AKP Sakarya Milletvekili Recep Uncuoğlu, Sakarya Büyükşehir Belediyesi’nin KDV iadelerinden kaynaklanan gelir sorunuyla ilgili uzun süredir düzenleme yapmak için uğraş verdiklerini söyledi. Önceki Maliye Bakanı Naci Ağbal, dönemin Başbakanı Binali Yıldırım’a ve son olarak yeni kabinenin Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’a sorunu ilettiklerini aktaran Uncuoğlu, “Bununla ilgili yasal düzenleme gerekiyor. Bu düzenleme de yeni bir yapılandırma gerektiriyor. Yani maliye bürokrasisinde, vergi mevzuatında, teşvik mevzuatında, KDV’lerin hesaplanması konusunda ve yerel yönetim kanallarını da ilgilendiren kapsamlı bir değişiklik gerekiyor” diye konuştu. Uncuoğlu, ulaştığı isimlerin tüm Türkiye’yi ve KDV hesaplama usullerini etkileyecek bir uygulamayı hayata geçirmeden önce geniş çaplı bir projeksiyon yapma zorunluluğundan bahsettiğini ancak çalışmaların 24 Haziran’da seçim kararı alınmasıyla ertelendiğini belirtti.
Önceki günlerde Sakarya’da imar barışı kapsamında 65 bin yapıya ruhsat verilmesi hakkındaki haberleri de yorumlayan Uncuoğlu, söz konusu yapıların önemli bir bölümünün deprem riskli olmadığını ifade etti. Uncuoğlu, bu yapıların daha çok planlara uyulmayarak balkon-teras kapatılan, daha fazla alan kullanan yapılarla 2014 sonrası Büyükşehir sınırlarına dâhil edilen köylerdeki yapılar olduğunu söyledi. Yine de plansız, projesiz ve denetimsiz hiçbir yapıya ruhsat verilmesini doğru bulmadığını sözlerine ekleyen Uncuoğlu, “İnsanların otomobillerine gösterdiği özeni, içinde bulundukları yapılara da göstermesi gerekiyor. Her konutun, mühendislik esaslarına ve ilgili mevzuata uygun şekilde üretilmesi gerektiğini savunurum. Ama Türkiye’de ne yazık ki çok önceden beri gelen hem bir kültürümüz hem de şehircilik ve yapılaşma anlamında bazı sorunlu alışkanlıklarımız var. Bunların neticesinde de maalesef bu sorunlar yaşanıyor” ifadelerini kullandı.
Erol Girişken
Size, İl Başkanı olduğunuz günden beri çok büyük bir sitemim var. Lütfen alınganlık göstermeyin. Bildiğim kadarıyla Mithat Bayrak sizin dayınız, değil mi?
Recep Uncuoğlu
Evet.
Erol Girişken
50 yıla yakındır sporun içinde bulunduğum için biliyorum; Türk güreş tarihine açıp bakınız, üst üste 2 kere Olimpiyat Şampiyonu olan 3 veya 4 kişi çıkar. Ben sizden hep şunu bekledim: Adapazarı’nın en büyük caddelerinden bir tanesine veya Serdivan’da yapılan yeni spor salonuna Mithat Bayrak ismini koydurmayı nasıl düşünemezsiniz? Hem de kendi iktidarınızda…
Recep Uncuoğlu
Ben düşündüm. Ama o zaman da diyecekler ki ‘Milletvekili, dayısının adını veriyor.’ O zaman İl Başkanı’ydım. Serdivan’daki salon için Yusuf Alemdar’a teklif ettik. Benim bir de kuzenim var. Murat Bayrak, Müteahhitler Birliği Başkanı. Rahmetli Mithat Bayrak, Murat’ın amcası, benim de dayımdır. Murat da ilgilendi, ben de rica ettim.
O zaman ‘Sakarya Spor Salonu’ mu olsun, ‘Serdivan Spor Salonu’ mu olsun diye baya bir çekişmeye girdiler. O dönemde de Serdivan adı konsun diye uğraşırlarken bizim Büyükşehir’in karatecilerinden Enes Avrupa Şampiyonu olmuştu, ‘onun adı verilsin’ falan denilince baktım ki ortalık karışık, daha fazla diretemem, peşini bıraktım.
Süleyman Dişli de Murat da uğraştılar, ben de rica ettim ama olmadı. Mithat Bayrak Caddesi vardır. Bugün Adapazarı Kaymakamlığına çıkan, Kuyudibi’ndeki göbekten oraya giden caddenin adı, çok eskiden beri Mithat Bayrak Caddesi’dir.
