Derler ki:“ İnsanoğulları nankör mahluklardır”Katılıyorum bu söze!Katılıyorum çünkü, biz insanoğullarının kendilerine iyilik eden elleri kötülemekten garip bir tat duyduklarını biliyorum.Örnek mi istiyorsunuz? İşte:Su gibi bize iyiliği dokunan, su gibi verimi bol nesneyi, içinde ilk hayat tomurcuklarını beslediğini söylediğimiz bu temiz, pırıl pırıl yaratıcı anayı bile kötülemekten çekinmeyiz.Başladığımız bir işi söktüremeyiz, ‘suya düştü’ deriz…Bir iş kendi suçumuzun yüzünden bozulur, ‘suya düştü’ deriz…Gerçekleşmesi imkansız bir plan kurar, beceremeyiz, ‘suya düştü’ deriz…Hiçbir sonuca erişemeyeceğini bildiğimiz toplantılar düzenleriz, dağılır, ‘suya düştü’ deriz…Dün yerel gazetelerin hepsinde aynı konu vardı.Kentsel Dönüşüm Projesi’nin suya düştüğünü ima eden haberler…Büyükşehir Belediye Meclisi toplanmış ve Dörtyol Kentsel Dönüşüm Projesinden vazgeçilmesini karara bağlamış.Dönüşüm Projesinin suya düşeceğini, projeyi başlatanlar bilmiyorlar mıydı?Biliyorlardı!Biliyorlardı da, ne diye projeyi devreye sokmaya çalıştılar?Suya düşürmek için!İlle suya düşürüp boğacağız diye ahdettikten sonra suyun bunda ne kabahati var?Kentsel Dönüşüm Projesi suya düştü!Aferin, işi kıvıramayan belediye yönetimine…Aferin, iktidarın her söylediğine körü körüne karşı çıkan muhalefete…Aferin, göz ve kafa alışkanlıklarına değiştiremeyip dünde kalan esnafımıza…Aferin, topa girme çekincesi gösteren, koltuk sever esnaf örgütleri başkan ve yönetimlerine…Aferin, konuya dair ‘gık’ı çıkmayan Üniversitemize…Aferin, kamuoyunu bilgilendirme görevini yerine getirmeyen basınımıza…Aferin, olayları izleme konusu yapmaktan öteye götüremeyen ahalimize…Aferin…Aferin…Aferin Topyekun hepimize(!)Affederiniz, bizim şehir ‘Yaşanılabilir Kentler’ sıralamasında 48’nci sırada mıydı?Layığımızı bulmuşuz işte!Bence suya düşen bu proje olmamalıydı, topyekun hepimiz olmalıydık.Ve o suyun içinde adamakıllı yıkanıp, kıtlanıp, arınmalıydık!