarım, büyük paylaşım aldı..
Hala değişmeyen, sivil hayata uymayan,  bildiğini okuyan bir zihniyetin temsilcileri, “Türkiye uçtu, dünya lideri, eski Türkiye, yerli ve milli..” martavallarına inanmış gidiyorlar..
Üzülmemek elde değil!..
Ama bu zihniyetin temsilcisi, zaten itiraf etmemiş miydi:” Eğitim oranı yükseldikçe, bize destek verenlerin sayısı azalıyor” diye!
Hatta, bir Üniversite öğretim üyesi, üstelik profesör birisi;  “ Bize okumuşlar değil, cahiller lazım” dememiş miydi!..
İşte gittik, gördük,yazıyoruz..
Bunlar Türkiye gerçekleri..
Tamam, ülkede “Korana virüsü salgını” nedeni ile bir olağanüstü durum var ama, kusura bakmayınız, bu durum tüm dünya ülkelerinde aynı değil mi?
Tüm dünya ülkeleri aldıkları tedbirlerin yansımaları olarak, insanına, iş adamına, esnafına ve kurum ile kuruluşlarına sahip çıkarken, benim ülkemde iktidar ortağı Sayın MHP Genel Başkanı çıkmış,”askıda ekmek kampanyası” ile gündeme damga vuruyor..
Öyle ya, nereden nereye?
Devir bu ya,”askıda ekmek” devri!..
Yani bu iktidar,18 Yıl sonra insanımızı “ ekmeğe” bile muhtaç hale getirmişse durum vahimdir..
Hala, “iktidardan nemalananların, aylığa bağlananların, ihaleden, ihaleyi paylaşanların, ormanları talan edenlerin, devletin en gözde arsalarını, fabrikalarını satın alıp, rant üstüne, rant ekleyenlerin, bürokraside kendine yer bulanların sesi çıkmıyorsa”, yaşasın iktidar!
Ve geldiğimiz noktada Cumhurbaşkanı, yani iktidarın başı sıfatı ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açıklamadı mı?
“Biz iktidarız ama, muktedir değiliz” diye!
“Biz iktidarız ama fikrimiz iktidar değil” demek, neyin nesi?
Tarihi bir itiraf gibi sözler bunlar..
Tarihi ve AK Parti iktidarının zihniyetini, gelişini, gidişatını ortaya koyan açıklama bunlar..
Yani “ihvanist bir Türkiye” özlemlerine, ulaşamayan iktidarın itirafları bunlar..
Ama gelinen noktada, “Irak, Suriye, Akdeniz, Kıbrıs, Ege, Kafkaslarda çuvallayan, Avrupa Birliği ile köprüleri atan, Amerika ve Rusya ile kâh iyi, kah kötü ilişkiler içinde olan Türkiye’nin çok iyi yönetildiğini söylemek” akıl işimidir?
“Atatürk Türkiye’sini alt-üst eden, Cumhuriyet kazanımlarını yok sayan ve tahrip eden bir zihniyetin geldiği noktayı” başka nasıl anlatabilirim ki?
Dini değerleri, kutsiyetlerimizi  ayaklar altına alarak, milletin sırtında tahakküm kuran, insanımızı korkutan,ürküten bu iktidarın artık neyi hedeflediği, nereyi planladığı ve Türkiye’yi alıp nereye götürmek istediği açık ve net olarak belli olmuştur..
-Ülkenin buraya gelmesinde,siyaseten aldatılmış vatandaşlarımızın da rolü vardır..
-Devletin “Paralel Yapı” dediğimiz,” FETÖ” güruhlarına teslimine ses çıkarmayanlar..
-Ülkenin eğitim sistemi alabora edilirken kayıtsız kalıp, soru cevaplarını kendi çocuklarına verenleri unuttuk mu?
-Kurulan dershanelerde çocuklarımızın beyinlerini yıkayan ve ailelerini soyanları bilmiyor muyuz?
-Ülkenin aydınları, üst rütbeli askerleri çeşitli kumpaslarla hapishanelere doldurulurken, alkış tutanları hatırladınız mı?
-Devletin en mahrem yeri “kozmik odasına” girilişine izin verenleri tek, tek açıklamam gerekir mi?
-Ülkenin gerçeklerini yazan gazetecilerini korkutarak içeri tıkmak hangi iktidara nasip oldu ki?

Uzatmayalım, öve, öve bitiremedikleri yapılan köprüler, yollar, tüneller ve şehir hastanelerine, hava alanlarına ödenen paralar, zengin edilen iş adamları ve soyulan halkımızın, neye reva görüldüğü gerçeğini, bilmeyiniz mi var?
Kısacası, Türkiye evriliyor, iktidarın düşünceleri ve hedefleri bir başka?..
“Ters çevrilen Atatürk posterleri, iptal edilen milli bayramlar, Atatürk anıtlarına saldırılar, Cumhuriyet’in kazanımlarının tek, tek yok edilmesi, Atatürk ilkelerinden uzaklaşılmazı, sosyal, laik, hukuk devletinden uzaklaşılması ve ülkenin tek adama teslimi”, bize her şeye anlatmıyor mu?
“Bölgesinde yalnızlaşan, Arap dünyasında bile ürünlerimizin boykota uğradığı, yalan, yanlış rakamlarla milletin aldatıldığı ve oyalandığı bir dönemde, hala bu iktidardan ışık bekleyen, gelecek umut edenler varsa”, söylenecek söz yoktur..
Görünen o ki, Cumhurbaşkanlığı sistemi iflas etmiştir!..
Türkiye Tek Adam rejimi ile betona toslamıştır!..
AK Parti iktidarı, artık umut olmaktan çıkmıştır..
Bunu anlamak için,” kahin “ olmaya gerek yok..
Şöyle sokağa çıkıp, acı ama gerçekleri görmek yeterlidir..
İşte Denizli Valisi, bu acı gerçeği kent içinde gezerken, bizzat yaşamış ve işi “şahısa” indirgemiştir!..
“Türkiye, buraya nasıl geldi” diye sormayınız?..
Türkiye Cumhuriyeti Devleti, “Şahsım Devletine” bile, bile, göre, göre gelmiştir!..
Üstelik Türkçe özürlü!
Bunda sizin, bizim, hepimizin katkısı ve nemelazımcılığı var!
Bakalım, gelecek günler, bizlere daha neler gösterecek?
“Askıda ekmek kampanyası” hayırlara vesile olsun?
Türkiye’yi bu hale getirenlere, helal olsun!

TAZİYE!
Atatürk ve Türkiye Cumhuriyeti aşığı, meslek büyüğümüz gazeteci, yazar Bekir Coşkun’u kaybetmenin derin üzüntüsü içinde, ailesine, sevenlerine ve basın camiasına başsağlığı dilerim..
İdealleri yaşatılacak..
Allah gani, gani rahmet eylesin, mekânı cennet olsun!
Yusuf Cinal/20 Ekim 2020 Brüksel




​​​​​​