Bu beton ekonomisi ile Türkiye ekonomisinin duvara toslayacağı belli olmasına belliydi ama kavun tatlıydı, ne yapsınlar!

Şimdi, aracısıyla, fırsatçısıyla ve yatırımcısıyla ne kadar köşeyi dönen varsa, lahananın yapraklarını yerken kıtır kıtır ama iş sapına gelince meee diye feryat eden kuzu misali bağırmaya başladılar.

SOS çekenlerin bir tarafı da malumunuz, iktidarın beton ekonomisine ve Türkiye’nin betona batmasına üstün katkılar sunan Müteahhitler Birliği…

Başkanları diyor ki; Konutlar elimizde kaldı. Yaklaşık 1 milyon atılmayan konut stokumuz var. Bunları Fon alsın, bizi kurtarsın.

Allah Allah!

Kazanırken, vatandaşa hayrı şöyle dursun, tahakkuk eden vergiyi bile ödemekten kaçınanlar, şimdi battık bittik diyecekler ve faturasını devlet, dolayısıyla milletçe el ele verip ödeyeceğiz öyle mi?

Nihayetinde ticaret yapıyorsunuz. Yaparken bize soruyor ve kazanırken paylaşıyor musunuz ki şimdi batıklarınızı paylaşalım?

Ticaret, hele ki Allah’a emanet şu Türkiye ekonomi politikasında elbette risklidir. Ben şu kıt aklımla ‘yahu yeter, kime satacaksınız bunca yığılmış betonu’ diye söylenirken, siz aklı başında mimarı, mühendisi, müteahhitti, ceosu, bankacısı, finansmancısı ve emlakçısıyla bugünleri hesap edemediniz mi?

Eee çekeceksiniz o zaman…

Herkes ticaret yapıyor, herkes risk taşıyor. Bakkalı esnafı sanayicisi bazen batıyor bazen çıkıyor ama hiç kimse kalkıp da mallar elimde patladı, devlet bunları alsın, bizi kurtarsın demiyor, diyemiyor, o halde size ne oluyor?

★★★

Yazıyı yayına girmeden paylaştığım bir müteahhit arkadaş bana gönül koydu. Yarı şaka yarı ciddi ‘sataşma var, bilahare söz hakkımı kullanmak istiyorum, aynı köşede yazmazsan bozuşuruz’ dedi.

Merakla bekliyorum…

Beklerken de bazı soru ve eleştirilerime de cevap hazırlarsa memnun olacağım.

Şöyle ki, arkadaş siz öncelikle mesleğinize sahip çıkacaksınız. Önüne gelenin, kıyıda kenarda üç kuruşu olanın, siyasi çevre nasılsa geniş ayılara in bile yapsam peynir ekmek gibi satarım düşüncesiyle mesleğinize ortak olmasına izin vermeyecektiniz. Tamam, birlik ve dernekler için ne kadar üye o kadar aidat mantığı geçerli ama sizler bireysel olarak buna itiraz edecektiniz.

Herkes biliyor ki bu krizin temel sebebi arz talep dengesi dışında hareket edilmesi ve ortalığın konut mezarlığına döndürülmesidir.

Eee ne kadar müteahhit o kadar da mezarlık desek yanılmış olayız herhalde…

Bakın, ortalık müteahhitten geçilmiyor.  Rakamsal olarak ifade edecek olursak, koca Avrupa kıtasında hepi topu 25 bin müteahhit hizmet verirken, bizim sadece İstanbul'da kayıtlı müteahhit sayısı 60 binin üzerinde…

Yine, nüfusun Türkiye ile aynı olduğu Almanya'da müteahhit sayısı 3 bini geçmezken tüm Türkiye'de 330 bin…

Meseleye biraz da buradan bakmanızı tavsiye ederim…

İĞNELİ-YORUM

İmamoğlu yine yapmış yapacağını…

Yıllardır unutulan/unutturulan liyakat kıstasını, 17 yıllık yönetim anlayışı mezarlığından hortlatmış resmen!

İBB’de Ulaşımdan sorumlu Genel Sekreter yardımcılığına raylı sistem uzmanı Orhan Demir…

Raylı sistem Daire başkanlığına ileri derecede JAPONCA bilen Doçent Pelin Alplokin…

Park Bahçeler ve Yeşil Alan Daire Başkanlığına Yüksek mimar Prf. Dr. Yasin Çağatay Seçkin atanmış.

Oysa biz; Tenis kortlarından PTT’ye, PTT’den Danıştay’a… Eline av tüfeği bile almamışların Harp Okulu Müdürlüğüne… Hayvanat Bahçesi Müdürlüğünden Tubitak’a… Hal çalışanıyken Tiyatro Müdürlüğüne… Başçavuşken TRT müdürlüğüne v.b. gibi atamalara alışmış/alıştırılmışken oldu mu şimdi?

Malumunuzdur…

“Ey iman edenler! İnsanlar arasında adâlet edin ve emaneti, işi ehline (uzmanına, lâyık olana) verin” ayetinin nüzul sebebi şöyledir;

Mekke fethedilince Hz. Peygamber, Kabe’ye gelir ve kapının açılmasını ister. Anahtar; Kabe’nin bekçilik, temizlik, bakım vs gibi kutsal vazifeleri; yıllardan beri babadan oğula geçerek devam eden ve Müslüman olmayan Osman bin Talha’dadır. Osman bin Talha, Kâbe’nin anahtarını getirip Peygamber Efendimize teslim eder. Kabe’yi açtırıp; putları temizletip; şükür için iki rekât namaz kıldıktan sonra, tekrar henüz müşrik olan Osman bin Talha’ya anahtarı teslim eder.

Verilen mesaj gayet net ve basittir; Emaneti, işi, dindar, partili, yandaş, hısım, akraba olana değil, ehliyet ve liyakat sahibine verin.

Şimdi bakıyorum da, yahu bu AKP yıllardır imam hatip açtı ama en iyi imamı yine CHP çıkardı diyenler haklı galiba!!!…

FESLİ-YORUM

Dünya bizi kıskanıyor mu bilemem ama bizi yönetenleri çok kıskandıkları kesin!!!