Öğrenciler sınava hazırlanıyor veliler çocuklarının geleceğini planlamaya çalışıyordu ki Milli Eğitim Bakanı İsmet Yılmaz’ın açıklaması geldi. Öğrendik ki sistem değişmiş sınavlar kalkmış. Bir anda herkesin kafası karıştı. Peki şimdi ne olacak soruları akılda. En iyisi bunu bilse bilse eğitimciler bilir diyerek kalktık Eğitim-Sen’e gittik. Gittiğimizde Eğitim-Sen Şube Başkanı Ali Yavuz Köse ve Eğitim Sekreteri Kezban Halefoğlu konu ile ilgili yapacakları açıklama üzerinde çalışıyorlardı. Eğitim-Sen'de şaşkınlık ve eğitim sisteminin yaz boz tahtasına dönmesine tepki hakimdi. Sıcağı sıcağına mikrofonu Eğitim-Sen Sakarya Şube Başkanı Ali Yavuz Köse’ye uzattık.

-Şunu sorarak başlayalım. Normal planlama eğer işleseydi önümüzdeki hafta TEOG sınavı olacakken, bakanın açıklaması ile bir anda sınavlara 10 gün kala sınavsız geçiş açıklanıyor. Bu karar kimlerle ve nasıl alındı, eğitimcilere danışıldı mı? Normalde nasıl alınması gerekiyor? Neden böyle bir değişikliğe ihtiyaç duyuldu?

Sınav sistemindeki değişiklik bir başlangıç. Ardından üniversite giriş sınav sisteminde yapılacak değişiklik gelecek. Bu değişikliğe bugün gidilmesinin kısa vadeli nedeni ülke gündeminde değişiklik yapmak uzun vadede ise eğitimde bugüne kadar yapılan değişikliklerden beklenen sonucu alınmaması var.

Beklenen sonucun alınamamasından kasıt, eğitimde özelleştirmede tüm teşviklere rağmen istenen verimin alınamaması ve bir devlet politikası haline getirilen imam hatipleşmenin halk tarafından gerekli ilgiyi görmemesi. Boş imam hatip binaları varken öğrencilerin ve velilerin imam hatipler yerine açık liseyi tercih etmesi. Bu durumu perdelemek ve imam hatiplerin başarısızlığını perdelemek için de sınav sisteminde değişiklik yaptılar.

Bakanın, çocukların yaşayacağı travmayı düşünmeksizin nitelikli niteliksiz eğitim cümlesini kullanması ise aslında tesadüf değildi. Bunun doğal sonucu sınavlarda başarısız olan öğrenci velilerinin çocuklarını niteliksiz okula göndermektense tüm imkanlarını zorlayıp özel okullara göndermesi ve böylece eğitimde öğrencilerin özel okullara dolaylı teşvik edilmesi olacaktı . Akp iktidarı öncesi yüzde 2 olan eğitimde özel sektörün ağırlığı şu an hali hazırda yüzde 9’a ulaşmış durumda.

-Nitelikli okullardan kasıt, gecen yıl proje okulları olarak ifade edilen okullar ise, okulların öğretmen kadrolarında ses getiren değişiklikler yapıldı ve okullarda özellikle öğrencilerden buna tepkiler oldu. Bunun gerekçesi ise okulların seviyelerinin birbirine yakınlaştırılması, okullar arasında ayrım yapılmaması olarak ifade edilmişti. Bir yıl sonra ise proje okulları için sınavla girilecek denilerek devlet tarafından nitelikli okul niteliksiz okul ayrımı alenen kabul ediliyor. Bu tutarsızlık değil mi?

İlk olarak fen liseleri, anadolu liseleri gibi başarılı okulların halk tarafından tercihini imam hatipleşmenin önünde bir engel olarak gördüklerinden öğretim kadrolarını değiştirerek niteliklerini düşürdüler. Ama daha önce yaptıkları ve pek sözü edilmeyen bir uygulamayı da hatırlatmak gerekiyor. İlk olarak bu başarılı okulların yatılı bölümlerini, pansiyonlarını kapattılar. Bu şekilde Anadolu’daki başarılı yoksul çocukların bu okullarda konaklama imkanı kalmadı. Aynı zamanda okullarla özdeşleşmiş öğretmenlerin uzaklaştırılması bu okullarda daha sonra yapılması düşünülen uygulamalara öğretmenler tarafından oluşabilecek tepkiyi de önlemiş oldu. Olayın ideolojik boyutu ise çoğu cumhuriyetle yaşıt başarılı okulların başarısının halk tarafından cumhuriyet dönemiyle özdeşleştirilmesi. Bunların başarılı olması iktidara rahatsızlık veriyordu. Geçmiş tarihi silip yeni bir tarih yaratma çabası bu.

-Bakanlık açıklamasına dönersek, bakanlık tarafından yapılan açıklamada velilerin adrese en yakın 5 okul seçeceği söyleniyor. Fakat sınavda başarısız öğrencilerin adres civarında tek tip okul seçeneği varsa, söz gelimi yakınında imam hatip dışında programa sahip bir okul yoksa ne olacak.