Tuncer Kalaycı
Şehir konularına dönmek istiyorum. Büyükşehir gelirleriyle ilgili, kaç yıldır milyonlarca lira eksik alıyormuşuz. Geçen yıl, 250 milyon eksik almışız. Bu konuda bir çalışma yapılacak mı?
Recep Uncuoğlu
Bununla alakalı ilk üzerinde durduğumuz konu şuydu, tabi süreç farklı bir yere evrildi, Sakarya’da üretim yapıp da şirket merkezlerini farklı illerde gösteren, vergilerini Sakarya’ya yatırmayan firmaların bir an önce Sakarya’ya taşımaları, vergi paylarından da belediyelerimizin yararlanmasıydı bu konu… SATSO da bununla ilgili çalışmalar yaptı, listeler hazırlandı. İl Başkanlığım döneminde de bu gündemdeydi.
Bununla alakalı peyderpey çeşitli şeyler oldu. Sakarya’daki büyük mükelleflerden bunu tercih edenler oldu. Bu konu, biraz daha Sakarya’ya etkisinin azaldığı bir süreçteyken kanundan kaynaklanan ve Toyota’nın ihracat teşviki almasından dolayı sorun büyüdü. Toyota da malum, dünya devi bir firmamız. Avrupa’nın en büyük üretim üssü. Özellikle çıkardığı son modelle de ciddi üretim patlamaları yaşanıyor.
Orada tabi Toyota belli bir KDV iadesi alıyor. KDV iadesi de belediyelerin vergi paylarından aldığı paylardan düşülüyor. Bu rakam tolere edilebilir düzeydeyken fazla bir gelir kaybı oluşturmuyordu. Ama neredeyse bizim bu vergi paylarından aldığımız gelirin tamamı KDV’ye gidecek bir şekle dönüşünce biz, geçen dönem milletvekillerimiz, Zeki Başkan’la (Büyükşehir Belediye Başkanı Zeki Toçoğlu) beraber Maliye Bakanı’mız Naci Ağbal’la görüştük.
Başbakanımız Binali Bey’le (Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım) görüştük, dosyaları verdik. Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan yardımcımız Cevdet Yılmaz’la görüştük. Cumhurbaşkanımız buraya geldiğinde ona da dosyayı arz ettik. Hatta Maliye Bakanı’mız o zaman inanamadı. Biraz daha araştırılınca buna benzer bir durumun Antep’te de yaşandığı gündeme geldi.
Bununla ilgili bir düzenleme yapalım dedik. ‘Ya bu KDV Türkiye havuzuna dağıtılsın, vergi toplanma oranlarına göre her ilden eşit oranda düşülsün ya da büyükşehirler arasında bu organize edilsin. Ya da bu KDV’nin oluştuğu rakamı toptan Sakarya’dan kesmek yerine, KDV’nin hangi illerde oluştuğu göz önüne alınsın. Çünkü Toyota, üretiminin tamamını Sakarya’dan karşılamıyor. Başka illerden de gelen yan sanayi ürünleri var. KDV’sinin oraya ödendiği ürünler var. O, o illerin namına kesilsin. Bu sistemi değiştirin’ dedik.
Bunun üzerine baya uğraştık. Naci Bey’le, Başbakan’ımız Binali Bey’le… Daha sonra yeni dönemde Berat Bey’e (Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak) de konuyu arz ettik. Bununla ilgili yasal düzenleme gerekiyor. Bu düzenleme de yeni bir yapılandırma gerektiriyor. Yani maliye bürokrasisinde, vergi mevzuatında, teşvik mevzuatında, KDV’lerin hesaplanması konusunda ve yerel yönetim kanallarını da ilgilendiren kapsamlı bir değişiklik gerekiyor.
‘Bu değişikliğin de yapıldığında diğer illerin, mevcut durumlarında ne kayıpları olur, nelerle karşılaşırız diye geniş çaplı bir projeksiyon yapma ihtiyacımız var’ dediler. Süreç, onun için bu noktada. ‘Bu uygulamayı bugün yaparız ama yarın başka bir sıkıntı çıkarabilir. Başka bir gelir dengesizliği oluşturur. Bugün, belki Sakarya’nın gelirini artırır durumdayken başka bir ilde haksız bir düşüşe sebebiyet verebilir. Bunun bir projeksiyonunu yapmamız lazım’ dediler.
