Bir bilgisayar örneği bulunur; ona göre bilgisayar endüstrisi binlercesini çıkarır.“Baksır” denilen köpek cinsini bilirsiniz; ilkönce bu örnek birçok çiftlerle elde edilmiş, sonra sürüsüyle çıkartılmıştır.Bir klasik cömert insan örneği vardır; her cömert insanda onun ana çizgilerini bulursunuz.Bu örnekleri böylece sıraya dizmek kolaydır; ancak ben bir insan örneği biliyorum ki, eşi menendinin aha şu Adapazarı’nda olduğunu sanmıyorum.Benim gibi şu benim bildiği tanıyan, şimdi aramızda olmayan bir ağabey anlatmıştı, onun anlatışını size aktarayım da dinleyin:O, bizim şehrin tanınmış bir tüccar ailesinin evine damat olarak girmiş, görkemli bir düğün yapılmış ve ertesi günü bay damat ipekli pijamalarını giyerek, gelin kolunda, kahvaltı masasına damlamış.Odada kayınpeder, kayınvalide, küçük kayın, baldız ve pembe burunlu küçücük bir ev köpeği varmış.Bizimki kayınvalideye, kayınpedere baş eğmiş, küçük kayından makas almış, baldızla toka yapmış, kurulmuş masa başına.Ancak, evin minimini köpeği kendisine aldırış edilmemesine kızmış olmalı ki, sessizce masa altından bay damat’a yanaşmış ve ‘harrt’ diye baldırını ısırıvermiş.Siz olsaydınız ne yapardınız, bilmiyorum.Fakat bakın bizimki ne yapmış? Birdenbire kalkmış ayağa, kaşlarını çatmış, işaret parmağını yanağına kadar getirip sallayarak: - Bu köpek benim evde tuttuğu yeri bilmeli ve bundan sonra bana ona göre saygı göstermelidir, demiş ve yerine oturmuş.Gördünüz mü işi?Eğer egemenlikte bu kadar ileri giden bay damat, günün birinde, şehre meydan yapılmasına önayak olursa, rektör atamaya kalkışırsa, bürokrat tayinini beceriyorsa, siyasi partilerin adaylarını belirleme işine burnunu sokuyorsa o şehrin hali ne olur?Ben “Vay gidi o şehrin başına gelenler!” derim…