SÖZÜM ORTAYA
Halkın zekası, kendini sıkan geleneklerin, gereksiz nezaket kurallarının çemberinden kurtulmak için bir çok çareler bulmuş…
Bulunan çarelerin ortak özellikleri ne?
Gelenek ve görenekleri, adabı muaşeret çemberini parçalamadan, çemberin içinden tereyağından kıl çeker gibi sıyrılmak imkanını vermesi…
Bu tanımlamayı yaptıktan sonra sadede gelelim:
***
Sözgelimi:
Bazen ‘sözüm yabana’ diye başlayarak söze girişiriz…
‘Sözüm yabana’ tabirinin ne kadar önemli bir cankurtaran işlevi gördüğünü hiç düşündünüz mü?
Eskiden köylülerin dilini yerleşmiş bir tabirdir bu…
İnsan için bu, konuşmasına özgürlük veren dehşet bir araçtır…
Köylü, köy kahvesinde ‘sözüm yabana’yı bastırdı mı her ağzına geleni söyler…
Besmele bir kere çekilmiş olduğundan kimse onu ayıplamaz…
Köylerde böyledir.
Şehirliye gelince, o da işin kolayını başka türlü bulmuştur:
“ – Teşbihte hata olmaz”
‘Teşbihte hata olmaz’ şehirlinin ‘sözüm yabana’sıdır.
Yalnız arada bir fark var…
Köylünün, ‘sözüm yabana’sı karşıtlıt içermez, anlatımından dinleyen hisse çıkartır.
Halbuki, şehirlinin ‘teşbihte hata olmaz’ı birbirine karşıttır; hicve, gizli ya da açık alaya müsaittir.
Bu iki söz özgürlüğünden başka bir de halkın ‘pardon’a yüklediği anlam vardır.
Pardon, özür dilerim, affedersiniz anlamında kullanılır…
Gelişmiş ülkelerde adamı kalayladın mı, ya da bastın mı tokadı, hır çıkmaz; pardon der geçersin…
Olsa olsa tazminat ödersin…
***
Peki, ‘sözüm yabana’, ‘teşbihte hata olmaz’, ‘pardon’ tabirlerini ben neden yazı konusu yaptım?
Ukalaca söylenmiş bir araba dolusu lafı niçin söyledim?
Bazı tanıdıklar dostça uyarıyorlar...
Diyorlar ki:
- Bazı yazıların bilmece gibi, açık seçik yazsana!
Onlara şu cevabı veriyorum:
- Bizim Adapazarı’nda renksiz, biçimsiz, şekilsiz, tek tipleşen bir yerel politika kültürünün geliştiğini ve kök tuttuğunu görüyor musunuz?
- İktidarı, muhalefetiyle politikacılarımızın, sivil toplum kuruluşlarımızın ve basınımızın büyük çoğunluğunun, bütün itiş kakışlarına rağmen aynı mahallenin şen çocukları gibi aynı raconu bölüşüp, aynı topa kafaya çıkmaları size ilginç gelmiyor mu?
Farklı formalar altında, bir takım insanlar şehri çekip çeviriyor sevgili okurlar…
Eskiden televizyonlarda “Yok aslında birbirimizden farkımız ama biz Osmanlı Bankasıyız” reklamı oynatılırdı.
Tıpkı öyle!
Bunları aynı güvence altında toplayan şemsiye güçlü mü güçlü…
Bu şemsiyenin gücünü, dehşetini hesaba kattığınızda, kimi gazeteciler, ‘sözüm yabana’, ‘teşbihte hata olmaz’, ‘pardon’ tabirleri ile yine de önemli konulara parmak basıyorlar…
Günümüz koşullarında bu işi yabana atmayın…