Söyleşi: Hülya BİLGİN ÇOLAKOĞLU

Besleyeni Beslemek...

Yıllar önce bir eğitim ya da sunumda bu ifadeyle tanışmış olmalıyım zira benim bulduğum bir ifade değil. Ne zaman gebelikte beslenmeyi ele alsam, aklıma bu ifade gelir;  besleyeni beslemek...

Gebelik dönemi, insan yaşamında beslenmenin en önemli olduğu dönemdir dersek, abartmış sayılmayız. Yalnız öyle ‘’iki canlıyım’’ diyerek bilinçsizce beslenmek doğru değildir. Sağlıklı bir bebeğin dünyaya gelmesi için anne adaylarının sağlıklı beslenme konusunda bilinçlenmeleri gerekir. Bu konuda uzun mesailerine tanık olduğum Diyetisyen Reyhan Şenbaş’ın kapısını çaldım. 

Doğurganlık oranımızın yüksek olduğunu bile bile bu konuya değinmemek olmazdı...

Gebelikte beslenme neden önemlidir?

Anne adayının kendi fizyolojik gereksinimlerini karşılayabilmesi kadar, vücudundaki depoları da dengede tutabilmesi önemlidir. Bu denge; anne karnındaki bebeğin sağlıklı olarak büyüyüp gelişmesi, emzirme döneminde anne sütünün enerji ve besin değerlerini karşılayabilmesi ve annenin de sağlığını koruyabilmesi açısından önemlidir.

Gebelikte beslenme şekli; temelde ortalama bir sağlıklı beslenme programı ile aynı olmakla birlikte; bu dönemde artmış olan ihtiyacı karşılayabilme prensibine dayanır. Bunun için hem anne adayının hem de karnında ki bebeğinin sağlığını baz alarak ayrı bir beslenme programı uygularız.

Peki, gebelik süresince yetersiz ve dengesiz beslenme hangi sorunları beraberinde getirir?

Anemi yani kansızlık en çok karşılaştığımız durumdur. Genellikle de sebebi demir eksikliğidir. Bununla birlikte, ödem, kalsiyum yetersizliği sonucu diş çürükleri, kemik bozuklukları, toxoplazma,  prematüre ve düşük doğum ağırlıklı bebekler, zihinsel ve fiziksel gelişim bozuklukları olan bebekler görülebilir. Anne adayının bağışıklık sistemi zayıflayarak, hastalıklara yatkınlığı artabilir. Yine anne adayları yüksek kalorili beslenme şekliyle aşırı kilo alabilirler. Aşırı kilo ise bilindiği üzere şeker ve tansiyon hastalıkları ve de doğum güçlükleri riskini de beraberinde getirebilir.

Gebelikte anemiye sık karşılaşırız dediniz anemiden korunmak için beslenme önerileriniz nelerdir?

Anemiden korunmak için yumurta, kırmızı et, pekmez ve taze sebze, meyve gibi yiyecekleri daha fazla tüketmeye özen göstermek gerekir. 10-15 günde bir karaciğer yenilebilir. Kesinlikle yemekten iki saat sonrasına kadar çay ya da kahve içmemek gerekir. Çay açık ve limonlu tercih edilmelidir.  Ayrıca kan ilacı alındığı dönemlerde de süt, peynir, yoğurt gibi kalsiyum içeren gıdalar ilaç almadan iki saat öncesi ve sonrası tüketilmelidir. Demir ile kalsiyum birbirlerini nötrleştireceği için aynı anda alınmamalıdır. Bu bilgi bazen abartılarak,  öğünlerde yoğurt tüketmemeye kadar gidebiliyor. Öğlen ve akşam yemeklerinde 1’er kâse yoğurt tüketilmelidir. İçilen pekmeze limon sıkılarak tüketimi, demir ilaçlarının taze sıkılmış meyve suyu ile tüketimi emilimi artırır. Günde 3-4 porsiyon meyve (1adet elma, 4 kayısı vb 1porsiyon), 2-3 porsiyon sebze tüketimi emilimi artırır.  Ekmek olarak tam buğday ekmeği tercih edilmeli, beyaz ekmek kansızlık varsa tercih edilebilir, kepekli ekmek tüketilmemeli.

Gebelikte kalsiyum ihtiyacına yönelik bakarsak?

