İYİ Parti’nin ilçe teşkilatlarına gerçekleştirdiği ziyaretlerin seçim döneminde verilen desteğe teşekkür amaçlı olduğunu kaydeden Kolip, “Mesleğimi çok daha iyi yapabilmek adına aldığım onca eğitimi bir kenara bırakıp ‘İl Başkanlığına hazırlanıyor’ söylemini çok doğru bulmuyorum” diye konuştu.

Kolip, bunun yanı sıra hâlâ İYİ Parti’nin bir üyesi olduğunu, kendisine verilecek her görevi layıkıyla yerine getirmeye gayret edeceğini de sözlerine ekledi.

-----------------------------------------------

Uzman Dr. Cihan Kolip; 26 yıllık meslek hayatının ardından, hiç kimsenin beklemediği bir anda, küçük bir köyünde doğduğu büyük şehir Sakarya’nın, Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak çıktı kentin karşısına…  Cumhuriyet Halk Partisi ve İYİ Parti’nin yurt genelinde kurduğu Millet İttifakı’nın, İYİ Partili Sakarya Büyükşehir Belediye Başkan adayı olan Kolip, yarışı Cumhur İttifakı’nın AKP’li adayı Ekrem Yüce’ye kaybetti.

Kolip, buna karşılık yaklaşık 165 bin oy alarak 17 yıllık AKP iktidarı süresince en fazla oy alan rakip aday olarak kayıtlara geçti. Medyada kendisine çok yer verilmemesine, rakibinin bütün şehir gündemini işgal etmesine karşın alınan bu oy dikkat çekiciydi. Kimileri sonuçları Kolip’in siyasi hayatı açısından ‘üzücü bir son’ olarak yorumlarken kimileri de ‘umut veren bir başlangıç’ diye değerlendirmeyi tercih etti.

İYİ Parti Kurultayı, Sakarya teşkilatlarındaki atamalar ve yeniden yapılanma süreci de gündeme düşünce Kolip’in adı yeniden anılmaya başlandı. Kolip’in Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak resmen başlayan siyaset hayatının teşkilat başkanlığı ile devam edeceği söylentileri de iddialar arasında yerini aldı.

Uzun sözün kısası, Millet İttifakı’nın Büyükşehir Belediye Başkan adayı Uzm. Dr. Cihan Kolip ile bir araya geldik ve adaylığından bugüne kadar olan süreci konuştuk. Söylentileri değerlendirdik, biraz da gelecek planları hakkında fikir edinmeye çalıştık. Sorularımızı içtenlikle yanıtlayan Kolip, dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
 

26 yıl başarılı bir hekimlik hayatı yaşadınız. Koskoca 26 yıl sonra siyasete girme sebebinizi çok merak ediyorum. Sizi tetikleyen şey, amacınız yahut beklentiniz neydi?

Mesleğimi çok seviyorum. Hiçbir mevki ve makam için siyasete girmem, girmedim de… Şehrimiz iyi yönetiliyor olsa, gelir farkı ve yaşam standartlarında adaletsizlik olmasaydı, halkımız mutlu huzurlu sağlıklı bir hayat sürüyor olsalardı, hiçbir güç beni o koltuğa oturtamaz, siyasete dâhil edemezdi. İşte bizim itirazımız buna olmuştur.

Amacımız; insanların layık olduğu yaşam kalitesine ulaşmalarını sağlamak, şehrin en alt tabakasındaki insanların ellerinden tutarak onları ayağa kaldırmak, refah seviyesini yükseltmektir. Bizim hedefimiz; halkımızın yüreğindeki makama oturmak, onların hayır dualarını almaktır. İşte bu yüzden daha fazla insanımıza ulaşabilmek, bütün şehri ayrım yapmaksızın kucaklayabilmek için bu kutsal görevi kabul ettim.

Depreme ve şehrin ihtiyaçlarına göre kentsel dönüşüm projeleriniz, Yenikent  - eski stadyum hattına hafif raylı sistem projeleriniz de kimi çevrelerde büyük yankı uyandırmıştı ama o konulara girmek istemiyorum. Sağlıkla ilgili Sakarya’da neler yapmayı düşünüyordunuz?

Bir: Taraklı bölgesine geriatri rehabilitasyon ve yaşam merkezi, bizim vizyon projelerimizden biriydi. Termal su ve alternatif tıp uygulamalarında fizyoterapi ve psikolojik danışma hizmetlerine, hobi bahçelerinden sinema ve tiyatro salonlarına kadar bir çok sosyal donatıların olduğu yaşam alanlarını halkımızın hizmetine sunmayı çok istiyordum.

İki: Obezite, sigara, alkol ve uyuşturucuyla mücadelede örnek bir belediye olma hedefimiz vardı.