Bakanlıktan yapılan açıklamada sınavla girilecek nitelikli olarak tarif edilen okulların isimlerinin önceden açıklanacağı ifade ediliyor. Şu an bunu bilmiyoruz. Sınavsız girilecek okullar büyük ölçüde imam hatip lisesi, çünkü genel lise denilecek okul yok denecek kadar az. Sınavla girilecek okul ki bunun Sakarya’da ki karşılığı zaten tahmini 6 okuldur. 5 fen lisesi 1 sosyal bilimler lisesi.

-Kimi ilçelerde imam hatip dışında okullar olmadığı söyleniyor. Bu durumda ne yapılacağına dair bir şey söyleniyor mu?

Bu konuda ifade edilen bu tür durumda aynı okulda birden fazla programın okutulacağı. Bir dönem uygulanan çok programlı liseler gibi. Fakat bunun uygulamada ne ölçüde yapılabileceği ciddi soru işareti.

-Bir başka sıkça söylenen bir şey var. Bu sistemin aslında 80’lerde uygulanan sistem olduğu söyleniyor. Bu gerçekten böyle mi? Bilmeyenler için hatırlatalım. 80’li yıllarda Türkiye’de az sayıda fen lisesi, maarif kolejleri ve yine sayıları belli Anadolu liseleri vardı. Bunlar için sınava girildi. Ayrıca meslek eğitim almak isteyen öğrenciler meslek lisesi bölüm sınavlarına girerdi. Şu an ki getirilen sistem böyle mi?

Görünürde benzerlikler var fakat şartlar değişik. Birincisi önceki uygulama döneminde eğitim genel liselerde tek bir program ile yapılıyordu. Sınavlarda fen lisesi ve benzeri okulları kazanamayan öğrenciler genel liselere gidiyordu. Bugün ise daha önce istisna olan ve dini eğitim veren  imam hatip liselerin eğitimde genel liselere göre ciddi ağırlığı var üstelik tüm teşviklere karşılık istenen ilgiyi hala görmüyor. İkinci fark ise eğitimde giderek ağırlığı artan özel okullar. Mesela 80’lerde Sakarya’da tek bir özel lise varken bugün sayısı 20’yi bulmuş durumda. Bu nedenle insanlar çocuklarının nitelikli eğitim alabilmesi için şartlarını zorlamak zorunda. Çünkü bu sistemde eğer çocuk az sayıdaki nitelikli okulu kazanamadıysa önündeki seçenekler ya niteliksiz genel lise ya da imam hatip yahut şartlarını zorlayarak ne yapıp edecek çocuğunu yakınındaki özel okullara gönderecek.

-Peki çok sözü geçiyor, nedir bu nitelikli okul niteliksiz okul ayrımı ve bu ayrımın anlamı ne ?

Bakanın tarifine bakarsak okulların yüzde 90’ı niteliksiz. Aslında ifade edilmek istenen esasen seçilmiş öğrencilerin olduğu, yani sınavla girilen okullar nitelikli, sınavla girilmeyen karma öğrencilerin bulunduğu okullar ise niteliksiz. Dürüst olursak velinin gözünde de bu böyledir. Veliler teog sonrası tercihlerinde de taban sırası yüksek okulları tercih ediyordu. Bu uygulamada her geçen gün daha tercih edilen ve puanını arttıran kimi okullar mevcuttu ve bu bir sürü okulun zamanla kendini geliştirmesine neden oluyordu. Yeni sistemde sınavla girilmeyen hale geldiği andan itibaren bu okullar bir mahalle okulu haline gelecek ve daha önce bu okulları tercih eden velilerde oranın artık nitelikli olmaması nedeniyle özel okulları tercih edecekler. Bu haliyle okulların kendini geliştirme motivasyonu önünde ciddi bir engel.

Daha iyi anlaşılması için rakamlarla ifade edersek bugün Sakarya’da ortaöğretime geçecek öğrenci sayısı 16000. Bunlar arasında Sakarya dışına gidebilecek öğrenci sayısı 50 ile 80 arasındadır. Sakarya’da nitelikli kabul edilen öğrencilerin kapasiteside yaklaşık 1250, yani en iyi ihtimalle 14650 öğrenci ya niteliksiz okula ya İmam Hatip’e ya da özel okula gidecek. Bunların 2000’e yakını özel okula gider kalanı artık diğerleri arasında paylaşılır.

-Yani anladığımız veli çocuğu iyi eğitim alsın istiyorsa malını mülkünü satacak edecek çocuğu özel okula gönderecek nitelikli eğitim için

Son olarak şunu itiraf etmek fayda var. En büyük eksiğimiz Arifiye öğretmen okulu gibi şehrin köklü okulu kapatılırken bunu engelleyememiş olmamızdır. Tüm Türkiye’de ne kadar  geçmişi olan tarihi olan okul varsa yeni tarih yazımı için ortadan kaldırılıyor ve biz bu konuda yeteri kadar ses çıkaramadık.

-Son olarak söyleyecekleriniz.

Aslında bugün kavgası verilen Türkiye’yi yönetecek kadroların yetiştirilmesi meselesi. Daha önceyi hatırlatan okulların herşeye rağmen başarısı ve teşvik edilen okulların halk tarafından istenen rağbeti görmemesi. Sürekli değişiklik yapılmasının temel nedeni bu. 

Kaynak: medyayazar.com

Editör: TE Bilişim