Gelişmiş hiçbir ülke çağdışı kirlilik yaratan sektörleri topraklarında tutmuyor.

Türkiye gibi ülkeler çöplük sanki? Ülke, kendi otomobilini, kamyonunu, tırını, otobüsünü yapamıyor. Ama doğa harikası toprakları yabancı hurdalığı olmuş.

İhracat patladı, deli para kazanıyoruz sanmayın! Bize deli paraya Patent CD’leri satıyorlar. Aynı ülkeler; küçücük ana parçaları da bize satarak deli para alıyorlar.  

                                                                 **

İşin özeti şu: Çağın teknolojilerini ülkende yapacaksın! İcat, Yeni Buluş yapan gençler yetiştireceksin! Şimdiki gençler içinde harika çocuklar var, ama?

Ülkeyi Yönetenler Onları görecek-anlayacak düzeyde mi, sorun orada!

Gelişmiş ülkeler çağın en çok kazandıran teknolojilerini icat edenlerdir:

Google, Amazon, YouTube ve nice benzerleri! Ticaret, kültür sanat, tarih, medya, eğlence endüstrileri herkesin cebinde! Çip’lerle kazanılan servetler!

Sen hala oto, kamyon, otobüsle uğraş; ülke topraklarını fabrika doldur. Oto, kamyon, otobüs fabrikaları düz ve en büyük tarım arazilerinde kurulur!

                                                                   **

Ve tafraya gelince, “Yüzde 99’u Müslüman olan ülkemiz!” der; İşine gelince de, “İmam Hatipliler hor görüldü!” dersin. Peki, bu % 99 nerde öğrendi dinini?

Her vilayette İmam Hatipler, her sokakta Kur’an kursları her zaman olmuştur.

Türkiye Milli Teknolojisini geliştirecek diye üfürme! O Hedefine gidecek okullar yap! Sakarya’da 3 Fen Lisesi var. Birisi Alandüzü Mezarlığı yanında; biri Akyazı’da, biri de Arifiye’de…

Türkiye teknolojide çağı yakalayacaksa, ilkin Fen Bilimlerin gelişecek. Muhteşem teknolojilerle donatılmış Saray gibi Fen Liseleri yap! Hem de her ilçede yap!

Gençlerinden, “yerimizi kaparlar!” diye korkmayan siyaset en hayırlı olandır!

ORMANLAR TESTERE SESLERİYLE İNLİYOR !

Hafta sonu Güral Otel tepelerinde ve Kurtköy Deresi yamaçlarında uzun bir yürüyüş yaptım. Yukarıdaki ormanlardan testere sesleri bitmek bilmiyor.

Dere vadisine doğru tepelere doğru villalar son birkaç yılda epeyi artmıştı. Baktım, az üstlerinde orman iyice seyreltilmiş, başka temelleri müjdeliyor.

Yakında, O tepelerin yola inmesini önleyen O ormanları çok ararız, çok!

Şehir içinde bile güpe gündüz ağaç kesen testere sesleri bitmek bilmiyor artık.

                                                              **

Mart ayında SATSO’ya konuk olan Maliye Bakanı Ağbal’ın verdiği 2B müjdesi galiba Testere Seslerine moral oldu; kesen kesene… Kamu ne yapsın?

Cumhurbaşkanı bu yıl içinde birkaç kez, “ Yok öyle imarı olmayan arazileri ucuza kapatıp, imara açıp büyük paralarla satıp havadan para kazanmak! Takipçisi ben olacağım!” gibi şeyler söyleyince umutlanmıştım.

Bunu takip artık öyle kolay değil. Çünkü kolay para kazanmanın yolu oldu.

Orman açmak, Mera yok etmek, tarlaya imar almak; artık taş atıp kol yorulmadan, kolay servet demek!

                                                                   **

Kırkpınar, Kurtköy belediye iken Samanlı Dağların Sapanca Gölüne bakan yamaçları bu bölgede hala ormandı!

Sadece tepede kurulmuş Mahmudiye Köyü ile eski Kurtköy tepelerinde bilinen mahalleler vardı.

10-12 Yıl önce belediyeler kapatılırken, bugünleri hiç kimse tahmin edemedi. Köyler tek tek taş binalar, asfalt yollar haline dönüştü.

Kırkpınar köylüsünün, demiryolunu geçer geçmez, Sapanca Gölü kenarında bir köy kahvesi-piknik alanı vardı. Şimdi O kahve, ne de köylü var!

Mahmudiye’nin şahane köy kahvesi ve muhtarlığı, mezarlığı bile kalmadı! 

CHP, MHP, SP; SİYASİ PARTİLER;

KİMİ KAMU KESİMİNİN YILLIK GELİRİNİ BİLİR Mİ?

“Tok açın halinden anlamaz!” lafı, anlayana çok şey anlatır. Asgari ücreti lise öğrencisi çocuğuna aylık harçlık gibi verenler O sözü ne kadar anlar bilmem?

Ülkemizde, çalışan büyük kesim 2000 lira aylık gelirin altında hizmet verir. Onlar 1500 lira ile geçinmeye alışmıştır!” gibi ibretlik bir ayıbımız da var.

                                                          **

Bazı Siyasiler, siyasi partiler bilmez mi? Seçilmiş ve Atanmışlar ile halkın geniş kesimi önünde yıllardır bir tiyatro oynanır. Dibi de eşelenmez!

Yönetenlerin açıklanan maaşı sadece o kadar mıdır? Aile yaşamına bak; çoluk çocuk hiçbir şeyden mahrum değil. Gelire göre her gün façalar zirve yapıyor.   

Bence; Siyaset, ilkin kendi parkurunu ve yönetenleri didiklese İŞ başka olur!

                                                          **

Yöneten, Atanmış da, Seçilmiş de; işini bilir, gözünü yumar, yürü ya kulum derse, maaşı-geliri katlamanın bin yolunu bulur. Bulan var mı; bi bakın?

Gelir kapıları sadece resmen oturulan koltuk-masa değildir! Bir dolu vakıf Yönetim Kurulu vardır; OSB Mütevelli Kurulları, Hakkı Huzur İŞleri vardır;

Kooperatifler, Bakanlıklara bağlı kurullar; ne gelir kapıları var, akıllar durur?

                                                            **

“Yıllık toplam elinize net ne kadar para geçti?” diye sor, cevabı verenin elini öp! Siz Belediye Başkanları ve üst yöneticilerin maaşlarını duyduğunuzda:

“Eh, mütevazı sayılır ya! O kadar da olur!” der geçersiniz; peki o kadar mıdır?

Belediye ve bağlı kuruluşlarında sadece ilk 20 Yönetenin; maaş, görev yolluğu,  gece-hafta sonu-yurt dışı görev harcırahı; yılda toplam geliri ne kadar?

İlk 20’nin Yıllık Toplam Gelirini böl 12’ye, aklın durur mu? Siyasi muhalefet Sakarya’da araştırı ve açıklayabilir mi? Benim sesim mi kesilir?