Üç: Yoğun bakım yatağı yetersizliklerinin biraz önüne geçebilmek adına belediye bünyesinde palyatif tedavi merkezleri kuracaktık.

Dört: İnsan ömrünün artmasından yola çıkarak Alzheimer önleyici yaşam merkezlerini çok önemsiyorduk.

Beş: İlimize sağlık sorunları ve yoğun bakım hizmeti için gelen hasta yakınlarına hizmet vermek üzere hastane bölgesinde refakatçı evlerini kurmayı planlamıştık.

25 yıldır Sakarya’yı aynı siyasi kanat yönetiyor. Buna karşılık bir de 17 yıldır iktidar olan AKP’nin adayına karşı adaylığı nasıl, ne düşünerek kabul ettiniz?

Sakarya’nın Kocaali ilçesi Kestanepınar Köyü’nde doğdum. Bu şehirde büyüdüm. Yüce Mevla’ma şükürler olsun ki bana çok sevdiğim bu şehirde doktor olarak halkıma ayrım yapmadan eşit hizmet etme imkânı verdi. O yüzden Sakarya’ya vefa borcum olduğunu düşünüyorum. Bizler evimizde tok ve sıcakta uyurken bu şehrin çocuklarının aç ve üşüyor olmasını kabul edemediğimiz için aday olmayı kabul ettim.

Karşımızda 17 yıllık bir iktidarın bütün gücünü ve imkânlarını kullanan bir aday olmasına rağmen çıktığımız hak ve adalet yolundan asla dönmeden adaylık çalışmalarımıza köyümüzden başladık. 1071 yılında Sultan Alparslan’ın gözcü komutanın söylediği “Sultanım, 300 bin kişilik Bizans ordusu bize yaklaşıyor” sözüne, 27 bin kişilik ordusuyla “Biz de onlara yaklaşıyoruz” sözündeki inanç ve iman fıtratı bizim ilham kaynağımız olmuştur.

Seçim döneminde sanki sahada yalnızlığa bırakılmış bir aday görüntüsü verdiniz. Partiniz size istediğiniz veya beklediğiniz gibi destek oldu mu? Ya da daha derine inecek olursak seçim kampanyanız boyunca ne kadar para harcadınız?

Bizler Sakarya’da bir seçim ittifakı yaptık. Türkiye’de yapılan bu ittifakın meyvelerini birçok şehirde aldık fakat Sakarya’da bu ittifak istediğimiz sinerjiyi yakalayamadı. Bunun sonucu olarak bir bütünlük görüntüsü veremedik. Ama sahada bizim teşkilatımızla birlikte gerek AKP’li gerek CHP’li gerek MHP’li gerekse Saadet Partili vatandaşlarımız, bizi ilgiyle takip etti ve bağırlarına bastı. Bunun sonucu olarak 165 bin vatandaşımızın sevgisini ve desteğini almayı başardık.

Haftanın 7 günü 24 saat olarak çalışan, belki de 26 yıllık hizmet süresinde en az rapor alan ve izin kullanan bir hekimim. Her aday gibi ben de bir miktar para harcadım. Birkaç yıllık alın terimizi bu kutsal yolda harcamak şerefini yaşadım. Sakarya’ya feda olsun, bir kuruşunda dahi gözüm yoktur. Ne yazık ki ülkemizde seçimlere giren adayların büyük bir kısmı seçim kampanyaları boyunca harcadıkları paranın çok daha fazlasını başkan oldukları takdirde geri almanın hesabını yapmışlardır ve çevreleriyle birlikte zenginleşirler. Bunun örnekleri o kadar çoktur ki... Şükürler olsun seçim boyunca hiçbir zaman harcadığım paranın zerresini dahi ‘Nasıl geri kazanırım’ hesabını yüce Mevla’m kalbimde oluşturmamıştır.

165 bin oy aldınız. Bu oy sizin için ne ifade ediyor? AKP’nin Sakarya’da iktidarı devraldığından beri onların karşısında sayısal olarak en fazla oy alan başkan adayı olmak size ne hissettiriyor?

Millet İttifakı ve bütün Sakarya’nın adayı Uzm. Dr. Cihan Kolip olarak aldığım 165 bin oy için halkımıza sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum. Gerçekten Sakaryalılar, bütün kesimleriyle beni bağırlarına basmışlardır. Bu şehirde AKP’ye karşı her türlü imkânsızlıklara rağmen alınan bu oyun sorumluluğu da çok büyüktür. Halkımız, bu şehrin denetim görevini bizlere vermiştir. Büyükşehir Belediyesi’nin yaptığı her güzel projeyi destekleyeceğiz. Fakat yapılan her yanlışa da ‘dur’ diyeceğiz.

