Gazete yazıcısının bütün amacı taşı gediğine yerleştirmektir.Elinin altında dilediğinden çok taş bulunsun, gedikler istediğinden uygun olsun, taşı gediğine koyamadıktan sonra, ne gedikler kapanır ne de taşlar bir işe yarar.Gazete yazıcısı, ilkönce, hangi taşın gediğe uyabileceğini tasarlayan, sonra da seçilen taşı, büyük bir ustalıkla, elini titretmeden yerleştiren kişidir…***Yeni Sakarya’dan Ergün Özkan, bu alanda ustalaşmış bir isimdir.Özkan, yazılarında taşı gediğine yerleştirmekle kalmaz, aynı zamanda bir taşla iki kuş vurulabileceğini de kanıtlar. Bir bölümünün altını çizerek okuduğum son yazısı bunun canlı kanıtıdır.Diyor ki:“Yazdığımız yazılarda etiketlenir hale geldik.Ne yazdığımızın, yazılarımızda nelerden bahsettiğimizin önemi yoktur etiketseverler için. Doğru tespitler yapsak bile yanlış kişiyizdir onlar için. Ee kişi yanlışsa yazdığının ne önemi vardır, yazdığı zaten yanlıştır. Bu şehrin sosyal ve ekonomik olarak daha iyi konuma gelmesi için statükocu ve iflah olmayan muhalif gibi etiketlenmelere maruz kalsam da bu konuda doğru bildiklerimi söyleyeceğim.”Arkadaşımız yalın bir ifadeyle önemli bir saptamada bulunuyor.Haklı bir tespit mi?Hem de sapına kadar…Uzun zamandır hastanelerde uzman hekim eksikliğini kalemine dolayan Ergün Özkan, çarpıcı bir örnek vererek haklılığını şu satırlarda somutlaştırıyor:“ Eleştirilerimizin üzerinden günler sonra, Ýl Genel Meclisi toplantısına katılan Sağlık Ýl Müdürü Murat Alemdar, bir soru üzerine verdiği yanıtta şunları söylüyor: -Maalesef uzman konusunda elimizden hiçbir şey gelmiyor. Yüksek puanlı uzmanlar gelişmiş illeri tercih ediyor. Aslında bu konunun ana sebebi şehrin ekonomik ve kültürel durumu. Bu alanda şehir kalkındıkça uzman hekim sorunu kendiliğinden çözülecektir.”Ve taşı gediğine yerleştiriyor.“ Benim eleştirilerime paralel sözleri bu kez konusunda uzmanlaşmış –sizin atadığınız- bürokrat söylüyor. Ortada bir yanlış var da o yanlış biz değiliz…”***Ergün Özkan’ın yazısından çıkarılması gereken çok ders var; fakat bence asıl ders, bu şehrin birinci sorununun açığa çıkarılmış olmasıdır. Nedir o?Bu şehrin müzminleşmiş hastalığı:Süregelen önyargılar…Önyargının mantığı olmadığı için oluşmuş kör noktalar…Fikirler üzerinden değil, mevcudiyetler üzerinden çözüm arayışları…Sözün doğruluğu değil, kimden geldiğinin önemli oluşu…Ýlişkilerin böyle acayipliklere dönüşmesiyle bir türlü sinerji yaratılamaması…Say sayabildiğin kadar.***Arkadaşımız, taşı gediğine yerleştirmiş, şehirde gecikmiş bir tartışmanın kapısını aralamıştır.Þimdi ikiye iki ekleyerek tartışmaya katılma zamanı.Hadi o zaman, içimizdeki şeytanı taşlayarak işe koyulalım.Adapazarı için…