Bunca ülke, bunca ekonomist boşuna uğraşıyormuş vallahi!

Faiz dediğin bir emirle düşürülebiliyormuş meğer!

Bakın, Saray’ın dediğini yapmayan Merkez Bankası başkanı görevden alınıp, Saray’ın emrine amade yeni başkan göreve getirilince faizler düşüverdi, gördüğünüz gibi…

Böylece bütün dünyaya, tek bir emirle faizlerin düşebileceğini de ispatlamış olduk ki işte dünya lideri dediğin böyle olur.

İyi de faizler düştü mü gerçekten ve düşecek mi? Öyle emretmekle mi oluyor bu işler, ona bakalım.

Olayı bir de Osman Altuğ hocadan dinleyelim, ki enflasyon nedir, faizleri düşürdüm demekle enflasyon düşer mi, paranın değeri nasıl belirlenir, öğrenelim;

“Bir ülke düşünün, 100 yumurta üretiyor; bu 100 yumurtaya karşı 100 lira basıyor. Demir veya kâğıt… Bir yumurtanın fiyatı kaç lira? Bir lira… 100 yumurtanın üretimini daha fazla artırman için ne yapman lazım? Tavuklara, yani üreticilere ve de horozlara, yani yatırımcılara iyi bakman lazım. Tavukların bakımını iyi yaparsan, horozların yani yatırımcıların yatırım şevkini yüksek tutarsan yumurta üretimi 100’den 200’e çıkarsa, bir yumurtanın fiyatı kaç lira olur? 50 kuruş olur. Tavuklara bakmazsan, horozların moralini düzgün tutmazsan yumurta üretimi 100’den 50’ye düşerse ne olur? Bir yumurtanın fiyatı 2 lira olur. Fiyatı belirleyen, daha doğrusu paranın değerini belirleyen neymiş? Bir ülkenin üretim gücü… Paranın değerini ülkenin üretim gücü belirler. Paranın değerini ne cumhurbaşkanı, ne merkez bankası, ne TBMM, ne de TÜİK belirleyebilir. Sen şimdi üretim gücünü kısmışsın, üreticinin kolunu kanadını kırmışsın, üretici üretemiyor. Mecburen ne yapıyorsun? Dışarıdan borçla mal alıyorsun. Borçla hizmet alıyorsun. Borçla para alıyorsun. Kime çalışıyorsun? Borca çalışıyorsun. Kimin gene bu yük? Üreten kesimin… Üreten kesimi yoksullaştırıyorsun. O çöktükçe çöküyor. Battıkça batıyor. Paranın değeri de düştükçe düşüyor. Yaşadığımız, budur.”

Bilmem anlatabildik mi?

KISSADAN HİSSELER

Mustafa Cansız hoca, 1895 – 1975 yılları arasında yaşadı. Arapça, Farsça, Çağatayca, Rumca bilgisi, Trabzon'da bir efsane gibi anlatılan, dini sorulara nükteyle, küfürle cevap vermesiyle meşhur ama varlığı kanıtlanamayan Oflu Hoca'nın aksine gerçek. Karadeniz fıkralarını çağrıştıran dini yorumları ile ünlü ve
akademisyenlere taş çıkarır kültürüyle her yönden farklı bir din adamı. Sizlere hocadan kıssadan hisse olarak faydalanacağımız yaşanmış olaylardan derlenenleri aktarıyorum.
ALT-ÜST
Kadının biri hayatını fahişelik yaparak kazanmaktadır. Öldüğünde cenaze namazı için camiye getirilip musalla taşına konulur. İmam, kadının cenaze namazını kıldırmak istemez. Mesele büyür, Trabzon Müftülüğü'ne intikal eder. Müftü telaşlanır.
Cansız Hoca'ya haber verilir. Durum izah edilir. Olay mahalline geldiğinde cenaze namazını kıldırmayan hocayla aralarında şu diyalog geçer:
- Bu kadının cenaze namazını niçin kıldırmıyorsun?
- Hocam bu kadın hayatında hep fuhuş yapmış, herkesin altına yatmış. Böyle birisinin cenaze namazı kılınmaz.
- Ulan, üstte yatan pezevenklerin cenaze namazlarını kılıyorsunuz da altta yatanlarınkini niçin kılmıyorsunuz?
KURAN SAYFALARI
Cansız Hoca'ya yerli yersiz herkes dini sorular soruyormuş.
- Hocam, yeryüzünün her tarafına Kuran sayfaları serilse ve büyük abdest ihtiyacın gelse bu ihtiyacı nerede gidereceksin?
Cansız Hoca çok sinirlenerek şu cevabı vermiş:
- Senin ağzına yavrum, senin ağzına!

OKUNAN DUA ÖLÜ RUHUNA GİDER Mİ?
İzmirli bir avukat dava için Trabzon'a gelmiş. Sohbet esnasında, okunan duaların ölünün ruhuna gidip gitmeyeceği tartışılmış. Avukat, okunan duaların ölülerin ruhuna gitmeyeceğine inanıyormuş.
'Seni ancak Cansız Hoca ikna edebilir' demişler.
Hocanın tavla oynadığı kahveye gidilmiş.
Adam sorusunu yineleyince, aralarında şu diyalog geçmiş.
- Elbette gider. Peki, nasıl gider?  Senin anan, eşin, kızın var mı? Var. Nerede oturuyorlar? İzmir'de. Senin ananı, avradını, kızını... (Adam sinirlenerek hocanın üzerine yürümüş) Ne biçim konuşuyorsun sen? Niye sinirleniyorsun? Duaların buradan ahirete gittiğine inanmıyorsun da, küfürlerin buradan İzmir'e gittiğine niye inanıyorsun?

AH ŞU ARŞİVLERİN GÖZÜ KÖR OLSUN

Bugün ah şu arşivlerin gözü kör olsun köşemizin konuğu, darbeden sonra; "Fethullah Gülen Örgütü ABD'nin Türkiye'deki 5.kol faaliyetidir ve Onursal 1 Numarası Fethullah Gülen yargılanmalıdır." diyen Gazeteci-Yazar Fatih Tezcan…