Kumsalda yürüyen bir adam, avlanan balıkçıya yaklaştığında kova içerisindeki yakalanmış yengeçleri görür. Kovanın üstü açıktır ve kapağı yoktur. Bu durum onu şaşırtır, çünkü yengeçlerin kaçabileceğini düşünür. Balıkçıya sorduğunda “Evet, tek bir yengeç olsaydı, kesinlikle kaçardı. Ancak, pek çok yengeç varsa, biri kaçmaya çalıştığında diğerleri onu yakalar, kaçamayacağından emin olur, geri kalanlar da aynı kaderi yaşarlar.” yanıtını alır.

Tek yengeç kapaksız kovadan rahatlıkla çıkabilirken sayı arttıkça kaçış imkansızlaşır. Çünkü birbirlerini yukarı itmek yerine, aşağı çekerek engellerler. Sonunda kimse kazanamaz. Bu durum, Yengeç Sepeti Sendromu’nun çıkış noktasıdır.

Yengeç Sepeti Sendromu örneklerini siyaset başta olmak üzere yaşadığımız hayatın her alanında görürüz.

Son günlerde Siyasette, ben başaramıyorsam, sende başaramazsın anlayışı hakim…

Partiler içinde rakip olarak görülen siyasetçinin başarılı olmasından korkanlar, başarısız olması için elinden geleni ardına koymaz…

Bu tip siyasetçiler, Partisinin kaybetmesini bile göze alarak, rakip gördüğü siyasetçi için aleyhte çalışma yapar!...

31 Mart Yerel Seçimlerinde bu tip siyasetçi örneklerini sıkça gördük!...

Belediye Başkanlığı Seçimlerinde Hendek Ak Parti Teşkilatında yaşananlar aleni ortada…

Aday olamayan isimler, aday gösterilen isim etrafında birleşmedi!

Bu isimler belediye başkan adayını sahada yalnız bırakarak, gücünü azalttı.

Ve sonunda istedikleri oldu, Ak Parti Hendek’te belediye başkanlığını kaybetti…

Yengeç Sepeti Sendromunda olduğu gibi, “Ben sahip değilsem, sen de olamazsın” Düşüncesi Ali Kemal Sofu’yu belediye başkanlığı koltuğuna oturtmadı!!!

****

Yengeç Sepeti Sendromunu İYİ Partide yaşadı!

İYİ Partinin ilçelerde gösterdiği adaylar ve Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Uz. Dr. Cihan Kolip de Yengeç Sepeti Sendromunu yaşadı!!!

Sepetin içindeki İYİ Parti ve CHP’li Yengeçler, bir birini aşağı çekerek, yerel seçimlerdeki başarısızlığın mimarı oldular!!!

İYİ Parti ve CHP içindeki bazı yöneticiler, bencilce davranarak hırslarını ön plana alarak başarmanın yolunun başkalarını geride tutmak olduğunu düşünerek, rekabetçi duygularla, hasetlik ve kıskançlıkla adayların çabalarını sabote ettiler!...

İYİ Parti Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan Adayı Uz. Dr. Cihan Kolip ve Hendek Belediye Başkan Adayı Ahmet Mercan, iyi birer örnek…

İYİ Partinin bu iki ismini çok iyi tanırım!

Bu iki ismin sahada nasıl yalnız bırakıldığını da iyi bilirim!...

İyi Parti İl Başkanı Selçuk Kılıçaslan’ın yaptığı milletvekilliği hesaplarından da haberim var!...

Milletvekili Ümit Dikbayır’ın İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı olması, önümüzdeki seçimlerde Sakarya dışından aday gösterileceği düşüncesini güçlendirdi!...

Dikbayırsız bir Sakarya’da 1.sıra hayali kuran İl Başkanı Kılıçaslan, çalışmalara erken başladı.

Uz. Dr. Cihan Kolip’in seçim boyunca gezdiği ilçelerde ve Sakarya merkezde büyük ilgi görmesi, il başkanı Kılıçaslanı rahatsız etti!

İl başkanı Kılıçaslan milletvekilliği sıralamasında Doktor Kolip’i kendine engel olarak görmeye başladı!

Cihan Kolip, 2 aylık seçim sürecinde on binlerce el sıktı ve 165 bin oy aldı!...

Bütün olumsuzluklara rağmen ilk adaylıkta güçlü iktidar karşısında 165 bin oy almak, Doktor Kolip için büyük başarı…

İYİ Parti İl Başkanlığı 165 bin oy alan Doktor Kolipe seçim sonrası bir teşekkürü çok gördü!

Doktor Kolip’in başarısından rahatsız olan İl Başkanı Kılıçaslan düğmeye bastı!!!

Seçim sonrası Cihan Kolip ile teşkilatlar arasına duvarlar örülmeye başlandı…

Duvar örme işi Milletvekili Dikbayır’la Doktorun arasına örülen duvarla devam etti!

Duvar örme işi, değişim yapmaya hazır olmayan, başarılı kişilerden endişelenen korkak siyasetçilerin işi…

Ey! Siyasetin duvar ustaları! Kendi başarısızlık korkularınızla ördüğünüz duvarlar arkasında ne zamana kadar saklanacaksınız?

Günü geldiğinde bu halk ördüğünüz bu kalın duvarları yıkar!

İşte o zaman tüm gerçekler ortaya çıkar…

****

AHMET DAVUTOĞLU BAŞARABİLİR Mİ?

23 Ağustos’ta eski başbakan Ahmet Davutoğlu Sakarya’ya geldi!

Bir gazeteci olarak Ahmet Davutoğlu’nun programına katıldım!

Eski başbakan Davutoğlunun programı, sınırlı davetiye dağıtılarak, Sakarya Dostları Platformu tarafından organize edildi…

Toplantı Salonu kapalı gişe misali tamamen doluydu!

Toplantıya katılanlar çok 90 yıllardaki gibi çok heyecanlıydı.

90’lı yılların mücahit ruhu o akşam bütün salonu kaplamıştı…

Salonda her yaştan insan vardı!

Çok sayıda Kadında eski başbakanı dinlemeye geldi!

Eski başbakan Davutoğlu konuştukça, salondakiler Davutoğlunu ,elleri patlarcasına alkışlıyordu!

O akşam eski başbakan mikrofonda çok iyi performans gösterdi…

Kusursuz bir konuşma yaparak, yerinde mesajlar verdi…

****

Toplantı sonrası karşılaştığım insanlar bana, Ahmet Davutoğlunu ve programı sordu. İşi fazla uzatmadan anlattığım küçük bir hikaye ile cevap verdim.

Anadolu’da müthiş bir kuraklık var, yağmur yağmıyor, nefesi kuvvetli bir hoca getirmişler, hep beraber tepeye yağmur duasına çıkmışlar, akşama kadar dua etmişler, bir damla yağmur düşmemiş...
Köylüler; “Hani Hocaefendi, yağmur nerede?” Diye Hocaya sormuşlar
Hoca, Köylüleri “Sizin kalbiniz bozuk!” Diye terslemiş.

Köylüler; “Niye?” Deyince
Hoca, “Eğer yağmur yağacağına inansaydınız, şemsiye taşırdınız. Bir ben inandım, şemsiye aldım, o da yetmedi!” Diye cevap verdi.

O akşam Ahmet Davutoğlu’nun ve salondakilerin ellerinde ki şemsiyeleri gördüm…