Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Prof. Dr. Sayın Engin Yıldırım ile yapılan nefis söyleşiyi pazartesi günü gazetemiz Bizim Sakarya’da soluksuz okudum.

Söyleşiyi yapan arkadaşımız Hülya Bilgin Çolakoğlu’nu içtenlikle kutluyorum.

Galiba Hülya Bilgin Çolakoğlu’ndan ben de bir söyleşi isteyeceğim. Ancak iyi hazırlanmam için zamana ihtiyacım var.

                                                                   **

Şu anda AYM Başkanvekili olan Prof. Dr. Sn. Engin Yıldırım’ın, Yürütme Kurulu Başkanlığını yaptığı, Sakarya’nın “ REKABET GÜCÜNÜN“ Belirlenmesi ve Geliştirilmesi kitabını didikliyordum. Görüşüm de Salı günü köşemdeydi.

Çünkü Sakarya; Valiliğin, Üniversite’nin, Büyükşehir’in, SATSO’nun Proje Üst Kurulu olduğu, O kapsamlı ön rapora ve onca yayına karşın; BENCE:

“ Sakarya,ilime-bilime dayanmayan projesiz-plansız palas pandıras bir gidişle hızla yok oluşa sürükleniyor. Son 15 yılda yok olan köy sayısı ibrettir.” derim.

                                                                      **

Sayın Engin Yıldırım bizden çok genç. Üniversite olduğumuz, Kampusa geçtiğimiz ilk yıllarda, SAÜ’ye minibüsle nasıl gittiğini; yarı yolda indirilip toz toprak içinde yürüdüğünü anlatınca 90’lı yıllara gittim; anlatmam gerek : -)

Üniversite olmamıştık; Mühendislik Fakültesi Ozanlar’daydı. Şimdiki Kampus’ta 400 öğrencinin kaldığı BARAKA YURTLAR vardı.

90’lı yıllar; deheştli bir kar yağdı ve 400 Öğrencinin kaldığı O Yurda 4 gün çıkmak da, ulaşmak da mümkün olmadı.

Kurtlar inmiş; ekmek yok, su yok, kalorifer yok!.. Bir öğrenci gurubu bana ulaştı ve Onlarla O Yurda gittim…Kampus nasıl oldu söyleşide anlatırım…

                                    

                               BÜYÜKŞEHİR ( ARKEOLOJİ ) MÜZESİ;

                                            ESKİ HAL ARAZİLERİ ?

“ Büyük ve Köklü Kent Projeleri uzun yıllara yayılmalı. Detaylı bilimsel çalışmalar yapılmalı. Ülke ve şehrin halk sosyolojisi araştırılmalı.” derim.

Tabii ki; benim öngörüm eksiktir. Yaşanmış tarih var; ekonomik gerçekler var.

Tek doğru şu; kısa-orta-uzun vadeli planlar şart. Kimse,“Yapıldı, yapılıyor!” demesin. Her gelen Yeni Yöneten bir öncekini merak etmez, çöpe atar.

                                                                    **

Hala MÜZESİ olmayan bir vilayetiz. Uydurma, kaydırmada üstümüze yok.         “ Müze var ya !” diyene; “ Orası lise arkadaşlarımın eviydi.” desem, susmaz : -)

Mustafa Kemal Atatürk’ün, Adapazarı’na gelişinde yıllarca görüşemediği Annesi ile buluştuğu ve kaldığı evdir; bizlerde eşsiz bir anıdır bu!

Ama, Adapazarı’nda bize yakışan bir Müze yoktur; umurda da değildir.

                                                                    **

Büyükşehir Belediyesi’ni ve Başkan Sn. Zeki Toçoğlu’nu, Kent Müzesi’ni umur etmesi çok güzel bir Yöneten Sorumluluğu örneği oldu.  

Peki bana ne ? Şimdi niye, gittiğim gördüğüm her arazide Kent Arkeoloji Müzesi hayal ediyorum ?

Hadi bakalım; şimdi de, “ Et Balık’taki Eski Hal’in yerinde, en az İzmit Eski Tren Garı ve karşısındaki Kocaeli Arkeoloji Müzesi kadar güzel olacak;

Sakarya Arkeoloji MÜZESİ !” hayali ile yatıp kalkmaya başladım : -) Ki; orada epeyce okulumuz da oldu. Bizi geçin; çocuklarımız Kent Tarihi bilsinler!

                                         “ BUDAPEŞTE MERKEZ HALİ !”

Büyükşehir Belediye Başkanı Sn. Zeki Toçoğlu, “ Zırai Donatım Fabrikası Yemekhanesi !” diye, bilenen binayı çok güzel bir Sanat Galerisi yaptı.

Başkan, O Sanat Galerisi’nin şu andaki halini, Zirai Donatım’da görev yapmış memur ve işçilerden oluşan sembolik bir grupla da gezmeli.

 Sakaryaspor’un efsane kaptanlarından Beşir Belat son yıllarda O binada yöneticilik yaptı, tüm ayrıntılarıyla bilir.  

                                                                    **

Büyükşehir Donatım Sanat Galerisi, sadece galeri de değil. Alt katında, nefis atölyeler, müze-sergi, konferans-derslik salonları, ofisler var.

O Sanat Galerisi Binası; Osmanlı’dan Türkiye’ye kalan Alman Mimarisinden  karakter bir mirastır. Avrupa Mimarisi de denebilir.   

SBB İmar ve Şehircilik Dairesi’nin bulunduğu bina da öyle. Aziz Duran zamanında, bacası bırakılan, binası bir gecede yerle bir edilen Enerji Merkezi Binası ile Dökümhane ise büyük kültür yıkımlarıdır.

İzmit Seka Kağıt Müzesi ve Bilim Müzesi o yıkım yaralarımı her gidişte deşer.

                                                               **

Peki; “ Eski-İlk Adapazarı Hali’nin anıtsal giriş kapısını hatırlayan var mı ? Şimdiki Kapalı Pazar’ın Kent Meydanı girişi. Hiç Şehir Tarihi hatırlatır mı?

Google’a girin, “ Budapeşte Merkez Hali Görselleri “ yazın. Dünya şehri Peşte’nin tam yüreğinde yüzlerce yıllık bir Hal. Dünya görmeye gidiyor.

Budapeşte Merkez Hali’nde büyülenmiştim. Adapazarı da belki olabilirdi.

 Büyüleyebilir Adapazarı’nı kişisel rantlarımız için yerle bir ettik. Atatürk ve Karaağaç bulvarları, Çıracılar; çatı katlı eşsiz ahşap konakları ile rüya gibiydi.