Tabi malum, 24 Haziran seçim kararları girdi araya. Çok hızlı bir dönem yaşadık. Bu, önümüzde devamlı duran ve bizim devamlı üzerinde durduğumuz, pres yaptığımız, Sakarya’nın da bu noktada kaybı olmasın diye uğraştığımız bir konu…
Tuncer Kalaycı
Peki, Toyota’nın vergisini ödediği yerden iadesini alması mümkün değil mi?
Recep Uncuoğlu
Toyota’nın merkezi burada zaten.
Tuncer Kalaycı
Değilmiş. Burada ödemiyormuş vergisini…
Özgür Arık
250 milyon lira… Büyükşehir Belediyesi’nin kasasına girmiş olsa neler yapılmaz? Halk bunun nasıl çözüleceğini bilmez ama burada bir itiraz var.
Recep Uncuoğlu
Var, bizim de itirazımız var. Çözüm için uğraşıyoruz.
Özgür Arık
Peki niye bu kadar gecikiyor? Yılda 250 milyon diyoruz. Kaç yıldır bu kadar para kaybediliyor, 4 yılda 1 milyar eder. 1 milyara bu şehirde neler yapılmaz? Hastaneler yapılır, okullar yapılır…
Recep Uncuoğlu
Maliye bürokrasisi, o noktada çok sıkıntılı. Oradan bir işi bu şekilde, tüm Türkiye’yi ilgilendiren reform gibi bir uygulamayı çıkarmak kolay değil. Biz ne kadar siyasi şeylerle bastırsak da onlar, mali ve kanuni anlamdaki gerekçelerini ortaya koyarak ‘şunu yapacağız, bunu hazırlayacağız’ diyerek süreci biraz açıkçası uzatıyorlar.
Orhan Topçu
Yalnız Toyota’nın merkezi Adapazarı’nda değil, biz öyle biliyoruz. Bize önceden verilen bilgiler o yönde.
Tuncer Kalaycı
Geçen bir toplantıda merkezin İstanbul’da olduğu söylendi.
Recep Uncuoğlu
Oradaki kayıp, Toyota’nın merkezinden kaynaklanmıyor. Toyota’nın merkezi burada da olsa başka yerde de olsa aynı şey geçerli.
Tuncer Kalaycı
Türkiye’nin otomotivdeki en büyük ihracatçılarından biri de Ford… Kocaeli’nde de aynı şeyin yaşanması lazım ama yaşanmıyor.
Recep Uncuoğlu
Şöyle bir şey var; bazı illerdeki sanayi ve toplanan vergi, o ildeki ihracattan oluşan KDV’nin kat kat üstünde. O KDV düştüğü zaman, o gelir sıfırlanmış olmuyor, sadece gelir kadar düşmüş oluyor. Bizde şöyle bir çarpıklık var; Sakarya’da toplanan bütün verginin yüzde 6’sı kadar sadece Toyota’nın vergi iadesi var. O kadar büyük Toyota… Orantısız bir büyüklük var. Bir de Kocaeli, Türkiye’deki verginin yüzde 25’ini karşılıyor.
Tuncer Kalaycı
Ya da Sakarya ekonomisinin orantısız bir küçüklüğü var. Öyle mi demek lazım?
Recep Uncuoğlu
Yok. Toyota’nın orantısız büyüklüğü var.
Ahmet Çubuk
Firmalarda şöyle bir yapı vardır: Bir üretim firması var, bir de Toyota’nın dış ticaret firması var. Onun İstanbul ya da Adapazarı’nda olması bir şey değiştirmiyor. Burada, mevzuattan gelen bir sıkıntı var.
Recep Uncuoğlu
Biz, o formülleri Büyükşehir’le çalıştık. Burada kanun değişikliği olmadan bir çözüm bulunamıyor. Toyota merkezini buraya taşısa da taşımasa da buradaki mesele tamamen kanuni düzenleme gerektiren bir konu.
Orhan Topçu
Sayın vekilim, dediğiniz olayda büyükşehirlerdeki ortalama yüzde 14, Kocaeli yüzde 3, Rize’de bile yüzde 21 rakamı varken Sakarya’da yüzde 78… Sıkıntı buradan kaynaklanıyor. Ortalamanın da 5 katından fazla…
Recep Uncuoğlu
Toyota çok büyük olduğu için. 3 vardiya çalışıyor, rekorlar kırıyor.
Tuncer Kalaycı
İYİ Parti Sakarya Milletvekili Ümit Dikbayır, kanun teklifinde şunu demiş: ‘Vergi tahsilatı toplamından vergi iadeleri düşüldükten sonra kalan net tutar üzerinden hesaplanır düşüncesi sıkıntı yaratıyor. Bunun değişmesi gerekir. Bu kadar basit bir olay.’
