Yeni Atatürk Stadı zamanında bitseydi, Sakaryaspor belki lige çıktığımız geçen yılın iki devresini O Stat da oynardı. Ülkede işler hiç eksiksiz biter mi ?

         Stadı Sakaryalı izlemeyince bitmedi. Eksiksiz de bitmeyecek. Kervan yolda düzülür derler, eksiksiz, bitmez. Şimdi Sakarya’ya büyük bir görev düşüyor.

          Bu stat, uzmanlarca Avrupa standartlarında incelenmeli. Sakaryalı da sabrederek, FEDA’ya bile razı olmalı.

           Yani; geçen yıl değil, önceki yılın Türkiye Ligi şampiyonu Beşiktaş’ın hemen tüm maçlarını deplasmanda oynayarak tarih yazdığı sezonu izleyelim.

           Stat yapımını bitirmeyen Denetçi Kamu ve Yapımcı Şirket, Sakaryaspor’un stat hasılat ve deplasman maddi kayıplarını karşılasın.

           Sakaryasporlu futbolcular en çok 2-3 maç sonra dış sahalarda, tarih yazan Beşiktaşlı futbolcular gibi, inanılmaz bir özgüven ve direnç kazanacaktır.

          Tamam, bu rüya gibi bir şey. Şu gerçek unutulmasın; yeni bir çok stat, kötü saha zemini yüzünden ev sahiplerini yıkan başa belaya dönüşüyor.

        Sorun sadece zemin de değil. O stadın tüm çevresini ve çevre yollarını daha yeni dolaştım. Her taraf şantiye halinde. Etraf taş, kalas, tel, demir dolu.

          Size, “ O stat 7-8 yıl sonra çağdaş maç izlenir hale gelebilir ? Bakın O stat hangi yatırımlar gerçekleştiğinde ancak çağdaş stat olabilecek !

         Rakip takım ve seyircileri; ya, Adapazarı’nın kuzeyinden İstanbul 3. Boğaz Köprüsü’ne geçecek İkinci TEM’den Stada gelecek;

        Ya da, SBB’nin D.100 Pekşenler Kavşağı’ndan Stada yapacağı Yeni  Duble Yol’dan gelecek ! İkisi de 7-8 sene sonra, belki !

          Zaten 2 maç geçti. 4-5 İç saha maçı daha kaçırsak bile, Sakarya medyası ve Tatangalar kırıp dökmeden hemen her gün O Stadın şantiyesini didiklemeli.

          Yönetim de, siyaset ile, gişe ve deplasman zararının tazminini zorlamalı.

                            HENDEK’TE FEN LİSESİ ŞAHANE OLUR !

          “ Üniversite Şehri !” olmak gibi, doğru yol çizen Hendek Halkı, eğer Hendek Fen Lisesi açılması için tüm kapıları zorlarsa geleceği kazanır.

         Fakülte ve İkinci Organize Sanayi Bölgesi için büyük fedakarlıklar yapan Hendek, çocuklarının iş bulmak için gurbete düşmesini böyle azaltmadı mı ?           

         Hendeklilere şimdi başka bir görev düşüyor. Çağdaş büyük sanayi, ancak iyi öğrenim görmüş mühendisler, iktisatçı yöneticilerle dünyayla yarışabiliyor.

         Bunun ilk ve en önemli ayağı Fen Liseleri ile başlar. Fen Liselerini de Türkiye’nin en başarılı öğrencileri tercih ederler.

         Fen lisesi mezunları; Mühendislik fakültelerinde, Tıp eğitiminde, İşletme fakültelerinde en gözde öğrencilerdir.

          Hendek, şu anda ülkesinin bir ilçe için düşünülebilecek en iyi coğrafyasında ! Uluslar arası tüm yollar üzerinde. Eğitim ve sanayide çok önemli adımları da zaten atmış durumda !

           Nerden çıktı, “ Hendek’te hapishane yapalım !” garabeti ?

          Hendek, çağdaş bir ülkede, çağdaş ve çok iyi yetişmiş gençleri ile yoluna devam ederse çok şey kazanır.

           Köşe yazarı kardeşimiz Orhan Topçu’yu hayretler içinde okudum. Hendek için Fen Lisesi yapılmasının en doğru karar olduğunu mükemmel yorumlamış.

           Doğru tektir; ilim-bilim-teknik varsa; aç, işsiz, aşsız kimse yoktur; orada huzur ve güvenli hayat vardır.

          Doğru Siyaset, Hendek’te hiç kuşkusuz ilim-bilim-teknoloji okulları yapmayı tercih edecektir. Hapishane yapmayı marifet sayan siyaset tehlikelidir.

          Çocuklarını, gençlerini vurdulu, kırdılı, silahlı, çatışmalı, tehlikeli işlerden uzak tutan geleceği kazanır.

         “ Hendek, yakın geleceğin Eğitim ve Üniversite Şehridir !”

           

                HENDEK’İN ÇÖPÜ ADAPAZARI’NA GELECEKMİŞ ?

        Haberi okuyunca hopladım tabii. Büyükşehir Belediyesi’nin Dağdibi’ndeki  Çöp Toplama Alanının ömrü önümüzdeki yıllarda bitmek üzere.

        “ Hendek her gün tırlar dolusu çöpünü Adapazarı’na taşıyacak !” haberi insanı ürpertmez mi ?

           Dağdibi Katı Atık Depolama Projesi yapılırken çok iyi izledim. Çağdaş teknoloji eksiklerine karşın, eh işte, demiştik.

          Çünkü, çöp olayının en kepazelik yanı, akıl almaz koku ve iğrenç pislik oluşturan çöp sularıdır. Bizde işin eksiği yine proje bittikten sonra görülmüştü.

           Hemen her işimizde olduğu gibi, çöp toplamada da eksik ve yanlışlarımız deli paralar çöpe gittikten sonra ortaya döküldü.

           Konu; yeniden para tahsisi, uydur kaydır bir şeylerle sulu çöp halledildi.

        Şimdi; Çöp Toplama Alanımızın kullanım ömrü bitmek üzere iken,“ Hendek her gün tırlar dolusu çöpünü Adapazarı’na taşıyacak !” haberi insanı ürpertir elbette. Yalnızzz:

           Sakarya Büyükşehir Belediyesi, SEKAY ( Sakarya Entegre Katı Atık Yönetimi “ projesini açıklayanca biraz durdum.

           100 Trilyonluk SEKAY Projesi, çağdaş teknolojilerle yapılması düşünülen  önemli ve büyük bir iş olsa gerek.

          SEKAY Projesi ile 20 hektarlık bir alanda çöpten elektrik, gübre, biyogaz üreten tesisler yapılacakmış.

         100 Trilyonluk proje; nerede, ne zaman başlar, ne zaman biter bilmiyorum. Küt diye ortaya çıkıverdi. Biz de projeler kamuoyuna açılmaz, tartışılmaz, yeri de ne hikmetse bilinmez !

          Küt diye çıktığında, HER TÜRLÜ yanlışlar yazıldığında günahı bize yazılır. Dileriz Sakarya çok iyi bir projeye sahip olur da, kent kazanır, kimse de üzülmez.