Vali Hüseyin Avni Coş, TGRT Haber’de katıldığı bir söyleşi programında çarpıcı açıklamalar yaptı:

“ – 15 Temmuz darbecilerinin öncelikli hedef ili Sakarya idi.”

“ – Darbeciler planlarını Sakarya halkının vatan, özgürlük ve inanç adına direnişe geçeceği üzerine yapmışlar.”

“ – FETÖ/PDY adlı hain örgütün (Adana Valiliği döneminde ‘MİT Tırları’ olayı ima edilerek) şahsımla özel bir hesabı olduğunu biliyorum, bu yönüyle de Sakarya’nın hedef il yapıldığını düşünüyorum.”

“- Darbe gecesi 03.00 sıralarında kontrolü ele aldığımızda, Ankara ve İstanbul’da durum henüz belirsizdi. Biz hazırlıklarımızı buna göre yaptık. Polis ve milis güçlerimizi hazırlayarak, Sakarya’yı ‘Milli Direniş Merkezi ’yapma hazırlığına giriştik.”

“-Halk ve ben şahadeti göze aldık.”

***

Vali Coş’un konuşmasını olduğu gibi Bizim Sakarya’ okurlarına sunmak isterdim; ama, bu köşeye sığmayacak kadar uzun olduğundan dinlerken alıntıladığım sözleri aktarmakla yetiniyorum.

FETÖ ile ilgili kafası hala az buçuk karışık olanlar, bu açıklamasından ötürü Coş’a teşekkür borçlular…

Sayın valinin Sakarya halkını onurlandıran sözlerine bir hemşeri olarak bende teşekkür ediyorum…

Ama, yine de durup düşünmemiz gereken bir sorunumuz var!

***

Sakarya sadece darbe karşıtı duruşuyla değil, bir başka boyutuyla da hatırlanacak…

Nasıl?..

Amerika’nın tezgahladığı ve işin hesabını kitabını inceden inceye yaparak Türkiye’ye yakıştırdığı bu örgütün, sabırlı ve sürekli bir tarikatçılıkla, polise, askere, üniversitelere, yargıya, bürokrasiye sızdığını, palazlanıncaya kadar yumuşak ve alttan alan bir strateji uyguladığını sağır sultan bile duydu…

Ama, bu stratejinin Sakarya’da sorunsuz uygulanması bir yana, el üstünde taşınarak başarıya taşınması nasıl gizlenebilir?..

Bunu nereden biliyoruz?..

15 Temmuz sonrası ülke genelinde gerçekleştirilen operasyonlara bakmak yeterli…

Soruşturma, kovuşturma, görevden el çektirme, gözaltı ve tutuklama oranları gerçeği tüm çıplaklığıyla anlatıyor…

Diğer illerdeki adli ve idari işlemlerle Sakarya karşılaştırılması yapıldığında, insanın kanını donduracak bir gerçek otuz iki dişiyle sırıtarak karşımıza çıkıyor…

FETÖ/PDY en geniş ve en etkili örgütlenmeyi Sakarya’da yaptı; yapabildi!...

Adil Öksüz, Cevdet Türkyolu, Mehmet Dişli, Hakan Şükür gibi pek çok ünlü sanığın adlarının Sakarya ile birlikte anılıyor olması da işin cabası!...

***

Dostoyevski’nin ünlü bir özdeyişi var, büyük yazar der ki:

“- Herkes her şeyden sorumludur”

FETÖ örgütünün zaman içinde güçlenerek azgınlaşmasında AKP iktidarının sorumluluğu ağır basıyor…

Ama, mantığı iktidarda kalmaktan öte terfi edememiş bu siyasal iktidarın özellikle Sakarya’da baş tacı edilmesine ne demeli?..

Demokrasinin özüyle çelişkili bu soru yanıt bekliyor!..

***

Biz Sakaryalılar kendi kendimizle övünmesini severiz…

Biraz da düşünmesini bilsek!..

Ve ayna karşısına geçip kendimize sorsak:

- Bizim gibi niteliklere sahip bir şehrin bugün yaşadığı koşullarda işi ne?..