Bir dostum eline kalemi aldı, beyaz kağıdın sol üst köşesinden yukarıdan aşağıya doğru 1,2,3 rakamlarını kondurdu, sayıları yuvarlak içine aldıktan sonra 1’in karşısına makam araçlarını bir havuzda topladı- diye yazdı, 2’nin karşısına iftar yemeği ihalesini iptal etti- yazısını ekledi, 3’ncü haneye de -vergi gelir kaybı için Ankara’da atak başlattı- yazısını oturtunca dedi ki:
- İşte sana Ekrem Yüce’nin ilk üç icraatı!..
- Hımmm, dedim, yani?..
- İyi başlangıç!..
- Sen, dedim, yine de ihtiyatı elden bırakma!..

 

***

Adını vermediğim dostumun erken yorumu şehir kamuoyundaki bir özlemin dışavurumlarından birisidir…

AKP belediyecilik uygulamalarından yansıyan çarpıklıklar, geçmiş günlerde Bizim Sakarya’da çok yazılmış, çok yinelenmişti; belediyelerde başkan ve bürokratların lüks makam araç düşkünlüğü dillere destandı; ilçelerde ve mahallelerde her yıl iftar yemeği görünümünde ramazanın ramazanlıktan çıkarılması vicdanları yaralıyordu; merkezi bütçeden illere düşen paydan Sakarya’nın kazıklandığını sağır sultan bile duymuştu..

Oysa AKP iktidarı değil miydi, Sakarya’da bunlar olup biterken?..
Ne oldu?..
Ne yazık ki 2004 yılından bu yana siyasal arenada AKP’nin karşısına halkın ağırlığını koyabilecek bir şehir örgütlenme ve uzlaşma bilinci saydamlaşamadığı için halk yine AKP’yi tercih etti…
SBB başkanlığına Ekrem Yüce seçildi…
Demek ki halk AKP’den umudu kesmedi…

***

Sevgili dostumun AKP’den umutlu olmadığını biliyorum; ama, Yüce’den umutlanmasını önemsiyorum…
Bu işi ciddiye almamın başka nedenleri de var:
Cevdet Güngör Yenigün gazetesinde köşesinden, Yenihaber’den Sezai Matur, sayın başkanın bu konuda çabalarını konu eden övgü dolu yazılar yazdılar, destek çağrısında bulundular…
Gel de önemseme?..

***

Peki, ben ne düşünüyorum?..
Ekrem Bey’in çabalarına önyargıyla bakmıyorum; ama, yine de ihtiyatlı olmayı yeğliyorum…
Neden?..
Makam aracı saltanatına son verilmesi, iftar yemeği ihalesinin iptali, vergi paylarından Sakarya’nın hakkının peşine düşülmesi bir planlamanın üç önemli göstergesidir…
Ama?..
Bu şehrin insan kaynakları dışlanıp yerine ‘ithal bürokrat’ oturtulması konusu da önemli bir ayaktır!..
Bu ayak ne olacak?..
Belediye bürokrasisi nasıl ve kimlerden oluşacak?..
Çalışacağı bürokratları Sayın Yüce mi belirleyecek?..
AKP genel merkezi mi saptayacak?..

Bu sorunun yanıtı hayati değerde…
Altını çizerek bir kez daha yineleyelim….
Sakarya kendini yönetebilen bir şehir mi olacak?..
Yoksa AKP’nin ‘ithal bürokrat’ folluğu kalmayı mı sürdürecek?..

***

Ekrem Yüce doğru yolda yürüyor…
Ancak Büyükşehir’in bürokrasi ayağında bir ‘arıza’ olması Yüce’nin yürüyüşünü topallaştıracaktır…