Hendek Belediyesi Uludere Çayı kenarında ağaçlandırma çalışması yapıyor. Belediye, ağaçlandırma çalışmalarıyla ilgili haber yapıp, haber sitelerine yolluyor. Belediyenin ağaç dikimi ile ilgili haberini okuyunca çok şaşırdım! Haberi okuyanlar, belediye başkanının, yeşil aşığı, doğaya düşkün bir insan olduğunu düşünür!...

Hendek insanı (bende dahil) son zamanlarda balık hafızalı oldu!...

Sadece Hendek halkı değil, halkı yönetenlerde balık hafızalı oldu!...

Hafızamızı biraz zorlayarak, gözlerimizi kapatarak, birkaç yıl öncesine gidelim…

Belediye başkanımız sayın Püsküllünün, meclis üyeleri tarafından belediye başkanı seçildiği, pardon! eski başkan tarafından atandığı günlere doğru gidelim. Başkan Püsküllünün yeşili ve doğayı ne kadar çok sevdiğini hatırlayalım!...

HENDEK BELEDİYESİNİN YEŞİLİ SEVMEYEN BAŞKANLARI!...

Hendek Belediyesi, yeni hastanenin karşısında orman arazisi üzerine, “Eczaneler” yaptı. Daha sonra bu Eczaneler, Orman arazisi üzerinde olduğu için yıkıldı!...

Hendek Belediyesi, Uludere barajı ağzına, dere yatağına, ormanın dibine “Düğün Salonu” yaptı. Düğün Salonu mahkemelik oldu. Orman işletmesi ile Belediye arasındaki mahkeme devam ediyor. Belediyeyi yönetenler, Doğayı seven hakimlere rastlarsa, işleri çok zor!...

Yenimahalle de vatandaşlardan 18 uygulamasıyla alınan yeşil alan, “Adliye Sarayı” yapımı için, Adalet bakanlığına verildi. 18 Uygulamasının bozulduğu yeşil alanlar, vatandaşa verilmeyip, Adliye Sarayı yapımı için verildi!...

Bazı Büyükşehirlerde belediyeler, merkezde bulunan Adliye Saraylarını yıkıp, yerine yeşil alanlar yapıyor. Hendek Belediyesi de, yeşil alanları yok edip, üzerine Adliye Sarayı yaptırıyor. Ne kadar tuhaf bir durum!...

Hendek Belediyesi, Çocuk Parklarını yıkıp, üzerine bina yapıyor!...

Hendek Belediyesi, yaptığı imar tadilatlarıyla yeşil alanları kaldırıyor. Yandaş müteahhitler, kaldırılan yeşil alanların üzerine bina yapıyor. Son zamanlarda yapılan bu uygulama, Hendek’in betonlaşmasını (özellikle Yenimahalle de) hızlandırdı!...

DİLİN KEMİĞİ YOK Kİ!...

Balık hafızalı olanlar, geçmişte yaptıklarını unutuyor ve dere kenarına iki ağaç dikerek doğasever oluyor!...

Dün, yeşil alanları talan ederek, Hendek’i betonlaştıranlar, bugün ise diktikleri iki ağaç ile “Yeşil Hendek” naraları atıyor!...

Sayın Püsküllü haberde, ” Ağaç dikerek, Hendek’in doğal güzelliklerine renk katacağız. Çevre duyarlılığını arttıracağız. Gelecek kuşaklara, temiz ve yeşil bir Hendek bırakacağız.” Diyor. Dilin kemiği yok ki beyler! İstediğiniz gibi konuşun!...

FABİKATÖR DOSTU GAZETECİ!...

Birkaç gün önce 2. OSB’ de işçi eylemi vardı. Bize de haber verdiler ve bizde eylem yerine gittik. İşten atılan işçiler, hak aramak için üye oldukları sendikayla beraber eylem yaptılar. O gün yapılan eylemin yasalara uygun olduğunu, eylem yerine gelen jandarmaların müdahalede bulunmamalarından anladık. Hiçbir olay olmadan eylem bitti…

Gazeteciler olarak, bu olayı haber yaptık. Daha sonra bazı gazeteci arkadaşların yaptıkları haberleri kaldırdıklarını gördüm. Beni de Aydın Kuruyemiş Fabrikasından çıkartılan işçilerle ilgili yaptığım haberin kaldırılması için, telefonla aradılar…

Beni, haberden bir gün sonra telefonla gazeteci bir arkadaş aradı…

Eylem günü, işçinin yanında olan bu gazeteci arkadaş, Aydın Kuruyemiş Fabrikası yetkilileriyle görüştükten sonra, Fabrikadan yana oldu! Bu kaypak zihniyet, gazeteci arkadaşlara, Aydın Kuruyemiş fabrikasında toplantı ayarladı. Bazı gazeteci arkadaşlar, iyi niyetle toplantıya katıldı. Beni de bu toplantıya katılmam için aradılar. Bende kendilerine, “Fabrika bu konu hakkında açıklama yaparsa, haber yaparız, ama toplantıya katılamam” dedim. Fakat, bu konuyla ilgili haber yapabileceğim bir açıklama gelmedi!...

İşlerinden olan işçiler, bu toplantıda nelerin konuşulduğunu merak ediyor. İşten çıkartılan işçiler, Fabrika yetkilileriyle yapılan toplantıyla ilgili, toplantıya katılan gazetecilerden bir açıklama bekliyor!...

Gazeteci arkadaştan kısa bir süre sonra, beni akşam saatlerine doğru kendisini fabrika avukatı olarak tanıtan bir şahıs aradı. Avukat, haberi kaldırmamı, benimle fabrikada görüşebileceğini, iyi ilişkiler kurabileceğini söyledi. Fakat, haber kalkmazsa hukuki işlem başlatacağını ve çok güçlü bir fabrika olduklarını, bu işten benim zararlı çıkacağımı kibar bir şekilde anlattı.

Hukuku bilen avukat bana kibarca, aba altından sopa gösterdi!...

Ben, telefonda kibarca konuşan avukata cevabı yazarak vermek istedim. Avukat bey! Ben de işçi çocuğuyum. Babasını erken yaşta kaybeden bir işçi çocuğuyum. Annem, beni ve kardeşlerimi bir maaşla okutup, büyüttü. İşçi ailesinin, sofrasını da bilirim, gardrobunu da iyi bilirim. İşçinin alın teri kurumadan hakkını verin diyen bir peygamberin ümmetiyim! Hiç kusura bakmayın, sizin patronlarınızla iyi ilişkiler kuracağım diye, bırakın kalemimi, insanlığımı kenara koyamam. Hak, hukuk ve adalet için yazmaya devam edeceğim!...