Recep Uncuoğlu
Evet ama basit değil. Onu nasıl değiştireceksiniz? Bu KDV iadesini nereden vereceksiniz? Nasıl hesaplayacaksınız? Bu sadece Sakarya için değil, tüm Türkiye için…
Tuncer Kalaycı
Bizim hakkımızdan veriliyor ama…
Recep Uncuoğlu
Bütün Türkiye’de geçerli ama bizde ne oluşturuyor biliyor musunuz? Toyota’nın yaptığı ihracatın ve KDV iadesinin büyüklüğünden dolayı oradaki gelirimizin tamamının KDV iadesine gitmesi gibi bir durum ortaya çıkıyor. Bir genel bütçeden payını alıyor bir de toplanan vergilerin yüzde 6’sı kadar alıyor. O yüzde 6’dan, o hesaplama nedeniyle neredeyse sıfıra yakın rakamlar kalıyor.
Diyelim ki Sakarya’da toplanan vergi Toyota’nın KDV iadesinin 3-5 katı olsa, biz orada 0 görmeyeceğiz. Bu noktada, ‘gelir kaybımız var’ deme hakkımız olmayacak. Bu, bütün Türkiye’de geçerli. Ama biz burada gelirimizin tamamını kaybediyoruz diye bir tepki içerisindeyiz.
Tuncer Kalaycı
İade dediğiniz, ödenmiş bir şeyin geri ödenmesi değil midir? İade budur, değil mi? KDV’yi buraya ödediyse aldığı iade bizi neden zor durumda bırakıyor? Niye eksiye düşüyoruz?
Recep Uncuoğlu
KDV’nin tamamını buraya ödemiyor. Diğer illere de ödeniyor.
Tuncer Kalaycı
Ben de iadesini ödediği illerden alsın diyorum, niye ödemediği yerden alıyor?
Recep Uncuoğlu
Bütün Türkiye’de böyle. Biz de Naci Ağbal’a dedik ki; ‘Ara ürünlerini, yan sanayisini, tedarik ettiği mal ve hizmetlerin KDV’si nereye ödeniyorsa o illerin hesaplarından düşülsün.’ O, yepyeni bir sistem gerektiriyor.
Tuncer Kalaycı
Sakarya’nın, bu sistem aşılıncaya kadar mağduriyeti sürecek. Öyle mi gözüküyor?
Recep Uncuoğlu
Tabi sadece Sakarya’da değil, Gaziantep’te de böyle bir durum var. Bütün illerin gelirlerinden düşüyor bu… Bizde böyle bir dünya devi var ve Sakarya’daki yaptığı rekor üretimler dolayısıyla çok fazla üretim yapıp fazla KDV iadesi aldığı için bizim yüzde 6’lardan gelen gelir payımızın hemen hemen tamamını alamaz hale geliyoruz.
Özgür Arık
Dünya devi bize zarar veriyorsa o devin bize ne faydası var?
Recep Uncuoğlu
Hayır, biz ‘Bununla ilgili kanun düzenlemesi yapılması şart’ dedik. Ümit Dikbayır’ın dediği gibi KDV iadesi cümlesinin değiştirilmesi demek, tüm Türkiye’de teşvikli ihracat yapılan illerin gelir paylarının yeniden hesaplanması demek, yeni bir model geliştirilmesi demek. Burada, ‘sadece Sakarya’yı muaf tuttuk’ gibi bir şey deme şansımız yok.
Tuncer Kalaycı
Böyle bir modelin yapılması kaç yıl sürer? Bu mağduriyet yoğun bir şekilde 1,5-2 yıldır devam ediyor.
Şadi Tanış
250 milyonluk gelir kaybı, düzenleme yapılırsa en az 150 milyonunu İstanbul ödeyecek, 25 milyonu da Kocaeli ödeyecek. Onların lobisinin bizimkilerden daha az güçlü olduğunu sanmıyorum.
Tuncer Kalaycı
Çok büyük haksızlık var. Sakarya Büyükşehir Belediyesi’ne yılda 30 milyon geliyor. 250 milyon kaybı var.
Recep Uncuoğlu
Daha fazla… Genel bütçeden aldığı pay, o yüzde 6’lardan aldığı paydan her zaman daha fazla…
Tuncer Kalaycı
SATSO Yönetim Kurulu Akgün Altuğ’un son açıkladığı rakamlarda hak edişimiz 280 milyon, gelirimiz 30 milyon.
