Hendek İlçe Devlet Hastanesi’ndeki Uyku Laboratuvarı’nın; 1 sekreter, 1’i uzman olmakla beraber 4 uyku teknisyeni ve 1 Nöroloji Uzmanı ile hizmet verdiğini aktaran Subaşı, haftanın her günü, günde yaklaşık altı hastaya uyku testi yapıldığını bildiriyor. Subaşı, yapılan uyku testi sayesinde, uyku apne sendromu yaşayan kişilerin tedavisine ilişkin izlenmesi gereken yolu ortaya çıkardıklarını ve ona göre işlemleri de hastane içinde gerçekleştirdiklerini kaydediyor. Kimi zaman sprey uygulanmasının yeterli olduğunu ifade eden Subaşı, belirli durumlarda ise cerrahi operasyon gerektiğini sözlerine ekliyor.

Araştırmalara göre trafik kazalarının üçte birinin nedeni;  uyku apne sendromu... Hastalık tedavi edildiği takdirde ise kaza oranlarında ciddi bir azalma olacağı öngörülüyor. İş kazaları açısından da durum farklı değil. Uyku apnesi aynı zamanda boşanma sebeplerinden de biri...

Kesin tanı için uyku apnesi testi (polisomnografi) önemli. Uyku apnesi testi ise uyku laboratuvarlarında bir gece uyku odasında kalarak yapılıyor.

İlimizde uyku laboratuvarı olduğunu öğrenir öğrenmez, Hendek İlçe Devlet Hastanesinden hemen randevumu alıp uyku testimi yaptırmıştım. Yaklaşık bir ay önce de Geyve İlçe Devlet Hastanesinde uyku laboratuvarı hizmet vermeye başladı. Bu konudaki duyarlılığı nedeni ile bizzat İl Sağlık Müdürü Doçent Doktor Aziz Öğütlü Beyefendi’yi arayarak teşekkürlerimi ilettim. Pek çok ilde uyku laboratuvarı yok iken bizde ikincisinin açılmış olması önemli bir hizmet. Sağlık söyleşileri yapan biri olarak bize düşen de bu hizmetlerden nasıl faydalanılır, bu konunun önemi nedir gibi soruların cevabını uzman görüşleri alarak sizlerle paylaşmak.

Hendek İlçe Devlet Hastanesi Uyku Laboratuvarı Sorumlu Hekimi ve Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Doktor Buğra Subaşı ile uyku apnesini konuştuk. Kıymetli bilgiler verdi, kendisine çok teşekkür ediyorum...

Değerli hocam uyku apnesi nedir? Nedenleri nelerdir?

Uyku sırasındaki solunum duraklamaları sebebiyle en az on saniye nefes alamamak yani en basit tanımıyla uykuda solunum durmasını, uyku apnesi olarak tanımlıyoruz. Uyku sırasında solunum kaslarının gevşemesi ve havanın geçeceği alanı daraltması ile karakterize bir durumdur. Bu gevşemenin de pek çok sebebi olabilir. Bunlar alkol almak, madde kullanmak, sakinleştirici ilaç kullanmak ve genetik gibi nedenlerdir. Bazen de geniz eti, büyük bademcik, yumuşak damağın sarkık küçük dilin uzun olması, dil kökünün büyük olması gibi hava yolunu daraltan anatomik nedenler karşımıza çıkar. Yine aşırı kilo, erkek cinsiyet ve orta ileri yaş gibi diğer pek çok risk faktörünü uyku apnesi nedeni olarak sayılabilir. Apnenin değişik çeşitleri vardır.

Uyku apnesinin belirtileri nelerdir? Hastalar sıklıkla hangi şikâyetle size başvuruyorlar?

Özellikle hastalar horlama, gündüz aşırı uykululuk hali, baş ağrıları, konsantrasyon bozuklukları, uykuya doyamama, dinç uyanamama, yorgunluk, terleme, gece sık sık idrara gitme, çocuklarda gece altına kaçırma gibi şikayetlerle başvururlar. Ancak çoğu kez bu şikâyetlerin apneden olabileceği akıllara gelmez ve bu yüzden de hastalar bu durumun farkında olamayabilirler. Aslında hastalardan çok hasta yakınları partnerlerinin horlamalarından, uykuda ani olarak nefeslerinin durmalarından, sıçrayarak ani uyanmalardan ve uyku esnasında çırpınışlardan şikâyet etmektedir. Hastalar partnerlerinin ısrarları ile bize gelmektedirler.

Uyku apnesi ciddi bir durum mudur?

Bu durum tedavi edilmezse, uykuda ani ölüme kadar gidebilecek pek çok ciddi sağlık problemlerine sebep olabilir. Hipertansiyon, kalp ritim bozuklukları, kalp yetmezliği, depresyon, anksiyete, inme, akciğer hastalıkları gibi hastalıklar bunlardan bazılarıdır. Tüm bunlara ek olarak uyku apnesi sosyal hayatı da olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Eşler arasında yatak ayırmaktan, boşanmalara kadar gidebilen bir sorundur. Bu bağlamda uyku apnesi cinsel isteksizlik, iktidarsızlık, iş ve okul performansında düşme ve hatta iş ve trafik kazaları için de potansiyel tehlike olarak görülür. Hatta sürücü belgesi almak için bizden sağlık raporu talep eden kişilerde, aşırı kilo, orta ileri yaş ve uyku apnesinden şüpheleneceğimiz muayene bulguları varsa, polisomnografi yani uyku testi istiyoruz.

