Size çok yoğun gündemlerle, “Sakarya’ya hoş geldiniz!” diyebildik.

           Yarın da, bu şehrin dehşetle yaşadığı, “Yüzyılın Depremi’nin 18. Yılı!”

           Alışıldığı gibi, görkemli salonlarda anma törenleri düzenlenecek. Biz, “Sakarya’nın 50-100 yıllık geleceğini sağlama aldık” diye anlatmaları severiz. Bizi öyle anlatanları da sever, canımızdan can sanırız.

         Ama şans işte, Adapazarı Belediyesi ile Orhan Camii arasında kalan Alifuat Cebesoy Vergi Dairesi’nin de olduğu dev binanın yıkım kararı galiba 18 yıl sonra sizin döneminize rastladı.

          O binada 1990’lı yıllardan beri bir dolu kurum ve kuruluş vardı. 18 yıldır da var; her gün binlerce Sakaryalı girdi çıktı. Kimse bir kaygı, sorumluluk duymadı.

          Biz zaten o depremin hemen ertesi gününden itibaren anlaşılmaz bir şehir olduk. Ne, “Adapazarı halkı” diye bir şey kaldı, ne de Adapazarı şehri…

        Adapazarı’nın adı, D 100’de de, TEM’de de, dört yönden şehre girişlerde de kalktı, kalkmak üzere! Sakarya’ya 50-60 km giriyoruz, önümüze Sakarya’ya Giriş tabelaları çıkıyor. Hem de bu ayıp Sakarya’ya tüm yönlerden girişte!

          Şu gün şehri yönetenler içinde Adapazarlı yok gibi. Sakarya’yı Ankara’da temsil edenler içinde de öyle! Bir nevi “Tarihten silinme” gibi bir şey yaşanan.

            Birkaç yazı sonra; söylediklerimi somut örnekler, “Sakarya’yı Sakarya yapan Eşraf!’ yazımı koyarım köşeme. Tabii o günleri görürsek : -)

                             O DEPREMİ YAŞAMIŞ 6 KATLI BİNALAR;

                            18 YILDIR ERKEK ÖĞRENCİ YURDU!

           Vergi Dairesi yıkılacakmış! Peki, o eşsiz alan ne olacak? Sakaryalı şunu da günlerdir soruyor, Adapazarı Belediyesi civarında (!) sadece o bina mı hasarlı?        

          Bu şehirde herkes, 18 yıl sonra, “Hasarlı, yıkılacak” denilen o vergi dairesinin 50 metre çapındaki çevresinde çok katlı hasarlı başka bina yok” demez “ 2 Bulvarda da yok !” demez. Kitaplarda deprem fotoğrafları duruyor!

           Yüksek tavanlı sıra dükkanların olduğu, zemin katların kolonları deprem sonrası kimi binalarda kevgir gibiydi. Kolonlardan fışkırmış demirler belleklerde.     

         Unuttuk, şimdi canımızı acıtan rant hesapları tepemizde dolaşan kılıç gibi.

         Şehir içinde paha biçilemez imar bölgelerinde kalan çocuklarımızın okulları bile rantın ağzında. Adapazarı Garı,  Atatürk Stadı, Şeker arazileri ayrı hesaplar.  

          Atatürk İlkokulu, Sabihahanım, Ahmet Akkoç ve benzeri devlet okulları kuşaklar boyu Sakarya’ya, Türkiye çapında en büyük Milli Eğitim başarılarını kazandırmıştır. Sakarya’yı Sakarya yapanlar şimdi rant tuzağında.

         Atatürk İlkokulu, Sabihahanım,“Hasarlı (!)” imiş. “Şehrin otopark ihtiyacı var, onları yıkalım, otopark yapalım” gibi öneriler bile olabiliyor.

          Oysa Atatürk İlkokulu’nun 100-200 metre çevresinde, depremde yıkılan binalarda onca ölüm yaşandı. Ama okulun 50 metre ötesinde oturanlar, 6 katlı binalarını bırakıp kaçtı! 3-5 ay sonra o bina 6 katlı Erkek Öğrenci Yurdu olabildi.  

           Katlıpazar’ın kuzeyindeki caddede o depremi yaşamış 6 katlı erkek öğrenci yurdu da yıllardır ayakta! 15 Temmuz sonrası boşalmış gibi miydi? 

        Deprem’in ilk aylarında yapılan doğru her şeyi 6 ay sonra hepimiz terk ettik.

              

            DEPREM KÖYLERİ ENKAZLARI : -(

        Sayın Valimiz, 17 Ağustos anmalarını izleyecektir. Bence, en doğru, en kapsamlı bilgiler O günlerde Valiliğin ve yarı resmi oluşumların yayımlarındadır