Siyasetçileri; Şehirleri, Ülkeyi Yönetmek için seçerken akılcı, gerçekçi olamıyoruz. Şehir Tarihi, Çağdaş Şehir Karakteri nedir çok düşünmek gerek.

        Sakarya’da, mesleğinde ve şehir hayatında başarılı yüz binlerce insan var !  

          Milletvekilleri için de, siyasi partilerin seçtiği belediye meclis üyeleri için de şöyle düşünürüm. Belediye Meclis Üyeleri; belediyeciliği, şehir karakterini, çağdaş evrensel değerleri bilen, koruyabilen en doğru bireylerden seçilmeli.  

          * Oysa, Adapazarı-Sakarya maddi-manevi nitelikli siyasi kadro sıkıntısı yaşıyor. Çocuklarımızın yaşadığı kent tarihleri bile silindi. Onlar dahi, daha dün mezun olduğu okulun adını bulamıyor.

        Utanıyorum; mezun olduğum Adapazarı Lisesi’nin artık adı yok ! Doğduğum Refik Sokak, Serap Sk. olmuştu. Şimdi O da yok, bilmem kaç numaralı sokak var. 

         Baba evim İzmit Caddesi’ndeydi. İzmit Caddesi diye bir cadde artık yok ki !

          Adapazarı Şehri’nin adı tarihten silinir gibiyken; doğup büyüdüğüm İzmit Caddesi’nin ve Serap sokağın ismi yıllar önce tarihten silindi.

         Beteri de, bizim yazılarımızda bile Atatürk Parkı yok; Şemsiyeli Bahçe var !

         Son ayıp ise; Yüzyılın Depremi’nde, tarif edilemez acılar, kayıplar yaşadık. Büyük Devlet Adamlığı Anlayışlarıyla; Şehri kısa zamanda yaşanır hale getiren, Seçilmiş ve Atanmışları İNKAR edersek; yüzüm kızarır.   

      Vali Sayın Cahit Kıraç’ın adı O Bulvardan silinir mi ? Bu inkar mümkün mü ?

           Cahit Kıraç zamanında ve Deprem yaralarının sarıldığı süreçte; “ Yerel Medya 3-5 yıl Karaman-Camili tepelerinde destan yazdı.” derim.

          En büyük pay Vali Cahit Kıraç’ındı. Kapısı, yerel medyaya ardına kadar açıktı. Yazılamayan, sorulamayan hiçbir şey yoktu; Saydamlık % 100’dü.

        Sayın Valinin adını Karaman’daki Bulvarı’ndan silip tarihe-hizmete ihanet etmem ! Bir Belediye Meclisi’nin öyle bir karara imza atacağına da inanmam!

                             ALANCUMA  DEPREM KÖYÜ AYIBIMIZ;

                            O BETON ENKAZLAR KALDIRILMIŞ : -)

        Geçen ay gittiğim halde; 17 Ağustos 1999 Deprem felaketinde topraklarını BİZE Deprem Köyü Evleri için açan Alancuma Köyü’ne yine gittim : -)

        Alancuma’da bir gün yaşamadım. Ama, Köye minnet duydum. O Depremi yaşayan 600’den fazla Aile Orada hayata tutundu. Yıllar sonra depremzedeler boşaltıldı; beton yığını enkazlarla koskoca arazi rezil halde bırakıldı.

         Her gidişimde, evlerin arazide kalan beton zemin enkazları içimi acıttı. Hiç abartı değil; 600’den fazla evin beton döşemesi orada o topraklarda bırakıldı.

          Bu hafta sonuna doğru Alacuma Köyüme bir gittim ki, dünyalar benim oldu... O muhteşem arazide bir tek beton enkazı yoktu.

         Kim, Hangi Yöneten-Hangi Kuruluşumuz temizlediyse sonsuz teşekkürler. Sakarya ve Alancuma şahane bir alan kazanmış. Tapulu özel arsa  varsa; Onların da kazanmalarına içtenlikle sevinirim…

          İnanan, inanır ki; haksız kazanılan her şeyin hesabı günü gelince verilir!

          Alancuma’da, Sakarya’ya yeniden kazandırılan O unutulmuş topraklar kimseye, hiçbir özel-yarı resmi kuruluşa yar edilemez. Şehrin geleceği öncelik.  

          TEM ve D.100 arası, öyle bilimsel, öyle sabırlı, öyle titiz projelendirilecek ki, tek bir yanlışa yol açılmayacak. Bence, 1000 Yataklı Hastane rüya gibi olur : -)

         Maps Uzay Haritası’nı açtım: Karasu Demiryolu güzergahı oradan geçiyor. Büyükşehir’in, Yeni Atatürk Stadı’na D.100’den çıkacak Duble Yolu da.

          Alancuma’ya yeni bir yol haritası çizecek tüm Yönetenleri selamlıyorum ! 

                                             

        TEPEKUM-KUYUDİBİ DUBLESİ’NDEN, YENİCAMİ BULVARI’NA ÇIKTIM : -)

        Türkiye’de, Kamu ve Özel’de, “ Plan ve Proje Birimleri Anlayışı !“ Sakarya Üniversitesi’nin ilgili fakültelerinde Akademik Tez Konusu olabilir bir derinlik.

        Ben, istişaremi yapayım.. Plan-Proje birimleri, her gün 20-100 iş bitiren; yaptıkları sayılabilen, verimleri ölçülebilen daireler-ofisler-bireyler değildir.

         Yöneten-Yönetenler; her hafta, her ay, her yıl sonu, “ Ne bu ? Bu kadar mı iş çıktı ? Yeni plan-proje bu kadar mı ?” dendi mi; önünüze 3-5 yalap şap projeler gelir…Ama:

        Ortaya Adapazarı-Sakarya gibi şehirler çıkar. Çırpınıp durulur, kucak dolusu paralar dökülür, siyasi ömürler eksik-yanlış düzeltmelere yetmez!

         Bakın; onca şey yapılıyor; ama yanlışlarla boğulmuş şehirde, çağdaş bir kent ortaya çıkarmak zor. Çünkü, en zor iş, yapılan yanlışı düzeltmektir.

          Atatürk Bulvarı’nın 4 yönünde, 400-500 mt. paralelinde şimdi bulvarlar yaptıkça rahatlar gibiyiz. Erenlerden Orhangazi’ye yapılacak Bulvarlar da öyle.

           Hepsine gitmeye çalışırım. Etbalık Kavşağı’ndan Karasu Duble Yolu’na gittim. Tepekum-Kuyudibi Duble Yolu’na açılan kavşaktan yeni yola girdim.

           Bu kaçıncı gidişim. Önce Erenler Kent Dönüşümü’nü gezdim… Arabayla, Tepekum’dan Yenicami Bulvarı’na 4-5 dakikada çıkıverdim.

          Oradan, Yeni Atatürk Stadı’na 1 dakikada geçtim; her yer şantiye; Büyük sabır şart ! Sabra hazırım; Sakarya’ya ve Tatangalara bu Stadı ayrıca yazarım.

          Evet; Tepekum-Yenicami Dublesi açık. Yeni Stattan, Ankara caddesine;  henüz taş-toprak dolgulu yollardan, Kuyudibi’ne, Eski Karasu Yolu’na çıktım.

          Tepekum-Kuyudibi Dublesi şehir merkezini epeyce rahatlatır. Şimdi bile  şehir için iyi kazanım olmuş.