Sohbetimizde, Türkiye’nin artık dünyanın en büyükleriyle konuşulduğunu anlatan Yüce, “ 16 yıl önce Türkiye’nin bir şeyi olmadığını, günümüzde ise havaalanlarıyla, ulaşım araçlarıyla, yaptığı projelerle ön planda olduğunu ve Sakarya’nın Türkiye ve dünya ölçeğinde nadir illerden biri olduğunu” söyledi. Bu bağlamda “şehrimize, jeopolitik, ekonomik, kültürel değerleriyle marka şehir yapma konusunda ağırlık vererek, verimli çalışmalar yapacağını” kaydetti.

-Öncelikle Ekrem Yüce kimdir daha önce neler yapmıştır ve neler yapmaktadır?

Ben Ekrem Yüce, Adapazarı vilayetimizin Geyve ilçesinde, Çengel köyünde dünyaya geldim. İlk ve orta öğrenimimi Pamukova’da tamamladım. Daha sonra Sakarya İmam Hatip okulunu bitirdim. Akabinde de Kırklareli Atatürk lisesini bitirdim. Daha sonra Erzurum Ziraat Fakültesi Kültür Teknik ve Makine bölümünden yüksek mühendis olarak mezun oldum. İlk memuriyete 1974 yılında başladım ve o günden bugüne hiç fasıla vermeden çalışmaya devam ediyorum. 2018’deyiz ve 44 yıldır çalışıyorum. Ülkemin en batısından en doğusuna, en doğusundan en kuzeyine, en kuzeyinden en güneyine yani ülkemin dört bir köşesinde hem kamu sektöründe hem de özel sektörde çalıştım. Mühendislik, kısım müdürlüğü, fabrika müdür yardımcılığı, fabrika müdürlüğü, genel müdür yardımcılığı ve genel müdürlük gibi görevlerde bulundum. Ve bugünlere geldim. Şu anda Ordu Ziraat Fakültesi ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi’nde ders veriyorum.  ÇAYKUR Genel Müdürlüğü’nde kısım müdürlüğü, araştırma enstitüsünde mühendislik yaptım. Daha sonra ÇAYKUR’a genel müdür olarak atandım ve 8,5 yıl görevimi icra ettim. Oradan da şu anda bulunduğum Doğu Karadeniz Bölge Kalkınma Başkanlığı’na atandım. Burada da 6 yıldır görevimi yapıyorum. İlk kurucu başkanı benim. Şu anda seçimler münasebetiyle oradaki görevimden ayrıldım. Doğduğum, büyüdüğüm, çok sevdiğim ilime, Sakarya’ma geldim. AKP’den milletvekili adayı oldum ve AKP’nin çerçevesinde hem ilime hem de ülkeme hizmet etmek için aranızdayım.

-Siyasete ilk nerede ve hangi görevle başladınız?

Adapazarı’nda belediye başkanlığı merkez ilçe başkanlığı daha sonra Erenler Belediyesi’nde Belediye Başkanlığı yaptım.

-Sportif faaliyetleriniz nelerdir?

Kamu işverenler sendikası yönetim kurulu üyeliği ve başkan yardımcılığı, ÇAYKUR Rize spor yönetim kurulu üyeliğinde 10 yıl as başkan, ikinci başkan ve başkan vekilliğinde bulundum. Ve yine bir Çay spor diye bir kulüp vardı. Çay sporda yönetim kurulu üyeliği ve kulüp başkanlığı görevini yaptım. Türkiye güreş federasyonu, dağcılık federasyonu yönetim kuruluğu üyeliği, Judo federasyonu yönetim kuruluğu üyeliği ve as başkanlığı yaptım. ÇAYKUR Sosyal Dayanışma Federasyonu ve Sosyal Dayanışma Kültür Vakfının Başkanlığı’nda bulundum. Rize hizmet vakfı yönetim kurulu üyeliğinde, Rize ilinde üniversite geliştirme derneğinin protokol kurulu üyeliğinde, ulusal çay konseyi kurucularından ve yönetim kurulu üyeliğinde bulundum. Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nda bakanlık müşaviri olarak görev yaptım. Bütün bu görevlerimle birlikte tüm bilgimi birikimimi, tecrübemi, sportif faaliyetlerimi, dernek faaliyetlerimi, kamu hizmetlerimi, özel sektör hizmetlerimi hepsini derleyip toparlayıp Sakarya’ma hizmet etmek için siperde bekliyorum.

-AKP’den altıncı sırada adaysınız. Seçilmeniz durumunda bizleri ne gibi gelişmeler bekliyor, siyaseti zenginleştirecek hedefleriniz nelerdir?

Bahsettiğim CV‘mde Sakarya siyasetini zenginleştirecek çok konu var. Farklı yerlerde görev yaptım, o görevlerin hepsini bir nevi en mükemmelini, en güzellerini uygulamak üzere buradayım. Siyaset bir defa yönetim biçimidir, yönetimdir. Yıllarca yöneticilik yaptım ve 20 yıldır üst düzey yöneticiyim. Siyasetçi toplumuyla kendini bir olarak görmelidir. Yönetici de böyledir. Çalışanlarınız sizden bir şeyler bulması, sizi sevmesi lazımdır. Bu olduğu zaman idareci muvaffak olur. Siyasette böyledir. Hitap ettiği o toplum, sizi kendinden görmesi lazım. Ben çalıştığım kurumlarda kendimden biriymiş gibi çalışanlarımla ilgilendiysem siyasette de Sakarya halkıma onlardan biriymiş gibi faaliyet göstereceğim işte siyasete en büyük zenginliğe de bunu katacağım. Diğer arkadaşlarım da bunu yapmışlardır ama ben halkımla daha farklı şekilde kaynaşacağıma, kaynaştığıma eminim.

