Medyayazar geçen haftaki haberinde, AK Parti’nin spor salonundaki kalabalık kongre fotoğrafını koymuş ve vaka sayısı artan illeri de örnekleyerek uyarmış.

    Karadeniz illeri ocak-şubat aylarındaki AK Parti kongreleri sonrası, hemen tümüyle Corona kırmızı çizgiye girmişti.

   Geçen hafta camiler yine; çok güzel ve kolay anlaşılır, Türkçe salgın uyarıları yapmaya başlayınca tehlikeyi anladım tabii.

    Sakarya da Kırmızı Corona Yasaklıydı. Serdivan Sapanca Kırkpınar demiştim.

    Corona şakasız; önünde durulamaz, yıkılamaz, maskeyi filan iplemez gibi görünen ABD Başkanı Trump’ı bile nasıl silkelemişti?

   Kırkpınar’da ekmek, gazete için maskesiz çok çıktı. Ama, 1 km ötede farkına varsam, utanarak eve dönüp maske aldım. Hangi esnaftan istesem maske verdi. 

   Şubatta, randevu aldım, yaşım(?) gereği 2 Aşımı da oldum. Yeni, tertemiz, işleyişi çok çağdaş Sapanca Hastanesi’nde. Her şey 20 dakikada, hiç sorunsuz!

   Temizlikçisinden, Hemşiresine, Gencecik Hekimlerinde kadar; mükemmel bir işleyiş, nezaket, sabır görmek insanı mutlu ediyor.

    Sağlık İl Müdürümüze ve Sapanca Hastanesi Yönetimine teşekkür ederim. Dilerim ilimizin ve ülkemizin her yerinde tablo böylesine doğru işliyordur.

    Sağlık Dünyamıza tekrar teşekkür ederken; AK Partili Yönetenlerin giderek sıra dışı agresifleşmesine, hatta sokak diliyle yarışmasına aklım ermiyor.

    Çünkü, kamu kadroları işini siz kurcalamazsanız iyi yapar. Yanlışlarını da siz denetleyin. Agresif,” Haddini bil!” dilli AKP kaybediyor.

    Şu CEHAPE’li Büyükşehirlerin yaptığı her hayırlı işin bile, bld. meclislerinde ve bakanlıklarda  engellenmesi de, AKP’ye misliyle oy kaybettirdi, kaybettiriyor.

    Son yerel seçim de siyasi ders olamadı mı? Yazayım, höyküren höykürsün:

    Hamidiye Suyu, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin sattığı-dağıttığı halkın içme suyu. Abonelik iptal edilip, satımı dağıtımı engellenir mi? Halk  körmü?

    Halkın Belediyesi’nin suyu öyle de; Ucuz 1 TL yahu…1 TL.’ye ekmek var mı? Nasıl engellenir? AKP, hepsini satın alıp, yoksul kapısına bedava götürse n’olur?

    Bakın, O örnekler sadece SU ve EKMEK…

    CEHAPE’li, İYİ Partili tüm belediyelerin yetkisinde olan Araziler-Mülkler tek tek AKP’li Bakanlıkların yetkisine alınıyor. Sonra orada Kim? Kimler oluyor?

     Neden; olayın arkasında hangi Mandrakelik’ler var, izleyin, biz de öğrenelim. Ülke halkı tümünü görüyor, biliyordur. AKP niye sürekli kaybedişlerde?

    Sapanca Devlet Hastanesi’nde ve tüm sağlık kuruluşlarında yıllardır pek şikayet etmek isteyebileceğim büyük bir yanlışlara rastlamadım.

    Çok yanlışa rastladım ama; olur ve olacak yanlışlardı. Ama, kamu sağlık kadroları gerçekten zor ve özveri isteyen işlerle boğuşuyor.

    DR. Mehmet ÖZOD, kulakları çınlasın, 35-40 yıl önce bana bir erdem kazandırdı.  Gecenin, 01.00-03.00 saatlerinde bile, geçerken Acillere giriveririm.   

   Dünya Savaşı çok azdır; Hastane Acillerinde her gün Hayat Memat Savaşı yaşanır! 

    O nedenle 30-40 yıldır;” Atanmamış bir tek hekim olamaz! Daha zorunlu  ihtiyaç ise her kademedeki Yardımcı Personeldir! Onlar artık çokça varlar!

     Çünkü, Sağlık Meslek Liseleri ve Yüksek Okulları çok arttı. İhtiyaçtan da fazla gencimizi sağlık için yetiştirildi. Liyakat tabii ki önceliktir ama;

     Hastane ve sağlık ocaklarında, her kapıda; kum gibi, evet kum gibi çok sayıda Yardımcı Kadrolar olmalı. Ülke bunu severek taşıyacaktır.” dedim, diyorum.

    AK Parti’yi Tıp Fakülteleri konusunda eleştirilerim asla bitmez:

   Ülkemizin muhteşem çağdaş gençliğini, Tıp Dünyasındaki başarıları nedeniyle Dünya Nobel Ödülleri zirvelerine taşıyor. Biz 20 yılda ne yaptık?

   Çapa, Cerrahpaşa gibi Devlet Tıp Fakülteleri’nin Türkçe, İngilizce bölümlerinde  yetiştirilen hekim ve bilim insanları dünya literatüründedir.

    Ankara’nın Türkçe ve İngilizce eğitim veren Devlet Tıp Fakülteleri de dünya literatüründedir. Var olanı ihya ederek yürümek varken;

    Son 15-20 yılda özel ve vakıf tıp fakülteleri pıtrak gibi artırıldı. Tamam artsın da; var olan Eşsiz Kamu Tıp Fakülteleri neden köreltilsin? Cevabı asla yok?

     SAKARYA TIP FAKÜLTESİ’nin ve değerli kadrolarının sosyal ve ekonomik çok zor koşullarda, gözden gönülden ırakta bırakılışı neden canımı acıtıyor?

     AK Parti, O ilk açılış günkü Görkemli Siyasi Törenin devamını niye getiremedi? Gitmeyelim, gezmeyelim, sormayalım, umursamayalım mı?

     Salgın yasaklarından nerelere savruldum; hiç nedensiz değil tabii ki!