Benim adım Hulusi. Herkes bana adımdan çok "aksi" diye hitap eder. Bu lakabı ismimden daha çok duyarım çünkü gerçek hayatta da aksi biriyim. Hemen aksi değince kötü anlamlar çıkartmayın. İnsanların bana bakış açılarından, hayatın bana sunduklarından dolayı böyle bir aksi hâl ve tavır içerisindeyim. Gerçi kimine göre aksi olduğum kadar, kimine de aksi değilim. Fakat günümüz toplumlarında nedense çoğunluğun söylediği olduğu için azınlığın düşünceleri hiç değerlendirilmemektedir ve ben de bu yüzden aksi olarak nitelendirilmekteyim. Alın size aksi olmak için bir başka fırsat daha da neyse…

İlk aksi denilişim ben daha doğmadan babam tarafından söylenmiş. Ailem, kız çocuk beklerken kucaklarına beni alınca babam kendini tutamayıp "Hay aksi!" demiş ve ömrümce benim gölgem olacak olan lakabım ve karakterimi çizmiş. Yıllar geçip büyüdükçe kendimi herkesten farklı geliştirdim. Kimsenin çok tercih etmediği hobiler edindim. Gizli saklı kalmış kitaplar okudum. Herkes o zamanın en meşhur işleriyle uğraşırken ben eskilerde kalmış, unutulmaya yüz tutmuş işlerle uğraştım, aksilik değil mi işte!

Arkadaşlarımla da çok iyi ilişkilerim oldu beni kabul eden insanlar hep yanımdaydı. Bana desteklerini hep gösterdiler. Ben de elimden geldiğince onların zor zamanlarında ya da mutlu günlerinde yanlarında olmaya çalıştım. Tabii ki aksilik ceketimi sırtımdan çıkartarak yaptım bunları. Arkadaşlarımla konuşmayı, bazen gülmeyi bazen de üzülmeyi seviyordum. Benden fikir istediklerinde düşüncemi doğru bir şekilde söylüyordum. Kelimeleri süslemeden, onlara dans ettirmeden neyse onu söylüyordum. İnsanlar gerçekleri veya istedikleri cümleyi duymadıklarında karşındakine laf ederler, küfür ederler. Ben hepsine alıştım. Sonrasında da benim söylediklerimin doğru çıktığı anlaşıldığında da "Ben demiştim." demeyi severim. İnsan bildiği bir şeyi neden ön plana çıkarmasın ki? Ben çıkarırım, benim aksiliğim budur. İnsan sadece başardıklarıyla değil, bildikleriyle de sevinmeli.

Ben şimdi bir hastane odasında kollarıma serum bağlanmış bir şekilde bazen oturuyorum bazen de yatıyorum. Aksi bir hastalık geldi beni buldu. Aksilik bu ya hastalığın tedavisi var fakat bunun kolay olmayacağını söylüyorlar. Doktorlar her ne kadar tedavimin iyi gittiğini söyleseler de aslında ben orada da aksilik ediyorum. Başka yoldan tedavim yapılsa daha çabuk iyileşirim diye doktorlarla da atıştığımız oluyor. Böyle aksi biriyim işte. Neyse daha fazla konuşamayacağım bir hemşire odama doğru geliyor. Bu süreçte çok düşünüp konuşup yorulmamam gerekiyormuş. Şimdi beni görüp bana fırça atmasını istemem. Buradan çıkınca da aksiliğime kaldığım yerden devam edeceğim sonuçta insanın kendi bildiğini yapması kadar güzel bir şey olamaz bu dünyada,yaptıklarınız başkasına aksi gelse de...