Recep Uncuoğlu
Ama Akgün Bey şöyle bir faraziyede bulunuyor: Eğer siz, tüm Türkiye’de ‘KDV iadesi vermiyorum’ diyerek o kalemi çizerseniz ancak o zaman Sakarya Büyükşehir o rakamı alır. Ama teşvikli işlerde kanun gereği KDV iadeleri verildiğinde bu genel paylardan düşer. Bizim de aleyhimize bir durum oluştu.
Özgür Arık
Böyle teknik bir konuda, sistemimiz de değişti, Cumhurbaşkanı Kararnamesi’yle ‘Mevzuattan kaynaklanan haksızlığın giderilmesi, merkezi bütçeden telafi edilir’ denilemiyor mu? Çok mu zor?
Recep Uncuoğlu
Merkezi bütçeden zaten sürekli telafi ediliyor. İller Bankası kredileriyle vesaire sürekli para akışı var. Belediyelerin birçok noktadaki yatırımlarıyla alakalı İller Bankası’nın faizsiz kredileri ya da çok düşük finans kaynaklarıyla birçok proje finanse ediliyor. Belediyeler, sadece genel bütçeleriyle iş yapmıyor.
Tuncer Kalaycı
Onu biliyoruz ama o krediler yüzünden Türkiye’nin en borçlu 3’üncü belediyesi oluyoruz.
Recep Uncuoğlu
Bizim burada altını çizdiğimiz konu şu: Bu noktada bir gelirin tamamından mahrum oluyoruz. Hatta ‘Bunun sıfıra düşmemesi için minimum tutarın belirlenmesi söz konusu olabilir. Belli bir tutarı geçemez denilebilir’ dedik. İşi aşamıyoruz değil. Bu iş, tüm Türkiye’yi kapsadığı için sadece Sakarya özelinde bir şeyi değiştiremeyiz. Sakarya’ya özel bir kanun olmaz.
Orhan Topçu
Ama en çok mağdur olan Sakarya…
Tuncer Kalaycı
Sakaryalılara bu konudaki mesajınız nedir, bunu söyleyip bu konuyu noktalayalım.
Recep Uncuoğlu
Bu konuda, Sakarya Büyükşehir Belediyemizin böylesine büyük bir gelir kaybına maruz kalması dolayısıyla bu kanunun, yani gelir vergilerinden KDV iadelerinin düşülerek hesaplaması metodunun Maliye Bakanlığınca tüm Türkiye’yi kapsayacak şekilde yeniden düzenlenmesi için çalışıyoruz. Bunun için de bastırıyoruz. Bunu, Allah’ın izniyle çözeceğiz.
Tuncer Kalaycı
Seçime de geleceğiz ama önemli bir konu daha var. Kartal’da çöken bir binamız var. Biz de araştırdık, 63 bin yapıya, imar barışı kapsamında biz de ruhsat vermişiz. Bunları biliyorsunuz, beyana dayalı, hiçbir kontrol ve denetimden geçilmeden veriliyor. Sakarya’daki durumu, imar barışını nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizin de yaşadığınız deprem bölgesinde, deprem hasarlı binaların olduğu bir ortama 63 bin yeni riskli binayı mı soktuk? Nasıl değerlendiriyorsunuz bu konuyu?
Recep Uncuoğlu
İmar konusunda açıkçası insanımız mal-mülk, gayrimenkul edinimi noktasında bütün varını-yoğunu konutla, yapılaşmayla harcayan bir kültüre sahip. Her şeyi de zaman zaman metrekare olarak gören. ‘1 metrekare daha büyük olsun, aman 1 kat daha fazla olsun, ne olur canım?’ diyen, arzulu ve istekli bir yapısı var. Zaman zaman bu çok öne çıkıyor. Belediyeler ve siyasiler üzerinde baskı oluşuyor.
Sakarya olarak biz 99 depremini yaşadık, çok şükür 99’dan bu yana imar disiplinimizi koruduk. İmar disiplinimiz sayesinde 3 kat aşılmayacak şekilde yapılaşma, yer yer artırılarak şehrimizde devam ediyor. Bölge olarak da İstanbul’dan daha avantajlıyız. Çünkü Sakarya havzasının kum çakılı çok daha kalitelidir. Türkiye’de inşaat yapımına en uygun, yıkayıp elemeseniz bile en uygun kum çakılı bu bölgeye aittir.
Bölgemizin de eskiden beri ciddi manada deprem bölgesi olmasından dolayı da inşaat kalitesi yüksektir. Anadolu’ya, İstanbul’a, büyükşehirlere göre yüksektir. Fakat bölgemizin de imar planlarına, yapı ruhsatlarına, metrekarelere, ölçülere uymama gibi biraz daha büyük yapmak, balkonu sonradan kapatmak, bodrumu sonradan iskan etmek gibi daha fazla metrekare oluşturmak adına bir eğilimi vardır.
