Sevgili okurlar,
Son gelişmeler bağlamında, işin neresinden başlasam diye, düşünmeden edemiyorum.
Hani o bildik atasözü var ya; deveye sormuşlar,”boynun eğri” diye, o da cevap vermiş,”nerem doğru ki?”
Evet, Türkiye’deki siyasi gelişmeler, pardon “ayak oyunları” bize bu eski atasözünü hatırlattı..
Hatırlanacağı gibi, “31 Mart 2019 Yerel Seçimleri” sonrası, sonuçlar özellikle iktidar partisini ve “Cumhur İttifakını” memnun etmedi..
Nasıl memnun etsin ki?
Bir kere iktidar ve “Cumhur ittifakı” açısından, Ankara, İstanbul, İzmir, Antalya, Adana, Mersin, Bolu ile diğer iller kaybedildi..
Kısacası, bu cephede büyük bir hayal kırıklığı yaşanmadı değil!..
Ancak bu seçimlerden, iktidar adına MHP’nin(Milliyetçi Hareket Partisi) kazançlı çıkması, AK Parti cephesinde rahatsızlıklara yol açtı..
Farklı açıklamalar ile seçim açıklamaları birbirini kovaladı..
Ama İstanbul, ah İstanbul!…
İktidar cephesini en çok meşgul eden ve iktidarın gelir kapısı, tarikatların, derneklerin ve ulufelerin dağıtıldığı İstanbul’un kaybedilmesi hazmedilemedi..
Nasıl hazmedilsin ki?
İstanbul bu?
Her taşı altın değerinde olan İstanbul, bu defa aşkını “Millet ittifakı” adayı,Trabzonlu genç delikanlı Ekrem İmamoğlu’na kaptırdı..
Ekrem İmamoğlu, Beylikdüzü’nden başlayarak İstanbul’un aşkını çalmıştı..
Bu bize Fatih’in İstanbul’u fed için çıktığı yolda, Rumeli Hisarı’nı yaptırmasını hatırlatmıştı..
İstanbul için aday, adayı arandığında, işte Trabzonlu bu genç bulundu..
Karadenizliydi..
Cesur ve yürekliydi..
Merhameti ve masumiyeti ise cebindeydi..
Yaptığı işler yanında, duruşu,samimiyeti ve güler yüzü her kapıyı açtı..
İşte bu genç delikanlının Kız kulesinde saklanan, İstanbul güzelliğini kendine mest etmesi, aşık etmesi zor olmadı..
Ekrem İmamoğlu bu, kimseye çaktırmadan “İstanbul benim gözbebeğim” diyen zihniyetin, aşkın çalıp, cebine koymuştu bile..
İşte böyle seçime gidildi..
Bir yanda genç, yağız bir Karadeniz delikanlısı, öte yanda topları ile tüfekleri ile olduğu kadar, devletin imkanları ile büyük bir güç vardı..
Tınlamadı, dert etmedi, yüz çevirmedi..
Bu büyük, ilahi görev ona verilmişti..
İstanbul aşkı adına kabullendi..
“Varım” dedi..
“Bir hırka, bir lokma” diyerek yola çıktı..
Çıktığı bu kutsal yolda, kendisine katılanlar onu bugüne kadar yalnız bırakmadı..
İstanbul, 6 Mayıs 2019 gecesi onu yine yalnız bırakmadı..
Tencere, tava sesleri İstanbul’u sarstı..
Alınan kararı açıklama nezakete gösteremeyen Yüksek Seçim Kurulu(YSK) Başkanı Sadi Güven’i gözler aradı..
Ama ortalıkta yoktu beyefendi!?..
Bari istifa et muhterem!
Adına partili muhteremler, o kararı açıkladı..
partili muhteremler!?
Demem o ki, iptal kararı dalga, dalga Türkiye’yi sarstı..
Ve bu hukuk gaspı ülke dışına yayıldı..
Ve ardından açıklamalar, açıklamaları kovaladı..
Dolar, Euro aldı başını gitti!..
Öte yanda, iktidarı elinde tutan güç, açıklamalardan rahatsız oldu:
“Haddinizi bilin” diye, yine korku saldı, ahkâm kesti!
Pişkinlik bu ya, fikir ve düşüncelerini sadece açıklamak, bu ülkede, muhteremlere mahsus sanki?
Geç beyim, o dağlara çoktan kar yağdı..
Millet gözünü açtı..
Yol göründü, Abbas!
Haydi, vakit tamam!
Pılınızı, pırtınızı yavaş, yavaş toplayınız!..
İstanbul, aşkını buldu!
***
Sevgili okurlar,
İnanılır gibi değil, iktidar tüm gücünü ortaya koydu ve seçimler İstanbul’da iptal edildi..
Bu durum, ancak Afrika ülkelerinde olan bir durumdur..
Kime sorarsanız, sorunuz, burada bir emek gaspı, millet iradesi gaspı vardır..
Hatta bunu bir “hukuk darbesi” olarak görenlerde var..
Türkiye’nin gerçekten tek konusu var, adalet!
Tek konusu var, hukuk!
Tek konusu var, demokrasi!
İnşallah bu yolda Türkiye, kumpaslardan, ayak oyunlarından kurtulur ve millet iradesine saygı gösterir konuma gelir..
Türkiye’yi, bu halde göstermek kimsenin haddi değildir..
Türkiye Cumhuriyeti kolay kurulmadı..
Düşman kolay, kolay bu topraklardan temizlenmedi..
Milletin gözü önünde, oylar sayıldı..
Sayıldı, sayıldı..
Sonunda bir eksik bulundu..
Efendi sandık kurulunda, kamudan olmayan başkanlar var!
Ah be devletlum, devlet sensin, her şey senin elinde..
Bu yanlış kimin yanlışı?
Yanlışsa tabii!
Peki diğer seçimlerdeki bu yanlışlar ne olacak?
Seçmen iradesini reddetmek neyin nesi?
Milyonların oyu,7 kişi tarafından iptal edildi..
7 Kişi!
Türkiye’de demokrasi’nin “s” si var diyorduk..
Onu da yok ettiniz be usta!
***
Sevgili okurlar,
Sakarya’nın Akyazı İlçesi Karaçalılık Köyü’nde bir Dursun Akyüz vardı..
Allah rahmet eylesin!
Her İstanbul dönüşü, Ankara otobüsüne biner, Ormanköy’de inmeyi unuturdu..
Yani uykuda olurdu..
Ona köyde takılırlardı..
Onun en can alıcı sözü, “yalanuğunuzu seveyim” olurdu!..
Türkiye’de, bu kadar büyük, hak, hukuk, adalet gaspını hala savunanlar varsa, söylenecek söz ne ola ki?
Türkiye, bu halleri de mi görecekti!
Ramazan ayının ilk günü, yalanınız, kararınız afiyet olsun!
Lütfen, Türkiye’yi kıymayınız!
Evet, “her şey güzel olacak”, merak etmeyiniz!
Onu biliyoruz ya, ülkeyi bu hale getirmeye değer mi?
Tarih sizi af etmeyecektir!