Uzm. Dr. Abdulkadir Tunç'un açıklamaları şu şekilde:

Kronik yorgunluk sendromu (KYS) baş ağrısı, kas ağrıları, uyku problemleri, hafıza ve konsantrasyon sorunlarının eşlik ettiği 6 aydan uzun süren, başka nedenlerle açıklanamayan yorgunluk olarak tanımlanır.

Kimlerde daha sık görülür?
20-40 yaş arası genç popülasyon ve kadınlarda daha sık görülmektedir.

Tipik bulguları nelerdir?
KYS sıklıkla daha önce sağlıklı olan bireylerde ortaya çıkar ve hastaların %80'i bu durumu daha önce olan bir enfeksiyona bağlar. Hastalarda ana bulgu olan yorgunluğun yanında, el ve ayaklarda uyuşma-karıncalanma hissi, hafif ateş, kas-eklem ağrıları, baş ağrısı, boğaz ağrısı, açıklanamayan yaygın kas güçsüzlüğü gibi çeşitli organ sistemlerine ait birçok bulgu mevcuttur.
Yorgunluk dinlenme ile düzelmez ve fiziksel ve zihinsel aktivitelerde bozulmaya neden olur. Bellek problemleri uyku bozuklukları ve depresyonda bu duruma eşlik edebilir. Hastalarda bu semptomlar bazen mevsimsel özellik gösterebilir ve çoğu zaman stresle bulgularda artış gözlenir.
Fizik muayene ve laboratuvar incelemeleri ise tamamen normaldir.

Kronik Yorgunluk Sendromu tanısı koyulmadan dışlanması gereken hastalıklar nelerdir?
Hipotiroidizm, diyabet, demir eksikliği B12-folat eksikliği, bazı enfeksiyonlar, bazı organ hasarları, romatizmal hastalıklar, kalp hastalıkları, uyku bozuklukları, belirgin depresyon, gebelik ve bazı ilaçların kullanımı yorgunluk nedeni olabilir.

Yorgunluğa neden olabilecek nörolojik hastalıklar nelerdir?
Miyastenia gravis ve bazı kas hastalıkları egzersizle ilişkili olarak artan veya azalan yorgunluk nedeni olabilir. Multiple skleroz (MS) hastalarının %60-90'ı aşırı yorgunluktan şikayetçidir. Bunun yanında inme sonrası ve Parkinson hastalığı'nda, demans (bunama) , epilepsi, migren ve bazı hareket bozukluklarında yorgunluk daha sık görülmektedir.

Kronik Yorgunluk Sendromu tedavisi nasıldır?
Öncelikle yorgunluğa neden olabilecek durumlar dışlanmalıdır.
Tedavi farmakolojik (ilaç) ve non-farmakolojik (ilaç dışı) yaklaşımları içerir.
Non-farmakolojik tedavi kognitif/davranışsal terapi ve basamaklı egzersiz tedavisinden oluşur. Sosyal ve emosyonel destek, yaşam tarzı değişikliği, uyku hijyeninin sağlanması ve akupunktur önerilmektedir. Egzersiz fizik kondisyonu ve kendine güveni arttırmak için en kuvvetli yöntemdir. Yavaş artışlarla haftalık düzenli egzersiz programları faydalıdır.

Editör: TE Bilişim