Özkoç, dün Sağlık Komisyonu’nda sağlık konusundaki torba yasa görüşmeleri sırasında yaşanan hukuksuzluğa tepki göstermek amacıyla Komisyonun CHP’li milletvekilleriyle TBMM’de basın toplantısı düzenledi.

“TBMM’NİN, SARAYIN DEĞİL, MİLLETİN MECLİSİ OLMASINI İSTİYORUZ”

Özkoç, Sağlık Komisyonunda dün gece, Anayasaya aykırı şekilde, AK Parti milletvekillerinin de içine sinmemesine rağmen, partinin grup başkanvekillerinin komisyon başkanına dikte etmesi sonucu 5. Maddenin "oldu bittiye getirilmek istendiğini” söyledi.

Sözkonusu maddenin, ihraç edilen ve güvenlik soruşturması nedeniyle ataması yapılmayan hekimlerin, SGK’yla anlaşması bulunan hastanelerde çalıştırılmamasını öngördüğünü anlatan Özkoç, düzenlemenin yaratacağı keyfiliğe dikkati çekti.

Özkoç, “Biz, TBMM'nin halka vadedildiği biçimde milletin sorunlarını çözen, haksızlığa hayır, hakka evet diyen bir Meclis olmasını istiyoruz. Baskılarla, perde arkası konuşmalarla, kuvvetler ayrılığını yok ederek anayasaya aykırı şekilde, sadece bir partinin söylediklerinin çıktığı bir Meclis olmasını istemiyoruz. Bu Meclisin, sarayın değil, milletin temsilcisi olmasını istiyoruz" diye konuştu.

“MADDE, OYLANMADAN KOMİSYONDAN GEÇİRİLDİ”

Özkoç’un ardından Sağlık Komisyonunun CHP'li üyeleri söz aldı.

Komisyonun CHP sözcüsü Zonguldak Milletvekili Ünal Demirtaş, terör örgütlerine veya MGK'ca devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti, iltisakı veya bunlarla irtibatı olduğu için kamu görevinden çıkarılan veya güvenlik soruşturması sonucuna göre kamu görevine alınmayan tabipler ve diş tabiplerinin, sadece sosyal güvenlik kuruluşu ile sözleşmesi bulunmayan sağlık kuruluşlarında veya muayenehanede çalışabilmesini düzenleyen teklifin 5. maddenin hukuksuz, İçtüzüğe ve anayasaya aykırı şekilde geçirildiğini bildirdi.

Demirtaş, madde üzerinde oylama yapıldan, AK Parti milletvekillerinin dahi el kaldırmadan, Komisyon Başkanı'nın oldubittiyle "5. madde geçmiştir" dediğini aktardı.

CHP İstanbul Milletvekili Ali Şeker de dün komisyon üyesi olarak söz talebinde bulunup 11 saat beklediğini ancak kendisine söz hakkı verilmediğini belirtti.

Şeker, "Kendi önergeleri de dahil, usulen de olsa oylatmadan düzenlemeyi geçirmek istediler. Yaptığınız hastaları, halkı cezalandırmaktır" dedi. Ali Şeker usulsüzlükleri tespit ettiklerini ve tutanak altına aldıkarını belirterek, gerekli itirazlarda bulunacaklarını söyledi.

“İNSANLARIMIZ KASAPTAN ET DEĞİL, İNEK MEMESİ VE KOYUN KULAĞI SATIN ALABİLİYOR”

CHP Grup Başkanvekili Özkoç, konuşmaların ardından gündemdeki konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu ve gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın dünkü grup toplantısında, "Hala ülkemizde et fiyatlarının yüksek seyretmesinin genel refah seviyemizin artması sebebiyle talepte yaşanan yükseliş ile ilgili olduğunu düşünüyorum" sözlerini anımsatan Özkoç, şu ifadeleri kullandı:

"Bunu bir komedyen söylese herhalde rekor kırar. Cem Yılmaz falan havasını alırlar. Milletimiz ete o kadar çok talepte bulunuyor, o kadar rahat ve ucuza alabiliyorlarmış ki et yetmiyor ve bundan dolayı fiyatlar yükseliyormuş. Şaşılacak bir şey. Türkiye'de kişi başına et tüketimi yıllık ortalama 25 kilo, dünya ortalaması 43 kilo, AB ortalaması 77 kilo, ABD ortalaması 125 kilo. Türkiye'yi, bugün 97 bin tonla AB'den en çok kırmızı et ithal eden birinci ülke konumuna getirdin. Pahalılıktan insanlarımız ete el süremiyor, kasaptan kilosu 5 lira koyun kulağı ve 2,5 liradan inek memesi alıyor. Sarayda Erdoğan acaba inek memesi, koyun kulağı mı yiyor?”

"TÜRK DIŞ SİYASETİNİN, BU OYUNA GELMEMESİ GEREKİR"

Bir gazetecinin, ABD'nin PKK'lı teröristlerin elebaşılarına ödül konulmasıyla ilgili değerlendirmesini sorması üzerine Özkoç, şunları kaydetti:

"YPG'nin askeriyle kol kola dolaşacaksın, onlarla nöbet tutacaksın, onlarla birlikte Suriye'yi dizayn etmeye çalışacaksın, 'PKK'ya karşıyım ama YPG ile birlikteyim' diyeceksin. Dün PKK'lı militanlarla oturacaksın, onlarla birlikte her türlü görüşmeyi yapacaksın ama burada da böyle tezgah hazırlayacaksın. Türk dış siyasetinin bunu yememesi, bu oyuna gelmemesi, ABD emperyalizminin, Rusya'nın ve diğer egemen güçlerin kontrolünde bir dış siyaset yönetmemesi gerekir."

Editör: TE Bilişim