Sakarya’da bu manada ruhsatlı yapılmış birçok yapının, bu gibi eklentilerinden ve ölçü sorunlarından dolayı iskan alamadığı, almadığı ya da ötelediği, kat ittifakı tapusuyla satışlarını devam ettirdiği bir realitedir. Böyle olduğunda her ne kadar emlak vergileri vesaire ödense bile bir de 2004’ten eski yapılarda su, elektrik, doğalgaz bağlanabildiği için böyle bir durumla karşı karşıyaydık.
Bir de kırsal bölgelerde, 2014’te Büyükşehir Yasası’yla beraber, yerleşik alanın dışında kalan birçok yapı da kaçak konuma düştü. Muhtar senediyle yapılan işler bu duruma düşünce de böyle bir mağduriyet oldu. Bunlar, elektrik de alamadılar, sıkıntılar yaşadılar.
Bölgemizdeki rakamın fazlalığı, bu kadar tamamen ruhsatsız, kaçak yapılmış bina olduğunu göstermez. Bunların içinde birçoğu ruhsatlı olup hatta yeni yapılmış ama terasını, balkonunu-verandasını kapatmış, çekme mesafelerine tam uymamış, biraz daha büyütmüş birçok yapının da olduğunu unutmamak gerekiyor. Yapıların, deprem güvenliği açısından risk oluşturmayacak birçok hususun da içinde olduğu, dolayısıyla rakamın şiştiği bir tablo var ortada.
Tabii ki ben hiçbir şekilde fenni usuller haricinde projesiz, plansız, denetimsiz yapılan hiçbir yapının içine hiçbir insanımızın, yavrumuzun, evladımızın girmesini, ne Sakarya’da ne Türkiye’nin herhangi bir yerinde asla istemem. Ben, bu örneği sürekli veririm: Bugün bir otomobil aldığımızda 2-3 yılda bir muayeneye götürüyorsak, otomobilimizin bütün aksamını cam filmine kadar denetletiyorsak, can güvenliği anlamında buna özen gösteriyorsak; evlatlarımızı, geleceğimizi içine koyduğumuz o binalara da aynı titizliği göstermemiz lazım.
Orhan Topçu
Hasarlı okullar var bir de… Bizim Sakarya manşeti de bu konuda etkili oldu.
Recep Uncuoğlu
O okullar hasarlı değil. Tekrar Valilik de açıklamıştı, biz de altını çizmiştik. O okullarda şöyle bir durum var: Binaların yeni yönetmelikleri karşılayıp karşılamadığı analiz edildi. Yeni yönetmelikleri karşılamadıkları için onların, bir program dahilinde yenilenmesine karar verildi. Hasarlı okulumuz yok. Şu anda bu bina da yeni yönetmelikleri karşılamıyor.
‘Yeni yönetmeliklerle deprem güvenliği var mı?’ diye bir analiz yaptırsanız bu binanın da deprem güvenliği olmadığını görürsünüz. Hatta benim şu anda kendi oturduğum bina bile yeni yönetmelikleri karşılamıyor. Yeni yönetmeliklerde temel derinlikleri belli, minimum oranlar, yükler belli. Bütün bunları Sakarya’daki hasarsız olan birçok bina bile karşılamıyor. Karşılamadığı için bunların deprem güvenliği yok.
Tuncer Kalaycı
Vali Bey size eksik anlatmış olabilir, bize ’21 hasarlı okul sayısı 9’a düştü’ dedi. Deprem hasarlı okullar olarak ifade etti ve nitekim kış ortasında Ali Dilmen İlkokulu bu kapsamda yıkıldı, yenisi yapılıyor.
Recep Uncuoğlu
Orada kullanılan ifadede sıkıntı var. 99 depreminden sonra hasar tespitleri yapıldı. Hafif-orta-ağır hasar diye… Biz, Sakarya’da orta hasarlı binalarla ilgili kaç yıllık bir süreç yaşadık. Elektrikleri kesildi, iskan edilmesin diye zorlandı. Orta hasarlı binaların sayısı ciddi manada düşürüldü. Bırakın bu kadar yıldır orta hasarlı binalarda süren çalışmayı, o günün tespitiyle hasarlı görülmüş bir okulumuz bugün yok. Bakanlığın yaptığı çalışmalarda, yeni yönetmeliği karşılamayan, ‘yetersiz’ denilen okullar var. Orada ifade hatası var. ‘Hasarlı’ ifadesi, o durumu karşılamıyor.
