CHP İl kadın Kolları Başkanı Emel Bircan, TBMM gündemindeki, müftülere nikah kıyma yetkisi veren tasarıyı ‘gaflet’ olarak nitelendirdi ve “12 yaşında imam nikahına, 6 yıl sonra imamın kıydığı resmi nikaha, çocuk gelinlere izin vermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Emel Bircan, yaptığı yazılı açıklamada, ülke gündeminde çözümlenmesi gereken bir çok sorun olduğuna işaret ederek, “Yapılacak hiçbir iş kalmamış gibi, iktidar yine nikâhı kimin kıyacağı ile uğraşmaya başladı. İktidarın müftülüklere de resmi nikah kıyma yetkisi veren kanun tasarısını tekrar tekrar gündeme getirmesi, yaşamakta olduğu çöküşü, sistematik tehditlerle bertaraf etmeye çalışmasıdır” dedi.

Bircan, açıklamasında şunları kaydetti:

“Biz kadınlar sormak istiyoruz;

Kadınlar her gün öldürülüyor iken,

Her gün tacize, tecavüze, şiddete uğruyor iken,

Yoksulluk içinde iken,

Çalışma hakları ellerinden alınıyor iken,

Özgürlükleri gasp ediliyor iken

Tek sorunumuz, evlenme akdinin müftü aracılığıyla çözüme kavuşturulması mıdır?”

İZİN VERMEYECEĞİZ

‘Sizler, medeni kanun kadınlara verdiği haklardan neden rahatsız oluyorsunuz’ diye soran Emel Bircan, şöyle devam etti:

“Mevcut şartlarda, Türkiye’de evlendirme memuru sayısında bir sorun yoktur. Buna rağmen müftülüklere de bu yetkinin verilmesi, sosyal hayata dini tahakkümün dayatılması içindir. Türkiye’de çocuk istismarlarının ve tecavüzlerin büyük çoğunluğunun dini nikah kisvesi altında yapıldığı düşünüldüğünde, bu tasarının nasıl bir gaflet olduğu daha rahat görülecektir. 12 yaşında imam nikahına, 6 yıl sonra imamın kıydığı resmi nikaha, çocuk gelinlere izin vermeyeceğiz.”

LAİKLİK İLKESİNE AYKIRI

“Müftülük kurumu İslam ile özdeştir. Resmi nikahın müftülerce kıyılabilmesinin önünün açılması Türkiye’deki aile yapısına dini bir dayatmadır. Bu topraklar dinine sahip çıkan, geleneklerine ve göreneklerine bağlı olan insanların evidir. Bu insanların %90’dan fazlası zaten Müslümandır. Ancak Türkiye Cumhuriyeti bir Hukuk Devleti’dir. Hukuk Devleti olmakla, kadınlar evlenirken Medeni Kanunla hakları güvence altına alınmıştır. Evlilik akdinin müftülerce yapılmasının önünün açılması din ve devlet işlerinin birbirine karıştırılmasıdır. Bu da Laiklik ilkesine aykırıdır.

Ancak endişe ile görüyoruz ki; iktidar bu ve bunun gibi uygulamalarla laik düzeni yavaş yavaş ve sinsice yok etmeye çalışmaktadır. Bir arada yaşamamızı sağlayan laikliğe açılan her gedik, toplumsal kutuplaşmayı derinleştirecektir. Bugün daha net görüyoruz ki siyasi iktidarın son yıllarda “dava” dediği şey laik düzenin yıkılması davasından başka bir şey değildir.”

EN BÜYÜK KORKULARI: DİRENEN KADINLAR

“Biliyoruz ki, bu düzenlemeyi getirenlerin en büyük korkusu direnen, mücadele eden kadınlardır.

Türkiye’de kadınların sosyal statüsü 1926 medeni kanunu ile resmen tanımlanmıştır. Bizlere düşen, bu medeni kanunu daha ileriye taşımaktır.

Biz Atatürk devrimlerinin uygulayıcısı kadınlar olarak, kadını toplumdan dışlayan her tür uygulamanın karşısında olduğumuzu ve mücadelemize devam edeceğimizi bir kez daha duyuruyoruz.

Editör: TE Bilişim