AK Parti’yi, kurulmadan aylar önce, Akyazı-Kuzuluk Kaplıcası’nda, partinin kurucusu olacak kimi belediye başkanları ile yapılan toplantıda öğrenmiştim.

Kuruldu; girdikleri ilk seçimde adaylarının tümünSRT TV.’de programlarıma konuk oldu. Hemen unutuluveren günler : -)

AKP kurulmazdan önce de belediye başkanı olup; AK Partiye geçen hemen tüm belediye başkanları da Kent TV., Kanal 54 ve SRT TV.’de konuğum oldu.

17 Ağustos 1999 Yüzyılın Depremi’nde; SRT TV. Devletimizin, Halkımızın ve Meslek Odalarımızın hizmetinde (bence) eşsiz- Hiç Ayrımsız Kamu Görevi yaptı.

Ama, belediyelere verdiğimiz tüm katkılar 2 yıl sonra külliyen inkar edildi?

Sakarya’da yazılı ve görsel tüm Medya 2002 yılına kadar deprem konusunda büyük özverilerle görev yapmıştır.

Neden 2002 yılına kadar?..

***

Birden Yönetme Erki olundu. 2002 Sonrası Birileri(?) O güne kadar kapıları kendilerine hep açık olan kimi medyaya sırtını dönüverdi : -)

Gülerim tabii.. Ayrımı daha önceleri de çok açık, çok net görmüştüm!

Zor günlerin seçilebilen-seçilemeyen hemen tüm milletvekilleri bizimle halkın ekranlarına çıkabilmişti. Biz de kibir de, inkar da yoktur!

Herkes,” hiçbir kula kapı kulu olmadığımıza!” bizzat tanık olmuştu. AK Parti daha ilk seçimde bir zafer kazandı ve şaşırdı?

Sakarya ve Ülkemizden başka hiç sahibimiz olmadı. Kimler geldi, kimler geçti; ki artık ortada hemen hiç birisi yoklar; ama Sakarya yaşıyor.

***

AK Parti Sakarya Teşkilatı için bugün, şu düşüncemi de hep açıkça yazdım:

AK Parti’de, bu dönem Sakarya’da, Yönetmek için belirlediği kadroları özenle, iyi ve doğru düşünülmemiş.

Sakarya’da AK Partiye oy verenler içinde liyakatli bireyler olduğunu ben bile, hariçten gazel okuyacak kadar, bilirim. Ki, Seçilenler ellerine su dökemezler!

Şunu da hemen söylemem gerek. Bugün Sakarya’yı Yöneten AKP kadroları kucaklarında hiç de iyi bir miras, hatasız bir Sakarya da bulmadı!

Borç gırtlağa kadar! Şehrin etrafını kuşaklayan tepelerin ovasında; bir karış imar yok gibi. Şehrin yaya ve araç ulaşımı artık her saat çileli.

Bitememiş, bitse de telafisi zor hatalı, geri dönüşsüz projeler var.

Adapazarı Şehri, ülke ekonomisinin çok önemli köşe taşlarından birisiydi.

Köklü Şehir Eşrafı sanki sihirli bir el tarafından silindi gibi? Çarşıların O saygın, düzeyli, tanıdık esnafının yerini yabancı yüzler birkaç yılda alıverdi?

Farkında mısınız; Adapazarı çarşılarında artık saygınlığın yerini garip bir ürkeklik-çekingenlik alıyor gibi?

Çarşılara sadece alışverişe gitmem. Yürür, görmek isterim. Artık ara sokaklar biraz daha netameli ise?

Çarşılarda, aralıklarla 2’li, 3 lü, 5’li, iyi giyimli, sert duruşlu gruplar görürsünüz. Nedir, kimdirler, koruma mı, kurye mi bilemem?

Arada, doğup büyüdüğüm şehirde şimdilerde kimi zaman ürkerim : -)

***

Haa, geçenlerde başka ilden siyasi bir Amcam keramet buyurdu,” Ülkedeki bu cinnet gibi olayların sebebi tv.’lerdeki şiddet dizileridir.”

Bunu başlatan, yaratan anlayış ne peki? Hayatımda hiç bu kadar çok mafya, aile şirketi komploları, cinayet dizileri izlemedim.

Her gece en baba silahlarla sokaklarda ölüm kusulur oldu. Pis sakallı, korkunç görünümlü, işkencelerin, acımasızlığın, intikamcı Adamlar ve hatta Kadınlar!

Çıkın sokağa, Onlara öykünen yüzlerce karanlık yüzlü adamlar görürsünüz!

“ Doğru yaşamak; huzurlu, güvenli, kaliteli yaşamak bu değildir!” diyene itibar yok, özenme de yok.

***

Bu şehirde 1945-1975 kuşakları daha huzurlu, daha kolay, daha kimlikli-özgün bir şehirde yaşadı.

Şimdiki Adapazarı Kaymakamlığı’nın yerindeki Otobüs Terminali’nden, Atatürk Lisesi’ne, Çark Mesire’ye sapaklarda kaybolmadan, dümdüz MAÇA giderdik!

Yenicami’den, Karaağaç Bulvarı’na da hiçbir lamelif yapmadan, dümdüz!

Sakarya ve Türkiye, Yüzyılın Depremi ile garip bir Siyasi Kimliğe mi sürüklendi?

Sakarya’da, liyakatli, çalışkan, adaletli, dürüst, bağımsız Karakterli gencecik çağdaş bireyler var. Gözlerimizi kapatanları görelim artık!