Tuncer Kalaycı
2015 yılı brifing raporundaki ifadeleri kullanıyoruz. Orada da ‘Hasarlı ve yıkılması gereken’ diye tabir ediliyor. En son Vali Ahmet Hamdi Nayir Bey’in söylediğine göre de o raporda geçen 21 sayısı 9’a düştü. Ortada hasarlı veya deprem güvenliği olmayan okullar var. Yoksa teknik kısımlarını bilmemiz mümkün değil.
Recep Uncuoğlu
O konuda da dediğim gibi insanların otomobillerine gösterdiği özeni, içinde bulundukları yapılara, konutlara da göstermesi gerekiyor. Sadece 1 metrekare büyük olması değil, yapı güvenliğine sahip konutların üretilmesi ve oralarda yaşanılması düşüncesinde bir mühendis olarak her konutun, teknik ve fenni usullerle, kontrol mekanizmaları içerisinde, mühendislik esaslarına ve ilgili mevzuata uygun şekilde üretilmesi gerektiğini her zaman savunurum. Ama Türkiye’de ne yazık ki milletçe bu noktada çok önceden beri gelen hem bir kültürümüz hem de şehircilik ve yapılaşma anlamında bazı sorunlu alışkanlıklarımız var. Bunların neticesinde de maalesef bu sorunlar yaşanıyor.
Tuncer Kalaycı
Harb-İş Şube Başkanı Yaşar Yavuz’un ‘yalnız bırakıldık’ söylemine, ‘her zaman kapımız açık’ dediniz. Aynı şekilde hasarlı okulları yazdığımızda da AKP’li milletvekillerinden hiçbir tepki alamadık. Biz, milletvekillerinden bir sorun olduğunda en azından kamuoyunu bilgilendirecek bir açıklama yapmasını bekleriz. Neden böyle bir sessiz tavrı tercih ediyorsunuz?
Recep Uncuoğlu
Bu bir tercih değil. Burada her milletvekilinin tek tek her konuda, hele böyle içerisinde biraz mevzuat ve teknik konuların yoğun olduğu durumlarda açıklama yapması mümkün değil. Tek tek açıklama değil, hep bir ağızdan açıklama yapmayı doğru buluyoruz.
Özgür Arık
Seçimlere gelelim. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Sakarya’daki seçim hazırlıklarıyla ilgili nasıl bir bilgi verebilirsiniz? Burada umudunuz nedir? Bir de MHP ile Türkiye genelinde ittifak yapıyorsunuz. Sakarya’daki ittifakın boyutu, pratikte bir fermuar sisteminden bahsediliyor, aslı var mı? Bir de memnun musunuz, en güçlü adaylarla mı çıkıyorsunuz? Genel bir değerlendirme yapar mısınız?
Recep Uncuoğlu
AK Parti, aday tespit çalışmaları noktasında yıllardan beri çok boyutlu, kapsamlı çalışmalar yürüten ve bu işi her yönüyle, bütün dinamikleriyle ele alarak yapan, birçok noktayı ve etkileşimi hesaba katan, bir tecrübeye, kabiliyete ve güce sahip. Elhamdülillah, bu noktada her zaman isabetli kararlar verdiğine; siyaset, ilimiz ve ülkemiz adına bu süreçleri en iyi şekilde yürüttüğüne her zaman inandık. Zaman zaman mutfağında bulunduk, zaman zaman katkı sağlayan ekipler içerisinde görevlerimiz oldu.
Bu süreçte de böyle oldu. Kapsamlı çalışmalar yapıldı. Anketler, kamuoyu yoklamaları, sokak anketleri, teşkilat temayül yoklamaları, çeşitli kanaat önderlerinin görüşleri, diğer bütün istihbaratla alakalı çalışmalarla enine boyuna tüm boyutlarıyla hem adayların hem mevcutların hem de beklentilerin bir fotoğrafı çıkarıldı.
Bunun neticesinde de Sayın Cumhurbaşkanımızın çalışmalarıyla hem Büyükşehir’de hem 10’a yakın ilçemizde bir değişim söz konusu oldu. Tabi biz bu noktada Cumhurbaşkanımızın yaptığı bütün çalışmaların, partimizin kurumsal olarak yürüttüğü bu sürecin, en isabetli neticeleri verdiğine inanıyoruz. Bu konuda da memnunuz, süreç içerisinde de hiçbir kriz yaşamadık. Çözümsüz kalan ya da süreci tıkayacak herhangi bir gelişme yaşamadık.
