Anti Tayyipçiler, siyasi yaşamları boyunca attıkları her farklı adımda kendileriyle 180 derece ters düşen siyasi tavırlarda bulundular!...

AK Partinin rakibiyken bu partiye ve liderlerine ağır eleştiriler yönelten Anti Tayyipçiler, AK Parti saflarına katılınca 180 derece dönüş yaptılar.

DYP lideri Süleyman Soylu, Has Parti lideri Numan Kurtulmuş ve eski ATP lideri, eski MHP Genel Başkan Yardımcısı Tuğrul Türkeş...

Anti Tayyipçi liderlerin AK Parti karşıtıyken söylemiş oldukları sözlerden bazılarını hatırlayalım;

Süleyman Soylu DYP Genel başkanıyken Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok ağır eleştirilerde bulunup, hakarete varan sözler söyledi.

Süleyman Soylu, “Tayyip Erdoğan’ın Paçalarından yolsuzluk akıyor” sözüyle Erdoğan’ı yolsuzlukla suçladı.

İçişleri bakanı Soylu;” Tayyip Erdoğan, at üstünde durmayı nasıl beceremediyse, ülke yönetmeyi de aynı şekilde beceremedi” sözüyle o günlerde sayın Erdoğan’la dalga geçti…

Numan Kurtulmuş HAS Parti Genel Başkanıyken Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İsrail Politikası yüzünden çok eleştirmişti. Hatta o yıllarda yaptığı Muaviye benzetmesi hala Türk milletinin hafızasında!...

Numan Kurtulmuş sayın Erdoğan hakkında; Otel lobisinde değil, Birleşmiş Milletlerde, OECD salonlarında ‘one minute' demek marifettir. Sayın Erdoğan’ın kalbi Ali diyor, dili Muaviye söylüyor” diye konuşmuştu.

Numan Kurtulmuş, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yaptığı Muaviye benzetmesi ile Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı İsrail Politikalarına hizmet etmekle suçlamıştı.

BBP Genel Başkanı Mustafa Destici; Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan herkese her bir şeyi söylüyor. Kendisine bir şey söylendiğinde, söyleyenler göz altına alınıyor ve tutuklanıyor. Bu durum iki boksör kavga sırasındayken bir boksörün elleri, ayakları ve gözleri bağlanıyor. Diğer boksör de onu dövüyor” diye yaptığı açıklamayla  Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı despotlukla suçlamıştı…

Tuğrul Türkeş, Nisan 2013’te babası merhum Alparslan Türkeş’in ölüm yıldönümü töreninde yaptığı konuşmada, sözü MHP’yi eleştirmek için zaman zaman babasından alıntılar yapan Erdoğan’a getirip, “Sıkıştığında rahmetli Başbuğ’un lafına sözüne sığınan Sayın Başbakan, günü geldiğinde Milliyetçiliği ayağımın altına alırım diyor. Senin o bacağını kırarlar” demişti.

MHP Genelbaşkanı Devlet Bahçeli, “İki yanlış bir doğru etmez, suda ateş yanmaz, Recep Tayyip Erdoğan'dan da cumhurbaşkanı olmaz" demişti…

Ne hikmetse Sayın Bahçeli de 180 derecelik bir dönüşle Erdoğan’ı başkan yaptı!...

İYİ Parti Genelbaşkanı Meral Akşener, Erdoğan’ın Sarayını Tülbent Müzesi yapacağını, kaçak saraya çıkmayacağını mitinglerinde söyledi.

Akşener, sarayda düzenlenen resepsiyonlara çağrılmıyordu!...

Fakat, ne hikmetse sayın Akşener, 30 Ağustos resepsiyonu için saraya çağrıldı.

Meral ablaya gönül veren milyonlar, abla saraya gitmez diye düşünüyordu!...

Meğerse Meral abla, saraydan davet gelmesini dört gözle bekliyormuş(!)…

Saraydan davet geldi…İYİ Partinin Asenası, saraya koşmaca gitti!...

Peki! Akşener saraya neden davet edilmişti?

Hatırlarsanız, kısa bir süre önce sayın Akşener, ülkenin düştüğü sıkıntılı günleri öne sürerek, sayın Erdoğan’a yardımcı olabileceklerini basın yoluyla söylemişti!...

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sayın Akşener’in uzattığı zeytin dalını tuttu!...

Saray davetiyle başlayan Akşener- Erdoğan dostluğu, siyasi dostluklarla taçlanırsa kimse şaşırmasın!...   

Mevzu makam, koltuk olunca 180 derece dönüşler oluyor!...

At üstünde durmayı beceremeyen bir Cumhurbaşkanı Süleyman Soyluyu İç işleri bakanı yapıyor!...

Muaviyenin İsrail Politikalarının altına bugünlerde Numan Kurtulmuş imza atıyor!...

Tuğrul Türkeş, kırmak istediği ayaklara koşa koşa gidiyor!…

Sayın Bahçeli bildiğiniz gibi…

Ya Akşenere ne demeli?...

Milyonların Meral Ablası da saray yolundan geçti!...

Bu ülkede, saraya uğramayanlar, siyasette yükselemezler!...

Bunu bilen siyasetçiler, saraya çağrılmayı dört gözle bekliyor!

Sarayın yolları taştan, sen çıkardın beni baştan…

Darısı Muharrem İnce’nin başına!...