Sakarya’da Sakaryalı kalmadı. Kalanlar,” Sakarya mekan, sıla Vatan!” der mi? Yönetenleri bile Onlar Oralardan seçer mi?

   Çoğumuz üreten, Sakarya’ya katma değer kazandıran Meslek Ehilleri değiliz.

   Organize Sanayilerimizde kaç Sakaryalı var? Sanayimiz neden durakladı?     İstanbul Gebze, İzmit bitti. OSB’lerde azınlıktayız. Ve, tarım arazilerimiz  bitiyor.

                                                                 ***

    Bu süreçleri iyi Seçilmiş Siyaset ile Atanmış Kamu Yönetenleri belirler.

     Yol, taş, hafriyat, inşaat benzeri; kimi sektörlerde yeni zenginler türedi. Oysa; nüfusu-gücü, parayı bulan piyasalarda tutunur, iyi iş yapar diye bir gerçek yok.

  “ İş Ehli !” olan; İşin hakkını veren, çağdaş-güvenli-garantili-ihracatı da önceleyen firma isen, seni dünya gelip bulur. Ayakta kalmanın gerçeği budur.

                                                                 ***

    Türkiye, en iyi kazanma tezgahı siyaset dünyasında açılır diyenlerle yürümez.

   İletişim özelleşmesinde mi, Turizmde mi, silah sektöründe mi ballı teşvik var? Amcamlar hazır. Deli teşvikler 40-50 yıldır var. Doğru kapıya yamanan kapıyor.

   Arsa, proje aramana bile gerek yok. Onları da, teşvik paralarını da verirler.       “ Kazan kazan !” denilen akıl bu mudur? O krediler daha verilirken batıktır!

   Ülke İnternetini de, Gazeteleri, televizyonları da teşvikle satın alırsın!

                                                                 ***

    Sosyal ve kültürel yapısı olmayan il’e turizm de olmaz, olmuyor işte: Çünkü; Sakarya, 40-50 yıl önceki Sakarya değil.

    Musikide, sinemada, edebiyatta, fotoğrafta, resimde; ticaret ve sanayide, TARIM ve HAYVANCILIKTA; 50 yıl önceden bile gerideyiz.

    Geçen gün pırıl pırıl bir gençle anlatıyoruz: ” Babamı mutlaka tanırsınız. Dörtyol Sanayi’den filanca!” dedi, fotoğrafını getirdi. Nasıl tanımam : -)

     O Dörtyol Sanayisi’ne, Van’da kamyonu bozulan parçasını otobüse koyar, Dörtyol’daki ustalara getirirdi. Gece kalır; parça onarılır, Van’a götürürdü.

   Siyasiler, her İŞİN Ehli olamaz. O zaman, Sektörlerin İpleri kendi oluşumlarında olmalı. Sakarya’da Öncelikli Sektörleri bile Sektörlerin İş Ehilleri belirlemeli.

          

    

                                İLBER ORTAYLI VE TAŞ OCAĞI : -)

   Sapanca Yanık Köy’de Taş Ocağı açılacaktı. Küçük karşı sesler çıkarıp, susuldu. E.5’ten(D.100)  bile dağlarda Koca Bir Yara gibi duran Eski Taş Ocağı açılacaktı.

   Bereket İstanbul’dan Doğa Severler kalabalık geldiler. Ulusal medyada ses getiren bir eylem yaptılar da, Yanık Doğası ve Ormanı şimdilik(?) kurtuldu.

   Ama, Geyve Boğazı’nın eşsiz doğasını rezil eden Taş Ocakları hala gündemde. Dünya orada uluslar arası D.650 karayolundan geçer; büyük ayıbımızdır.

   Biz, Kamunun belirlediği yerde değil, Rantın istediği yerde Taş Ocağı açarız!

    Ünlü tarihçimiz İlber Ortaylı Hoca hafta sonu daha da büyük bir ayıbı yazmış.

                                                                ***

   İlber Ortaylı, Türkiye’nin yaşayan dünya çapındaki Tarihçilerimizin başında gelir. O’nu dünya okur. Tarihçi değilim, ama ilgimi çeken kitabını alır okurum.

    Hürriyet Pazar ekinde,” Taş Ocağı çok mu elzem?” başlıklı yazısını görünce de okudum, utandım. Hem de, “ Milli !” lafı ağızlardan düşmeyen bir süreçte.

   İlber Hoca,“ Sakarya Meydan Muharebesi 900 yıllık Türkiye tarihindeki en kanlı ve en inatçı direnişti.” diyor; şehitler verdiğimiz O tepelerdeki Taş Ocaklarına esef ediyordu.

     En az Çanakkale kadar önemli bir tarih yazılan, Sakarya Savaşı’ndaki siperlerimizin tepesinde açılan Taş Ocağı vahşetini yazıyordu.

    İlber Hoca, Taş Ocağı elzem mi?” diye sormuştu. Çanakkale asla unutulmaz, tarihe yazıldı. Ama, Sakarya Savaşı Siperleri Cumhuriyet’e giden Son YOL’dur.     

                                                                    ***

    Aklım tabii Sakarya’da.  Bizde, Taş ve Kum Ocakları ayıbı asla AK Parti Hükümetleri ile başlamadı.  

   Yıllardır, Taşkalacı-Yaygaracı Çarıklı Erkan Taş-Kumda da işin cılkını çıkarmıştır. 

    Sakarya’da, Seçilmiş ve Atanmış şimdiki Yönetenler Sakarya nehri kıyılarındaki  Kum Ocakları vahşetini bilmeyebilir. Haberi olan da, bildiğini görmezden gelir.

   “ Sakarya’da eşsiz Doğa Servetlerimiz vardır!” diye böbürleniriz. Doğamızın Turizm için mükemmel fırsatlar sunduğunu her platformda gururla dile getiririz.

   Öyle bir hazirunda, 15 dakika fırsat bulun. Sizlere perdeye uydudan yansıtılan görüntülerle Sakarya Nehri kenarındaki Kum Ocakları vahşetini izleyin.

   Ya da, evde, büroda girin Yandex haritalara Sakarya nehrini boydan boya gezin. Öyle böyle bir vahşet değil. Bugünün değil, 60-70 yılın ayıbı.

   SBB Bşk’nı Zeki Toçoğlu’nun Mollaköy Göleti Spor Projesini de halk tamahı engelledi. Tabii, işin içinde Kamu İstimlakleri İŞİ’ni bilen Amcamlar da olabilir?