Erenler’de, özellikle de Etbalık’ın 2-3 km batısında ve kuzeyinde her taraf Altyapı Şantiyesi gibi. İki ay gitmesem yol ve kavşak karıştırıyorum.

Tarım mahsulü ekilen her metre kare toprak için gelecek adına karalar bağlıyorum, o ayrı. Ortaya çıkan tertemiz ve yaşanabilir şehirleşme de güzel.

*

“ Kent Dönüşümü “ adı altında yapılan İŞ’ler ise çıldırtıcı. Tek veya iki katlı evler yıkılıp, 4-5 katlı evlerden bir mahalle ortaya çıkması ne demektir?

Yani, “ Biz burada yaşayan nüfusu 4 veya 5 kat artıracağız!” demek değil mi?

“ Burada insanca yaşanmaz” de, yık! Orada yaşayan nüfusu 4’e, 5’e katla. Kesinlikle aynı mahallede araç sayısı da 4-5 kat artar. Gel de orada yaşa!

*

Ve; Türkiye’de artık bu tip inşaatlar yap boz gibi 15-16 ayda kurulabiliyor. Köklü, sağlam, ekonomik ömürlü hiçbir iş yap boz gibi yapılmaz.

Avrupa’nın, dünyanın en çok turist çeken şehirlerinde 500 yıllık, 1000 yıllık taşlarla yapılmış yollar var.

Şehirler, binalar 50-60 milyon insanın öldüğü savaşlarla yıkılsa da, yollar ve altyapıların büyük kısmı hala dimdik ayakta.

*

Yüzyılın Depremi’nin üstünden 18,5 yıl geçti. Sakarya’da yollar, altyapılar kaç kez yapıldı; kazılıp, yeniden yapılıyor?

Bunları yine neden hatırlatıyorum. Belediye ve Kamu’nun yapmaya başladığı işlerin şantiyesine Yönetenlerin kendisinden çok giderim.

Doğru; Yönetenin işleri yoğundur. Peki, diğerleri? Onlar niye denetime gitmez? Onca para ve emekle yapılan bu işler 5 yıl sonra çökünce şaşırmayalım.

Çalışma, üretme; yöneten seçil !

Siz, “ Sakarya harika değişiyor, gelişiyor, kalkınıyor !” demeye devam edin.

Kimse kör değil, aptal değil. Çalışmadan, üretmeden, içe veya dışa satmadan kimse bir adım değişemez, gelişemez.

Borçla yaşayan hiçbir ailenin iki yakasının bir araya geldiği de görülmemiştir.

*

Ben, Sakarya 50-60 yıl önce nasıl bir gelişme süreci yaşamıştı size yazayım. Kıyas yapmanız için de bugünü soracağım:

Sakarya’da, sanayileşme tarıma dayalı başlamıştır. Ağır Sanayiye geçiş ise; Zirai Donatım Traktör Fabrikası, TCDD Vagon Fabrikası, Askeri Ağır Bakım Fabrikası ile olmuştur.

Hatta; Şeker Fabrikası’nın üretimini yönetenler de sanayi ustalarıdır.

*

Dörtyol Sanayi Çarşıları, hiç kuşkusuz Motorlu Taşıt Tamirhaneleri ve Parça Üretenleri tarafından bu günlere getirilmiştir.

OSB’leri bugünlere getiren Sakaryalı sanayiciler de bütün köklerini buralardan hayata geçirmiştir. Devlet Fabrikaları ve Küçük Şehir Sanayilerinden.

*

Bugün durum ne? Ne halktan, ne eğitimden, ne de günün kolay yoldan köşe dönme fırsatçılığından başka gelişen bir şey yok.

Son 15 yıldır; kurulan, büyüyen, gelişen Sakaryalı önemli bir sanayi ve sanayici yok. Bilinen isimler, bilinen ve sadece yaş gurupları büyüyen insanlarımız.

İşe bakın; çalışmadan, üretmeden, Yöneten Seçilmek ve kazanmak en kısa yol!

Köylüm; tarlanı ve geleceğini yok etme !

2 Yerel seçim öncesi Kaynarca’yı karış karış gezmiştim.

MHP’li arkadaşlar,“ Burası birden emlak ofisleri ile doldu. Çöplük, taş toprak araziler bile satın alınıyor.” diye uyarmıştı.

O tarlaları alanlar, orada yapılması planlanan her şeyi erken öğrenenlerdi. Köylüden ucuza kapatıp, kısa yoldan servet vuranlar : -)

*

Sakarya’nın kuzeyi AK Parti İktidarı’na en çok milletvekili yollayan bölge. Neden, nasıl şeyse; bu yıllarda oralarda tarım arazileri parsellenir oldu?

Çimento fabrikasından, her tür kirli sanayi orada hallenmeye kalktı? OSB furyaları başladı. Birisi kurulmadan bir başkası. Yollar her oradan geçiyor!

Kaynarca’da, dere kurutulup, OSB kurulmak isteğine karşı çıkan köylü baskı ve ısrar görürse, bilsin ki işin içinde iş var. Seçtiği siyasileri kantara alsınlar.

*

Karasu’nun iki yakası 20-25 yıldır bir araya gelmedi. Siyaset işte bu. Hiçbir söz doğru çıkmadı; hala da çıkmıyor.

Karasu sahilleri yok oldu; 100 bin kişi çalışacak tersaneler yok! Muhteşem tarım arazileri yok edildi, Karasu’da ne tren istasyonu, ne de tren var?

Sıra, Dünya Mirası ilan edilen Acarlar Longozu’nda mı? Çünkü, Karasu’dan Kandıra’ya giden sahil yolunun deniz tarafı Longozun devamı, Su-Longoz…

Acarlar Longozu Dünya Mirası; imara, sanayiye açılamaz. Tek çare kurutmak. Kaynarca’da dereler kurutulursa; Longoza gelen sular n’olur?

**

Köylü; tarlanı, geleceğini yok etme. Para biter; tarla ve üretmek geleceğindir.