Özgür Arık
Büyükşehir de dâhil mi?
Recep Uncuoğlu
Dâhil. Tabi burada belli bir olgunluk var. Milletvekilleri, il ve ilçe başkanlıkları, kadın ve gençlik kollarına kadar bütün fikir beyan edenlerde, ‘olmazsa olmaz’ diyen başka seçenekleri kabul etmeyen bir yaklaşım AK Parti’de asla olmaz. Çünkü herkes AK Parti’nin ve Cumhurbaşkanımızın başarısını, memleketin başarısı olarak görür. Kişilere endeksli, kişiler açısından ‘olmazsa olmaz’ diye bakılacak bir süreç olarak görmez. Resmin büyüğüne bakarak kendi partisini, davasını yüceltecek, kamuoyu nezdinde de sıkıntıya sokmayacak bir duruş sergiler. Böyle bir anlayışımız var.
Diğer partilerde zaman zaman gördük, hala daha yaşanıyor. O tür sıkıntılar bizde olmaz, olmadı da… Adaylarımız kim olursa olsun, onları vatandaşla buluşturmak, seçim kazanması noktasında desteklemek, ilgiyi alakayı en yüksek düzeyde tutmak için bütün kademelerimizle çalışıyoruz. O konuda çok şükür bir sıkıntımız yok.
Bizim teşkilatımız son derece aktiftir. AK Parti’de görev yapıp da görevi biten adam olmaz. O her zaman için bu işin içindedir. Buradaki tek nüans; parti içerisindeki ilgi ve alaka bizi her zaman diri tutar, birtakım meselelerin genel merkeze kadar taşınmasını sağlar, bir yandan da bizi motive eder. Ama bunu hakkaniyetsiz ölçülere, ‘adamcılık, grupçuluk, hizipçilik’ gibi belli vicdani ve ahlaki çerçevelerin dışına çıkarırsak, hele de bunu vatandaşın gözü önünde yaparsak bu sefer AK Parti’ye gönül vermiş, parti içindeki işleyişi çok iyi bilmeyen insanımız da bundan olumsuz etkilenir.
Özgür Arık
MHP ile ittifakın Sakarya’daki boyutu?
Recep Uncuoğlu
Sakarya’da MHP ile ittifak konusu, Genel Merkez’imiz, Yerel Yönetimler Başkanı’mız üzerinden yürütülen bir süreç neticesinde böyle şekillendi. Biz, Sakarya’da ittifak konusunda memnunuz. Açıkçası MHP’nin Cumhur İttifakı’nın korunması için yerel seçimlerde de desteklerinin olması, bu noktada hem Bahçeli’nin hem de bütün MHP kademelerinin duruşu açısından memnunuz.
Özgür Arık
Meclis üyelikleri konusu?
Recep Uncuoğlu
O, yeni bir gelişme. Hem Cumhur İttifakı’nın büyükşehirler dışında 20 ilde daha genişlemesi hem de büyükşehir kapsamındaki ilçe belediyeleriyle alakalı ortak meclis üyeliği listelerinin verilmesi şekline dönüştü. Onunla ilgili çalışmalar hala devam ediyor.
İttifak genişliyor ve ittifak kurulan illerde, alt kademe meclis üyelikleri listelerinin de birlikte verilmesi söz konusu. Tabi özel olarak ismi zikredilmedi ama Sakarya’da da bu durum söz konusu. Ama bu biraz nazik ve hassas bir konu… İki parti, hem MHP hem AK Parti bu noktada çalışmalarını sürdürdükleri için kısa sürede netleşecektir.
Tuncer Kalaycı
Bu kararın, anketlerdeki son verilere göre alındığı söyleniyor. Sakarya’daki anketler ne durumda?
Recep Uncuoğlu
Açık söyleyeyim, Genel Başkan yardımcımız Ali İhsan Bey (AKP Genel Başkan Yardımcısı ve Sakarya Milletvekili Ali İhsan Yavuz) daha iyi bilir ama şu süreçte benim vâkıf olduğum, bana ulaşmış bir anket sonucu yok. Bu noktada AK Partili seçmenimizin değil de MHP’li seçmenimizin beklentilerinin biraz daha yüksek olduğunu, o beklenti yüksekliğinden dolayı sanki biraz burukluk olduğu kanaatini hissettim. Ama kısa sürede aşılacağını, meclis üyelikleriyle beraber bir çalışma ortamında, onları da tatmin edecek bir düzeye gelebileceğine inanıyorum.