Yerli otomobil rüzgarı mı desem, efsanesi mi desem yıllardır dönüyor.

Sanki dersiniz ki dünyanın en özel tasarımlı aracını çıkaracağız.

Japonya’nın 1922’de, İran’ın bile yıllar öncesi yaptığını yapacağız sadece.

Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) yıllardır bu konuda açıklama yayımlıyor.

Mahmut Kösemusul imzalı haberlerde, ‘Yerli oto bize yakışır’, ‘Yerli otoya sahibiz’ gibilerinden 6 yıldır açıklamalar giriyoruz.

Geçen gün Sakaryahalk manşetine taşımış..Yayın Müdürü Hüseyin Cumalı, herkesin karnından konuştuğu o konuyu anlatmış.

Yerli otomobille ilgili her açıklama artık hakikaten çok sıkıcı geliyor. Kandırıldık gibi hissediyorum.  Günlük ve bitmeyen bir malzeme..

Diyelim konu kalmadı..

En popülist malzeme belli. Yerli oto.

Ya da biz Sakarya olarak vaatlerden çok sıkıldık ondan oluyor bu duygu.

Şehir hastanesi, 2’nci üniversite, Dikmen Kış-Spor Merkezi, Bölge adliye vs.vs.

Hep lafta kalıp sonra unutulan konular yordu bizi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, üretimi için TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’ndan söz aldığı yerli otomobil tüm bunlara rağmen paylaşılamıyor.

8 kentin bu üretmek için yani ev sahipliği için girişimleri olduğu söyleniyor.

Bu şehirlerden biri de Konya.

Konya Ticaret Odası Başkanı Selçuk Öztürk, Konya Ticaret Borsası Başkanı Hüseyin Çevik ve Konya Sanayi Odası Başkanı Memiş Kütükcü, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu’nu ziyaret ederek, Konya’da Otomobil Üretilebilirliği Fizibilite Raporu’nu sunmuş.

Raporu inceleyen TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, süreç hakkında bilgi vererek “Konya’mıza bu yatırım yakışır” demiş ve övmüşte övmüş.

Muhtemelen Hisarcıklıoğlu, hangi ile gitse aynısını söylüyor.

 Sakarya’ya geldiğinde söyledikleri de aklımda yere göğe sığdıramamıştı bizi de..

Yerli oto güzel bir malzeme..

Ama sıktı arkadaş. Kapatın bu konuyu.

Bunun lobiyle falan alakası yok. Baya bildiğin sıktı.

Yatırım kararı çıksın, her gün konuşalım.

Şov bu yıl son olsun!

Bir Ramazan ayını daha geride bırakıyoruz. Pazar günü mübarek Ramazan Bayramını kutlayacağız.

Binlerce lira fatura edilen lüks otellerde, mekanlarda düzenlenen iftar programlarını geride bıraktık. İşadamları, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, her akşam farklı mekanlarda düzenlenen iftar programlarına katıldı. Ramazan’ın birlik ve beraberliğine vurgu yapıldı vs.vs.

Dün öyle internette sörf yaparken bir haber ilişti gözüme.

Haber aynen şu; ‘AK Partililere iftar daveti geleneği, AK Parti İl Başkanı Nurettin Doğanay'ın İl Başkanı olması ile bu yıl sona erdi.Doğanay, teşkilata iftar vermek yerine 300 yetim ve ihtiyaç sahibi çocuğu bayramda sevindirmeyi tercih etti’

Sevindim bu haberi okuyunca..

Ve düşündüm, Sakarya’da Ramazan’da iftar vermeyen sivil toplum kuruluşları ayıplanır oldu.

Siyasi partilerin il başkanlarına, ‘İftar bile vermiyorsunuz’ diye sitem edenler bile var.

Bitsin bu müsriflik, ziyan.

Şehir protokolünün birbirini ağırladığı iftar yarışı bu sene son olsun.

Benim önerim; bayramlaşma merasimi gibi toplu bir iftar verilsin.

Fatura tüm kuruluşlara pay edilsin ve bu iş bitsin. 

Kaymakamlıkların sosyal yardımlaşma vakıfları aracılığıyla yardım alan kişi sayısı 100 binden fazla.

Fakire, fukuraya yardım eli uzatalım. Yetimi sevindirelim, giydirelim..

Aç uyumasın Adapazarı’nda kimse..

Devlet zaten gereğini yapıyor ama..

İftar programlarını gövde gösterisine dönüştürme düşüncesinde olunduğu sürece bu dediğimiz iş çok zor.

Onlara da tavsiyem Bolu İl Başkanını örnek alın mesela..