Ne yazık ki 120 gündür Büyükşehir Belediyesi elle tutulur hiçbir icraatta bulunmamıştır. Oysaki Sakarya’nın boş yere kaybedecek bir saati dahi yoktur. Örneğin; ben başkan olsaydım 1 Nisan’da Gökçeören Ovası’nın ıslah çalışmalarına başlayacaktık. Yaklaşık 40 bin dönümlük bu verimli ovanın çiftçisi, sel ve yağmur suları nedeniyle aynı ürünü 2 ya da 3 sefer ekmek zorunda kalmışlardır. Şehir ve ülke ekonomisine büyük zarar veren bu konuyu ivedilikle çözeceğimizin, ulusal bir kanalda sözünü dahi vermiştik. Bugün gelinen noktada o bölge köylüsü kan ağlamaktadır.

Biraz da partinizde yaşananları konuşmak istiyorum. İYİ Parti’de neler oluyor? İlçe başkanları görevden alınıyor, yerine atamayla başkaları geliyor. Sandıktan kendisine 165 bin oy çıkan bir Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Türkiye’de siyasi partilerde, yanlış olan bu seçim sisteminin de belki etkisiyle, atamaların ve görevden alınmaların olduğu dönemler ne yazık ki olabiliyor. 24 Haziran ve 31 Mart seçimlerinde her türlü olumsuzluğa ve imkânsızlığa rağmen mücadele eden İYİ Parti teşkilatlarına sonsuz teşekkür ediyorum. Bu atama ve görevden almalar nedeniyle hiç kimsenin partilerine küsmemesi, her üyenin teşkilatına sahip çıkması gerektiğini, birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmemizin çok önemli olduğunu vurgulamak istiyorum. Çünkü siyaset küserek, küstürülerek değil; bir olarak, diri olarak, insan faktörüyle yapılmaktadır.

Sayın Genel Başkan’ımın son kurultayda yapmış olduğu açıklamalar çok önemlidir. Türk siyasi tarihine örnek olacak, delegenin özgür iradesiyle çarşaf liste uygulamasından hepimiz gerekli dersi çıkartmalıyız. Çünkü görevden almalar ve yapılan atamalarla insanlara umut olamazsınız, iktidar hiç olamazsınız.

İYİ Parti teşkilatlarının, sizi dürüst ve samimi bulduğu için çok sevdiğini duyuyoruz. Son günlerde ilçe teşkilatlarına da ziyaretlerde bulunuyorsunuz. Partide son yaşananları da göz önünde bulundurarak sormak istiyorum: Bu ziyaretlerinizin amacı nedir?

Ben Sakarya’yı çok ama çok seviyorum. Bana gelen insanın hangi siyasi partiden olduğuna bakmaksızın insanları ötekileştirmeksizin herkesi kucaklayarak hizmet etmeyi şiar edinmiş bir kardeşiniz olarak her daim halkımın yanında olacağımın bilinmesini istiyorum.

31 Mart yerel seçimlerinde Sakarya’nın bütün ilçelerinde seçim çalışması yaptım. Çıktığım hak ve adalet yolculuğunda, bana yol ve dava arkadaşlığı yapan İYİ Partili kardeşlerime şükranlarımı sunmak, teşekkür etmek, helallik almak için ilçeleri gezdiğim doğrudur. Mesleğimi çok daha iyi yapabilmek adına aldığım onca eğitimi bir kenara bırakıp ‘İl Başkanlığına hazırlanıyor’ söylemini çok doğru bulmuyorum.

Ben İYİ Parti’nin bir üyesiyim, bir neferiyim. Partim ve genel başkanım bana ne görev verirse şeref kabul eder, layıkıyla yapmaya gayret ederim. İşte bu inançla da 31 Mart seçimlerini geçirdik. Burada sonuç olarak İYİ Parti’nin gerçek sahibi olan halkımız, verdiği 165 bin oyla aynı zamanda partimin de denetimi gibi çok büyük bir sorumluluğu ayrıca omuzlarımıza yüklemiştir.

Bu sorumluluk ve temsil kapsamında halktan aldığımız bu güçle yapılan hiçbir yanlışı görmezden gelemeyiz ve gereğini yapmasını da üzerimize vazife biliriz. Kendi selametini, kendi saadetini, memleketin ve Türk milletinin saadeti ve selameti için feda edebilecek vatan evlatlarından biri olarak halkımın ve Sakarya İYİ Parti teşkilatlarının her zaman yanındayım.

Bizim izlediğimiz yolu, bakın Hz. Ali ne güzel ifade etmiştir:

“Yüksek makam istedim, tevazuda buldum. Riyaset istedim, ilimde buldum. Rahat istedim, hasedi terk etmekte buldum. Şükür istedim, rızada buldum. Zafer istedim, Sabırda buldum. Keramet istedim, takvada buldum.”

Şu bilinmelidir ki; biz varız, var olmaya devam edeceğiz.

Editör: TE Bilişim