Kalsiyum alımı da gebelikte son derece önemlidir. Anne karnındaki bebek, annesinin kemik depolarında bulunan kalsiyumu, kendi bedensel işlevleri ve kemik gelişimi için kullanır. Bu durumda yetersiz kalsiyuma bağlı, spazm ve kasılmalar ve diş çürükleri görülebilir. İleri yaş döneminde kemik erimesi riski oluşabilir. Düzenli beslenmeye ek olarak süt ve süt ürünleri, 1-2 dilim peynir, kurutulmuş meyveler, susam, fındık, fıstık ve yeşil yapraklı sebzeler tüketilmelidir. Bir gün içinde en az iki su bardağı süt, yoğurt, peynir, ayran gibi kalsiyum içeren gıdalar günlük kalsiyum ihtiyacına büyük katkı sağlar. Çiğ süt ve bundan yapılan peynirler zararlı mikropları içerdiğinden kaynatılmış, pastörize edilmiş sütten yapılan peynirler tercih edilmelidir.

Kemik ve diş gelişimi için ayrıca D vitamini alımı da çok önemlidir. D vitamini besinlerde yeterli miktarda bulunmaz. En çok balık yağında bulunur. Karaciğer, süt ve yumurta sarısında da az miktarda bulunur. Büyük çoğunluğu güneş ışınlarının doğrudan cilde yansıması ile sağlanır. Bu nedenle gebe hanımlar kol ve bacaklarını günde en az 15 dakika direkt güneş ışığına tutarak faydalanabilirler. Doktorları gerek görürse önerilen D vitamini ilaçlarını da kullanmalıdırlar.

Gebelikte ortalama kaç kilo alınması uygundur ve gebelikte kilo verdirici diyetler uygulanabilir mi?

Bu anne adaylarının da sık sorduğu bir soru bu.  Kişiden kişiye farklılık göstermekle birlikte; gebelik boyunca, ayda 1- 1,5 kg olmak üzere toplam 9 – 14 kilo almasını öneririz. Gebelik öncesi zayıf olanlar toplam 16 kg alabilirler. Eğer fazla kiloları varsa; gebeliğin ilk üç ayında bir diyetisyen danışmanlığında kilo verilebilecek diyetler uygulayabilir. Kilosu fazla olan gebelere 4 üncü aydan itibaren kilo almayacakları şekilde veya az kilo almalarını sağlayacak beslenme programı verilir.

Sizi yakından tanıyan biri olarak; gebelik aylarına göre beslenme önerileriniz farklılık gösteriyor bunun sebebi nedir?

Gebeliğin ilk üç ayında hormonal değişikliklere bağlı bulantı ve kusmalar görülebilir. Bu dönem de anne adayı istediği gıdayı yiyebilmekle birlikte, anneyi yemek yemesi için zorlamıyoruz. Şiddetli bulantı ve kusması olan gebelerimiz, bu durumu takip oldukları Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanına bilgilendirmeleri gerekir.  Gebeliğin üçüncü ayından sonra hormonlar daha sabit seyretmektedir. Dolayısı ile ilk üç aydan sonra anne daha rahatlayacaktır. Bazen bu durum doğum olana kadar da sürebilmektedir.

Bulantısı çok olanların beslenme şekline gelince; az az ve sık sık olmak üzere hafif ve kuru gıdalar tercih edilmeli, sıvılar yemekten yaklaşık bir saat sonra alınmalı. Haşlanmış patates, yoğurt, makarna, tahıllı ekmek, yumurta olabilir. Sıcak, keskin kokulu, yağlı, kızartma gibi yiyeceklerden uzak durmak gerekir. Sabah bulantıları için; tuzlu kraker, leblebi vb tercih edilebilir. Yemek yedikten hemen sonra yatarak uzanılmamalı, bir süre oturuş pozisyonunda kalmak katkı sağlayabilir. Öğlen ve akşam yemeklerinde ızgara et, yoğurt ilavesi de olabilir.

Gebelikte sıvı alımına değinecek olursak;

Gebelikte sıvı gereksinimi artar. Bunu karşılamak için, daha fazla su , süt, ayran, taze sıkılmış meyve suları  içerek sıvı alımı arttırılmalıdır. Her gün en az on bardak su içilmeli.

Hazır meyve suları, gazoz ve kolalı içecekler, neskafe gibi kafeinli içecekler tüketilmemeli.  Taze sıkılmış meyve suları, ayran vb. ıhlamur, kefir, az şekerli veya şekersiz komposto suları tercih edilebilir.

Genel olarak gebelikte beslenme önerileriniz nelerdir?

Tüm bu bilgileri özetleyecek olursak;

her gün en az bir yumurta, bir porsiyon etli sebze ya da  kuru fasulye, nohut, mercimek gibi  kurubaklagil, 2-3 bardak süt, yoğurt vb, 3-4 meyve, 2-3 porsiyon sebze, 1-2 dilim peynir, 3-4 dilim ekmek (ihtiyaca göre artar-eksilir), fındık, fıstık, çiğ badem vb tüketilmeli. Haftada birkaç kez balık tüketilmeli.

