Bugün 23 nisan, hep neşe ile doluyor insan dizeleri ile başlayan mutlu ve heyecanlı günler çocuklarımız adına Sınavlar, notlar, ortalamalar, sistem, gelecek kaygısı ve endişe ile yerini tam bir kaygı yumağı günlerine çevirmiş durumda. Sizlere bu yazıda tabi ki sistemin, yapılanların ve yapılacakların artı eksilerini yazmayacağım zira sizde en az benim kadar hatta maalesef eşit zamanda bilgilerin tamamına ulaşabiliyor ve takip edebiliyorsunuz. Maalesef diyorum çünkü bir eğitimci, bir psikolog ve bir yönetici olarak en azından çocuklarımız için önem arz eden bazı kararları uygulamadan önce bizlere danışsınlar, istişare etsinler ki yöneticiyiz diye bize gelerek -nedir hocam bu durum? - diye sorduklarında şaşırıp kalmasak. Hem önceden bilgilendirilsek belki de kimse duymadan bir yanlışın önüne geçme şansımız da doğar. Neyse gelelim asıl konumuza.

Psikoloji de de her alanda olduğu gibi önce teşhis ve sonra neden sonuç ilişkisi incelenerek sorunun giderilmesi için bir tedavi yolu belirlenir. Bende bu yazıda geleceğimizin toplumu olan gençliğimizin teşhisini ve naçizane tedavi yöntemlerini kaleme almaya çalışacağım. Eminim birçoğumuz genç neslimizin içinde bulunduğu umursamazlık, sorumsuzluk ve ahlaki çöküntü gafletinin farkındadır. Bu gaflet bütünü bir TEŞHİSTİR.

Bu gaflet tek bir kalemde değil bir çok farklı kalem ele alınarak incelenmesi gerekir.

- Ailenin çeşitli nedenler ile yaşam mücadelesi verirken para ilişkisi dışında çocukları ile verimli ilişki kuramaması

- Çeşitli televizyon programları, diziler, filmler ve bilinçsiz internet ile en yanlış yaşayışlara özendirilmesi, RTÜK’ün toplumsal değerlere göre çalışmaması

- Eğitim sisteminin her geçen gün daha da kötüye gitmesi ile aslolan sorumlulukları yani ders çalışmak için herhangi bir yaptırımların elde kalmaması ve kolay hayat kazanma derdine düşüp hiçbir şey için emek vermemeye alıştırılmış olması

- Toplum olarak ne iş yaparsa yapsın önce doğru insan olsun mantığı ile etik değerler, İslami ilimler ve ahlaki öğretilerden uzak kalınması

Bunlar ve bunlara benzer bir çok madde daha günümüzde sıralamak mümkündür. Tabi bu maddeler kendi içlerinde de bir çok maddeye ayrılarak büyük bir titizlik ile aylarca hatta yıllarca üzerinde yazılıp çizilebilecek konular olup bunlar NEDENLERDİR.

Tedavi ise iki aşamada gerçekleştirilir.

Sorunun kaynağını bir çözüme kavuşturmak

Çözülemeyecek sorunlar karşısında güçlü olmaya alıştırmak

Birinci çözüm maddesini uygulamada yazılacak çok bir şey yok sanırım. Bu çözüm yolu bizim değil siyasiler ve bürokratlar yolu ile çözülebilecek bir tedavi yöntemi olduğunu sanırım hepimiz biliyoruz.

Gelelim ikinci maddeye evet bizim yapabileceğimiz, sorunlar karşısında herkes kendi kapısının önünü süpürse mantığı ile ailenize her olumsuz şarta rağmen sahip çıkmak, şartlar ne olursa olsun doğrudan vazgeçmemek ve yine şartlar ne olursa olsun ayakta ve güçlü durmayı başarmaktır. Bunu atalarınıza, anne, babanıza, çocuklarınıza ve hatta torunlarınıza borçlu olduğunu unutmamak önemlidir. Biz ferdi girişimlerimizden ve gelişimlerimizden asla vazgeçmeyecek, önce ahlaki manevi sonra maddi değerlerimizi nasıl kazanmalıyız ve nasıl muhafaza etmeliyiz, bizim daima en büyük derdimiz bu olacaktır.

Toplum olarak bu gemide nereye gideceğimizi bilemem ama o geminin neresinde duracağıma ben karar veririm. Derin bir iç sızısı ve üzüntü ile belirtmek isterim ki, sizler de geminin neresinde duracağınıza kararınızı vererek naçizane tedavinizi yapınız.

Saygılarımla …

Uzm. Psikolog

Erkan ŞEN