CHP’nin Serdivan Belediye Başkan Adayı Zafer Kazan’ın,” Vicdanın partisi olmaz!” sözü Yerel Seçim sürecinde duyduğumdan en erdemli sözdür.

   Ülkemde çok güzel insanları var. Ama 82 milyon insanımız öyle siyasi zamanlar yaşıyor, öyle ayrıştırıcı siyasi dillere tanık oluyor ki, kaygıdan uykular kaçıyor.

    Serdivan’ı Yönetmeye Aday Hukukçu (siyasi diyemiyorum) Av. Zafer Kazan böyle bir ortamda,” Vicdanın partisi olmaz!” sözü ile bizi gerçeğe çağırıyor.

                                                              ***

    Aynı konuşmasında, Zafer Kazan’a şu sözleri için de ayrıca şükran  duydum:

     “ Adil olacağız. A partisi, B partisi demeyeceğiz., kimseyi ayırmayacağız.

     Hakkaniyetli bir yönetim sergileyeceğiz.

     Adaletin, vicdanın partisi olur mu hiç? Bu bir parti meselesi değil.

    İnsanca yaşamak, hak hukuk gözetmek, düşenin elinden tutmak, yaralara derman olmak meselesi bu.

    Anlatın Dostlarım, bunları herkese anlatın.

    Bu benim seçimim değil sizin seçiminiz.

    Çünkü, siz kazanacaksınız, Serdivan kazanacak.”  

                                                                 ***

   Bereketli Serdivan’ın bereket ÜRETEN insanları, evinin hayatını kendi üretip kazandıkları ile büyütürdü. Üreten Serdivan’ı Türkiye bilir ve tercih ederdi.

  Üreten Serdivan, Tüketen Serdivan oldu. Serdivan’da büyüyen tek şey cepten harcama. Serdivan için bu yanlış asla yazgı değildir. Yerel Seçime 26 gün kaldı.

   Korkunun ecele faydası yok günleri. Köy sizin; korkmadan, kimi şeyleri değiştirmenin zamanı geldi. Gecikirsek hepimizi zor günler bekliyor.

                   

                      “ İŞ BULAMAYAN ÜNİVERSİTE MEZUNLARI

                                    MUHTAR ADAYLIĞINA SOYUNSUN !”                                   

   Ülke halkımızdan birileri Yönetme Erklerine seçilmeyi İŞ-MESLEK edindi. Siyasi Yaptırım makamlarına seçilerek oturanları hatırlatıyorum.

   Ama, ülkede milyonlarca üniversite mezunu kadın-erkek genç işsiz. Siyaseti İŞ-Meslek edinmiş birileri de, Onların kaderini belirleyen, karar makamı otoriteler.

   Bunu görüyorum; İşsiz tüm gençlere, aynı yolu deneyerek siyasi partilere kapağı atmayı öneriyorum. Şu gün en kolay baba hayat kazanma yolu bu!

    Nerden yol geçecek, istimlakler nerde olacak, neresi imara açılacak, ilk sen öğrenirsin. Altı aya kalmaz bölgede herkes de seni öğrenir, kapına gelinir : -)

                                                          ***

   Özellikle de 22-23 yaşındaki işsiz üniversite mezunu gençlere İŞ-MESLEK kapısı öneriyorum. Mahalle Muhtarı Adayı olmak da İŞ’in ilk aşaması olabilir.

   Muhtarlıkta öyle kazanma, avanta yoktur. Sadece siyasete giden yolları kolay açarsın. Siyasete adım at yeter. Kaçak göçek, arsız, yolsuz işler de zaten olmaz.

 Gençler! Yüksek eğitim yapmış ve işsiz kalmışsanız, bilin ki bunun en büyük suçlusu kadın-erkek biz büyükleriz. Ve, Siyasi köşeleri tutan Seçilmiş Yönetenler.

   İyi yönetilen çağdaş hiçbir ülkenin gençleri işsiz güçsüz kalmaz. Oralarda gençler kendi sıra dışı tercihleriyle, kişisel arızalarıyla sokakta kalır.

   Bizde de yaşanan siyasi, ekonomik yanlışların faturası okumuş gençliğe kesilir.

    Hadi; buyurun şimdi onurlu, çalışkan, yaratıcı, girişimci, cesaretli bir gençlik bulun! Milyonlarca üniversite mezunu bile işsiz güçsüz, Ailelerin eline bakıyor.

                                                                ***

   Gençler, bu ülkede Bakanlığa kadar gidilebilecek en kolay Yol SEÇİM ve SİYASETTEN geçiyor. Galiba doğru başlangıç 23-24 yaşında MUHTAR SEÇİLMEK.

    23-24 yaşında üniversite mezunu işsiz bir genç mahallemde Muhtar Adayı olsa? O gence oy vermeyecek bir mahalle vicdanı olabilir mi?