Vitaminlerin zengin kaynağı olan taze sebze ve meyveleri her öğünde düzenli olarak tüketin. Vitaminlerin bir kısmı enerji harcaması, bir kısmı ise proteinlerin görevlerini yapıp büyüme ve gelişmenin sağlanması için önemli.

Yemeklerde mutlaka iyotlu tuz kullanın. Böylelikle bebeğinizi guatr hastalığı ve zeka geriliğinden korumuş olursunuz. İyotlu tuzu koyu renkli, cam kavanozlarda saklayınız. Işıktan, güneşten ve nemli ortamdan koruyunuz. Böylelikle iyodun kayba uğramasını engellemiş olursunuz. Tuzu yemeğe, pişmeye yakın ilave edin.

Az az ve sık aralıklarla beslenin. Uzun süre aç kalmayın. Bu şekilde mide ekşimesini de engellemiş olursunuz. Rahat kıyafetler giyiniz.

İçeriği bilinmeyen ve katkı maddesi içeren besinleri , hazır çorbalar, hazır meyve suları, paketli ürünler yani hazır kek, bisküvi vb. tüketmeyin.

Yemeklerde zeytinyağı  ve tereyağını tüketin. Kızartma bilhassa fast – food  kızartmalar ve cibs vb tüketmeyin.

Fasulye, nohut, mercimek gibi kuru baklagillerin yanında, C vitamini kaynaklarından birini örneğin bol limonlu salata, taze soğan ya da meyve tüketin.

Folik asit takviyesinden ayrıca günlük beslenmenizde yeşil yapraklı ve kuru baklagillere ek olarak badem ceviz gibi kuruyemişlerin tüketimini ihmal etmeyiniz.

Toxoplazma riski taşıdığından çiğ et tüketilmemeli, etler iyi pişirilmeli ve sebzeler iyi yıkanmalıdır.

Tarım ürünlerine böcek öldürücü ilaçlar katıldığından sebze ve meyveleri kullanmadan önce çok iyi yıkayın. En iyi yıkama şekli ise; yiyecekleri sirkeli su dolu bir kapta 5-10 dakika bekletmek, bu işlemi birkaç kez tekrarlamak ve sonra çeşme altında bol suda yıkamaktır.

Son olarak gebelikte sigara, alkol ve kafein alımına da değinebilir miyiz?

Sigara halk sağlığı anlamında da önemli bir sorun. Gebelikte kullanımının; düşüklere ve erken doğum risklerine sebep olabileceğini biliyoruz.  Gebelikte alkol kullanımı da bebekte; büyüme ve gelişme geriliği, zeka geriliği gibi pek çok yan etkiyi beraberinde getirebilir. Gebelikte sigara ve alkol kullanmayın. Sigara içilen ortamlardan bile uzak durun. Kola, neskafe, kahve gibi kafeinli ürünleri mümkünse tüketmeyin. Mümkün değilse; günde bir fincan kahveyi aşmasınlar.

DİYETİSYEN REYHAN ŞENBAŞ KİMDİR?

İlk ve orta öğrenimini doğum yeri olan Karabük ilinde tamamladı.  Hacettepe Üniversitesi ‘’Beslenme ve Diyetetik’’ bölümü mezunudur. İlk görev yeri olan  Bartın Göğüs hastanesinde 2 yıl çalıştıktan sonra, 4 yıl Bursa devlet hastanesinde diyetisyen olarak çalıştı. Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesinde 16 yıl Diyetisyen olarak çalıştıktan sonra emekli olmuştur.

Sakarya Üniversitesi Sağlık meslek Yüksek Okul’unda Beslenme dersleri vermiştir

Emekliliğin ardından yaklaşık beş yıl Özel Beyhekim Hastanesi ile eş zamanlı olarak Bazı Özel Diyaliz merkezlerinin de diyetisyenliğini yapmıştır.

Gebe, Emziren anne ve çocuk beslenmesi alanında çalışmalar yapmış, yazıları çeşitli dergilerde yayınlanmıştır.

Hedefi insanlara sağlıklı, yeterli ve dengeli beslenerek kilolarının korunmasında destek sağlayabilmektir.

Yaklaşık 11 yıldır Özel Beyhekim Hastanesinde, ‘’ Hastalıklara Özel Beslenme ve Sağlıklı beslenme ile kilo kontrolü ‘’   alanlarında  danışanlarına hizmet  vermeye devam etmektedir.

Editör: TE Bilişim