Sakarya Tabip Odası Başkanı Uzm. Dr. Gökhan Gedikli mesajında şu ifadeleri kullandı;

"Neden bayram yapıp eğlenemiyoruz?

Neden “böyle sağlık sistemi olmaz” diyoruz.

Hekimler ve sağlık çalışanları sağlıkta olan bitenin en fazla farkında olanlar.

Sağlıkçıklar Haykırıyor:

*Nitelikli sağlık hizmeti veremiyoruz.

*Sağlık sisteminin kendisi sağlık için tehlikeye dönüştü.

*İyi eğitim alamıyoruz.

*Geleceğimize umutsuz hale geldik.

*Uzun, esnek çalışma dayatmaları, ücret adaletsizlikleri çalışma başarımıza, mesleğimizi iyi yapmamıza, kendimize ve ailemize zaman ayırmamıza engel hale geldi.

Türkiye'de son dönemlerde uygulanmaya çalışılan “Sağlıkta Dönüşüm Program” adı ile uygulanan politikalar ve şehir hastaneleri projeleri ile hastalarımızında sağlık çalışanlarınında içine düştükleri ciddi olumsuzluklar bulunuyor, programın sağlık hizmetinin temel ilkeleriyle bağdaşmayan içerikleri nedeniyle önemli sorunlar yaşanıyor.

Mevcut politikalarla sağlık hizmeti bolca tüketilmesi gereken ve üzerinden kar edilen bir “nesne”ye dönüşmüştür. İnsanların daha çok hastalanması, çok hastaneye gitmesi, çok tetkik yaptırması, çok ameliyat olması, çok ilaç kullanması ve tabii ki bu süreçlerde daha çok para harcaması üzerine kurulu bir sistemle karşı karşıyayız. Kamuda uygulanan “performans” sistemi, özel sektörde ise ciro ve kar baskısı sağlık hizmetlerini şekillendirmiştir. Muayene, ameliyat sayıları, ilaç tüketimi, tetkik sayıları son onyılda beşer kat artmıştır. Bu artışları yurttaşların sağlığına olumlu yansımamıştır. İçinde 3-5 dakikada muayeneleri, hastane kuyruklarının, bir hekimin günde 120 hasta “bakmasının” yer aldığı niteliksiz sağlık hizmeti tablosu karşımızda bulunmaktadır. Acil servisler dünyanın hiçbir yerinde olmadığı kadar yoğundur, içinden çıkılmaz hale sürüklenmiştir. Kar amacına odaklanan sağlık sistemi sadece yoksul yurttaşlarımızı değil, oluşturduğu güvensizlik ortamı nedeniyle ödeme gücü olan yurttaşımızı da tedirgin eden noktaya ulaşmıştır.

Tıp ve sağlık eğitimi sayısız nedenle zarar görmüştür. Türkiye ciddi biçimde niteliksiz tıp ve sağlık eğitimi sorunuyla karşı karşıya bırakılmıştır.

Sağlık çalışanları ücret yetersizliği ve adeletsizliği, çalışma barışının bozulması, ağır çalışma koşulları, mesleki tatminsizlik, meslekte yükselmelerde kayırmacılık, liyakatın dikkate alınmaması ve belkide en kötüsü sağlık çalışanlarına şiddet nedeniyle ciddi sıkıntılar içine düşmüşlerdir.

En temel insan hakkı olan ve herkesin ayrımsız olarak en nitelikli biçinde ulaşabilmesi gereken sağlık hizmetlerinde durum iç açıcı değildir. Sağlık çalışanlarının iyi yetişmiş biçimde mesleklerinin temel değerlerine olan bağlılık ve motivasyonlarıyla çalışabilmeleri gereken bu alanda yaşanan durum neresinden bakarsak bakalım akıl dışıdır. Bilimin gerekçeleriyle ve sağlık hizmetlerinin temel ilkeleriyle uyumlu değildir.

İlimize gelirsek maalesef sağlıkta yönetici konumunda olan meslektaşlarımız konumlarının gereğini yapmak yerine adeta siyasi iradenin sözcülüğünü yapmaktalar. Sakarya Eğitimi Araştırma Hastanesinde eğitim ve liyakata bağlı yükselmek yerine adam kayırmaca devam etmektedir. Mesleğinde başarılı olan hekimler maalesef ayrılmakta ya da ayrılmak zorunda bırakılmaktadır. Şehir hastaneleri kandırmacası devam etmektedir. Oysa ilimizin ihtiyacı şehir hastanesi olmayıp Korucuk'ta 600 yataklı Sakarya Üniversitesi Tıp Fakültesi Eğitim ve Araştırma Hastanesi açılmasıdır.

Türkiye 14 Mart'a kısaca özetlemeye çalıştığım bu sorunlu ortama girdi.

Sağlıkçıların mücadeleri sadece kendileri için değildir.

Sağlık hakkı mücadelesi tüm toplumun mücadesidir.

Tüm meslektaşlarıma ve sağlık çalışanlarına özverili çalışmaları başta olmak üzere, daha güzel bir sağlıklı ortamı ve Türkiye için verdikleri mücadele nedeniyle sonsuz teşekkürlerimi sunarız.

Güzel günlerde, gerçekten bayramı olan 14 Mart'ları da birlikte kutluyacağız."

Editör: TE Bilişim