Þaştım kaldım.Gerçekte bugün başka bir konuyu ele alacaktım; ama dünkü yerel gazetelerin manşet haberlerini okuyunca vazgeçtim, bu konu üzerine yazmayı yeğledim.Ortak manşet neydi?- “Esnaf kepenk indirdi”Ne olmuş?Büyükşehir Belediyesi sıfır tolerans adı verilen kaldırım ve yol işgaline karşı uygulamaya girişmiş, esnaf da bu uygulamayı kepenk indirerek protesto etmiş.Acaba!..***Belediye ile esnafın burun buruna gelmesi birçoğunuz gibi bende de şaşkınlık yarattı.Daha önce benzerini gören var mı; ben ne duydum ne de gördüm.İşin içinde başka bir iş olamaz mı?Benim gözlemim, belediye uygulamasına değil, belediyecilerin tutumuna tepki olduğu şeklinde.***İlginç mi ilginç belediye bürokrasimiz var.Buyurgan…Ben bilirimci…Yaptım, oldu bittici…İşte esnafın asıl tepkisi bu yönetim anlayışına…Peki, belediye bürokrasinin bu cüretkar tutumunun kökeninde ne yatıyor?***Eğri oturalım doğru konuşalım; halkla belediye bürokrasisi arasında yabancılaşmadır söz konusu olan.Yetkin bürokratların çoğu ithal…Tanımıyorlar bu şehri; şehrin insanını!Hangi birimiz bu bürokratlarla çocukluk arkadaşlığı yaptı, çember çevirdi, misket yuvarladı?Babalarımız aynı kahvehane ihvanından mıydı?Annelerimiz gün arkadaşlığı mı yaptı?Dedelerimiz aynı cami cemaatinden miydi?Sorun burada işte…Halkla bürokrasi arasında uyum/uyumsuzluk sorunu var.Kendi kendini yönetemeyen bir şehir miyiz ki, bizi ithal bürokrasi yönetiyor.Hani belediyeler özyönetimdi.***Bir belediye başkanının suyu ne zaman ısınır?- Esnafla didiştiği zaman!Söylemedi demeyin, Zeki Toçoğlu’nu muhalefetin devirmeye gücü yoktur; ama, ithal bürokrasisi devirirse, şaşırmayacağım…