Allah kimsenin başına vermesin ama deprem, doğru kullanıldığında bir fırsattır.

Eşraftan birkaç zengine zeval gelmesin diye ısrarla bataklığın ortasına kurulan ve tutulan bir şehri taşıtır adama mesela.

Siyasi veya ekonomik sebeplerle yıkılamayan ucubeleri yıkar geçer.

Yasa kanun, yönetmelik, plan, program tanımaksızın dikilen binaları 45 saniyede yerle bir eder.

Tabiata yaptıklarımızın intikamını alır aynı zamanda, denizden çaldıklarımızın, toprağa ihanetimizin cezasını keser.

Tek bir vuruş ile siyasi ama ondan çok ticari kaygılarla açılamayan arkları açar, insanlar tek bir caddeye sıkışmasın, hava alsınlar diye.

Koca bir şehri, altı üstü tek bir caddeye mahkum edip, alışveriş ve eğlence alternatifini bir caddeye sıkıştıranlara öyle bir ders verir ki mesela deprem sonrası Çark Caddesinde pek çok işyerinin bir aylık kira karşılığı satışa çıkması gibi...

Hiç umulmadık bir anda şehrin ortasına boğulan insanlara kaldırım olur, yol olur, park bahçe yeşil alan yaratır…

Evet… Allah tekrar yaşatmasın ama deprem çok şeyi değiştirdi ilimizde ama az şeylere kavuşturdu bizi. Yani biz o fırsatı pek değerlendiremedik maalesef…

Hiç deprem olmamış ve bundan sonra da olmayacakmış gibi davrandık, davranıyoruz.

Tamam, Bugün Korucuk’u, Karaman’ı, Camili’yi, ana arterleri, kocaman caddeleri ona borçluyuz, tamam.

Ama yeterli değil…

Yetmeme sebebini biraz da değişen iktidarlara ve değişen kafalara bağlıyorum ben…

Yeni Yerleşim Alanı mesela, deprem bahane 57. Hükümetin bir hediyesiydi bize…

Ama maalesef o günün yerel iktidarı ve kısa bir süre sonra gerçekleşen iktidar değişikliği, Yeni Yerleşim Alanı’nın bir cazibe merkezi olmaması için elinden geleni yaptı.

Yahu, yolunu bile yapmadılar, yolunu ki daha neyi sayayım.

O bölgede oturan bizler, binlerce vatandaş tek şeritli kanal boyu yoluna mahkum edildik yıllarca.

Yüce Mevla baktı ki bize deprem yetmemiş, baktı ki depremden gereken dersi almamışız, bir de trafik kazası acısı yaşattı bizlere. Bir minibüs Çark Deresine uçtu, 9 canımız gitti.

Yol tamamdı ama yola rağmen toplu ulaşım sorunu yaşamaya başladık. Otobüs ve minibüslere mahkum edildik yıllarca…

Raylı sistem konusuna girmiyorum bile…

Yerel ve ona bağlı olarak genel iktidar Yeni Yerleşim Alanı’nın bir cazibe merkezi olmaması için elinden geleni yaptı, bence yukarıda saydığım sebeplerden dolayı…

57.Hükümetin, deprem sonrası şehri daha sağlam zemine taşıma ve yeni yerleşim alanları oluşturma çabalarına yerelden engeller çıkarıldı.

Yeni Yerleşim Alanlarının cazibe merkezi olmaması için ne mümkünse yapıldı.

57.Hükümet, bu dirence karşılık geliştirdiği Resmi Daireler Kampusu oluşturma fikrine de karşı çıkıldı. Sonradan, taa 2009 yılında, başlayanı bitirmek zorunda kaldılar ama üzerine bir çivi çakmadılar.

Resmi Daireler Kampusu konusunda direnç gösterenlerden bir tanesi de Baro idi. Ama hatırladığım kadarıyla Baro’nun itiraz gerekçesi Valilik ile aynı çatı altında olunmasıydı.

Baro, meseleye bağımsızlık açısından bakıyordu ve sonuna kadar da haklıydı.

Gerek bu manada gerekse Adliye işleyişi ve işlevi göz önüne alındığında, Adliye’nin bu kampusta olması çok yanlıştı.

Gelelim eski defterleri açma sebebimize;

Baro’nun başından beri koyduğu şerhlere yenileri eklendi. Yoğunluk arttı, mevcut bina yetersiz hale geldi. Haliyle Adliyeyi oradan taşımak lazım…

Bunda herkes hemfikir…

Ama nereye? İşte bu konuda taraflar anlaşamıyorlar…

Duyduğum kadarıyla Cumhuriyet Başsavcımız, hiç de üstüne vazife olmadığı halde çalışmış çabalamış, yeni bir adliye binası projesi için ödeneğine kadar çıkartmış…

Yetkililere düşen hepi topu arsayı ayarlamak ve ilk kazmayı vurmak…

Aksi halde bu iş için ayrılan ödenek yani 500 milyon lira, komşuya kaydırılacak.

Eğer bu fırsatı kaçırırsak, ödenekti, plandı projeydi derken en az 4-5 yıl daha, şu anki seviyeye gelebilmek için uğraşacağız.

Yazık değil mi?

Birilerine yer beğendireceğiz diye bu fırsat kaçırılır mı?

Biliyorum bir dakika Hoca, biz birileri değiliz diyecekler, biz tarafız diyecekler, tabi ki biz karar veririz diyecekler. Haklılar da ama biz taraf değil miyiz kardeşim. Biz de vatandaşız neticede… Niye bize sorulmuyor?

Hastane yapılırken doktorlardan ziyade vatandaşlara, okul yapılırken öğretmenlerden ziyade vatandaşlara soruluyor, fikri alınıyor da, Adliye nereye yapılsın konusu sadece sizi mi ilgilendiriyor?

Devam edeceğiz…