-Sakarya’ya kazandıracaklarınız neler olacak, ilimizin eksikliklerinin olduğunu düşünüyor musunuz?

Sakarya bugün Türkiye ve dünya ölçeğinde nadir illerden biridir. Bir ilin marka olması için o ilin önceliğinin ve farkındalığının olması lazım. Denizimiz, nehrimiz, gölümüz, dağlarımız, ormanlarımız, ovalarımız her şeyimiz var. Bugün İstanbul- Ankara’yı besleyen hem sebze hem meyve olarak Sakarya’dır. Sadece şehirlerimizi değil, dünyayı da beslemekteyiz. Bugün ayva deyince aklımıza Türkiye gelmektedir, Türkiye neresidir Sakarya’dır. Çoğu ilde nasip olmayan özelliklere sahibiz. Birtakım idarecilerimizin zaruretten yapmaya mecbur kaldığı yatırımlar Sakarya’dadır. İstanbul’u Ankara’ya bağlayan otoban, Avrupa’yı Asya’ya bağlayan E-5’ler, Doğu’yu Batı’ya bağlayan demiryolları, hızlı tren, hava hatları bunların hepsi Sakarya’dan da geçiyor. Cengiz Topel Havaalanı buraya 20 km, 50 dakikada Sabiha Gökçen Havaalanı’nda oluyorsunuz. Sakarya ’sız olmaz. Yaşam biçimi olarak da Sakarya birleştiricidir, şehirlerin şehridir. Milletlerin bilançosudur şehrimiz. İlimize Türkiye’nin diğer illerinden gelen ve yaşayan birçok insan vardır. Kafkas kültürüne mensup olanlar, Balkanlar, Arnavutlar, Bosnalılar, Asyalılar, Türkmenistanlılar, Azerbaycanlılar, Afganistanlılar, Özbekliler var. İlimiz otomotiv, lastik sanayisinden de zengindir. Şimdi her bakımdan zengin olan ilimde siz ne yapacaksınız diye sorduğunda, yapılacak şey var. Onun için ben Sakarya’nın hem Türkiye’de hem de dünyada bir marka şehir olması konusunda gayret göstereceğim. Çok önemli sporumuz vardı. Şu anda bir başarıya doğru da gidiliyor. Geçen hafta kongre oldu, kongre öncesi kulüp başkanımız İsmail Gürses’e de saygılarımı sevgilerimi arz ediyorum. Çok güzel bir yöneticilik yaptı ve Sakarya’yı neredeyse bir çağ atlatıyordu. Ama son maçta nasip olmadı. İnşallah önümüzdeki dönemde olur. Sonuç olarak Sakarya denince akla gelen şey ekonomik ürün mü, kültürel değerleri mi, tarımsal varlıkları mıdır, sanayisi midir? Bu konulardan birinde en olmamız lazım. Ben bunun üzerine çok çalışacağım. Yani marka şehir yapma konusunda ağırlık göstereceğiz.

-İlimize ikinci üniversite açılıyor. Onun hakkında ne düşünüyorsunuz?

Bugün Sakarya Üniversitesi, Türkiye’de 80 bin küsür öğrenci sayısı ile önemli bir yere gelmiştir. Bu sayı bir şehir nüfusunu temsil etmektedir. Dolayısıyla eğitim bakımından da ilimiz doyum noktasına ulaşmıştır. Üniversitemizin şehrimize hayırlı olmasını diliyorum. Daha çok başarılar elde edeceğine de eminim.

-Sizce başarının sırrı nedir?

Vazgeçtiğinden vazgeçmektir. Üşengeçlik olmamalıyız. Ter başarının kolonyasıdır. Gençlerimizi taşradan şehirlerimize kadar istihdam edeceğiz. Projelerle hem şehrimize hem insanımıza katkı sağlayacağız.

-Peki milletvekili seçilememeniz durumda ne yapmayı düşünüyorsunuz?

Benim zaten bir işim var, üst düzey devlet memuruyum. 4 ay izinli geldim. Siyasete atılırken kanunun öngördüğü izinle geliyoruz. İzinli istifa ediyoruz. Seçilememe durumunda otomatikman biz kurumumuza atanıyoruz.

-44 yıldır yorulmadınız mı?

Yorulmadım. Daha dün gibiyim. Şunu da söylemeliyim, 15 veya 20 senedir resmi izin kullandığımı hatırlamam.

-Son olarak söylemek istedikleriniz nelerdir?

Türkiye’nin bundan 16 yıl önce en güzel, en iyi, en özgün dediğimiz hiçbir şeyi yoktu. Şimdi ise en büyük en mükemmel hava taşımacılığıyla, en güzel metrolarıyla, köprüleriyle, Dünyanın enleri artık Türkiye’dedir. Ben planlamadan gelen bir insanım, bir yerin kalkınması için neler yapmak gerekiyor bunların oturulup uzun uzadıya düşünülmesi ve uygulamaya konulması gerekiyor. Şimdi Sakarya’da planlayacağız. Şimdi bütün taraflarıyla, aktörleriyle, bilgilileriyle görüşerek Sakarya’ya lazım olan şeyleri ele alacağız. Dünyayı elde eden düşünceler değildir, kuvvettir. Onun için ülke olarak kuvvetli ve güçlü olmak mecburiyetindeyiz.

Berna YILMAZ

Editör: TE Bilişim