Uyku apnesinin tanısını nasıl koyuyorsunuz

Uyku apnesi tanısı için öncelikle hasta ve hasta yakınlarından detaylı bir anamnez alıyoruz, yani hastalık öyküsünü dinliyoruz. Özellikle horlama, tanıklı uyku apnesi, gündüz aşırı uykululuk hali olup olmadığını, mevcut hastalıklarını, varsa kullandığı ilaçlarını sorguluyoruz. Ardından hastanın detaylı bir fiziki muayenesini yapıyoruz. Bu fiziki muayenede burundan gırtlağa kadar tüm anatomik yapıları inceliyoruz. Solunum yolunu tıkayan bir burun eğriliği, burun eti büyüklüğü, polip, geniz eti, bademcik, dil, dil kökü büyüklüğü, gırtlakta laringomalazi (gırtlak gelişim geriliği) hatta bu bölgelerde olabilecek tümöre kadar dikkatlice inceliyoruz. Yine kısa kalın boyun, küçük ya da geriye yerleşimli çene olup olmadığına bakıyoruz. Beden kitle indeksine bakıyoruz. Gerekirse tomografi, MR, sefolometrik ölçümleri yaptırıyoruz. Endoskopik inceleme ile müller manevrası yapılarak yumuşak damak ve alt seviyede darlık yapan bölge yani solunum yolunu tıkayan bölgeyi bulunmaya çalışıyoruz. Tüm bunlar tanı koymada önemlidir. Tanı koymada altın standart yani kesin teşhis polisomnografidir (uyku testi).

Polisomnografi yani uyku testini biraz açabilir miyiz?

Uyku esnasında insan vücudunda üretilen elektriksel aktivitenin, vücudun çeşitli bölgelerine bağlanan elektrotlar aracılığı ile kaydedilerek, standart bir görsel veri haline getirilmesi işlemidir.  Bu işlemde hasta uyurken, hastanın kalp ritmi, solunumu, beyin aktivitesi, kas hareketleri, oksijen düzeyi tüm gece boyunca eş zamanlı ve sürekli olarak kaydedilir. Aynı zamanda uyku hali kamera görüntüleri ile kaydedilir. Daha sonra alınan veriler grafikler halinde bilgisayar ortamında, sorumlu hekim tarafından yorumlanır. Çıkan sonucuna göre hastayı hangi uzmanlık dalına yönlendireceğimize veya hangi tedavi yöntemini uygulayacağımıza karar veririz. Çünkü uyku hastalıkları birçok branşı ilgilendiren bir konudur. Yani multidisipliner bir durumdur. Uyku apne sendromu, uyku hastalıklarının uyku ile ilişkili solunum bozuklukları arasında yer alır.

Hangi durumlar, hangi uzmanlık dalları ile ilgilidir?

Eğer basit horlama ve hafif bir uyku apne sendromu varsa herhangi bir ameliyat ihtimali ile kulak burun boğaz uzmanına gönderilir. Orta ve ağır uyku apne sendromunda, hastalara uyku laboratuvarı sorumlu hekimi tarafından PAP (pozitif hava yolu basıncı) filtrasyonu planlanır. Ciddi oksijen satürasyonu düşüklüklerinde, akciğer rahatsızlıklarında göğüs hastalıkları uzmanına yönlendirilir. Çok kilolu hastaların uzman diyetisyenler tarafından görülmesini istenir. Dil tutucu ve çene ilerletme ile ilgili medikal aletlerle tedavi gerekiyorsa diş hekimlerine gönderilir. Santral apneler, huzursuz bacak sendromu, uyku sırasında sara krizi gibi durumlar görülürse nöroloji uzmanına gönderilir. Üst çene ve alt çene ilerletme gibi operasyonlar gerekli ise plastik cerrahı ve kulak burun boğaz uzmanına yönlendirilir. Uykuda yürüme, uyku terörü, ilaç ve madde kullanımı gibi durumlar varsa psikiyatri uzmanına yönlendirilir. Kardiyak şikâyetler ve ritim bozukluklarında kardiyolojiye yönlendirilir.

Uyku apnesi bu kadar ayrı uzmanlık dalı ile ilişkili ise, farklı tedavi şekilleri de var diyebilir miyiz?

Evet, pek çok tedavi şekli var. CPAP, BiPAP, BiPAPST, APAP, ASV AVAPS gibi cihazlar uyku apnesi tedavisinde kullanılır. Gece yapılan PAP filtrasyonu ile hastaya hangi cihazı hangi basınçta vereceğimize karar veririz. Genelde en sık CPAP cihazı kullanılmaktadır. Özellikle orta ve ağır uyku apnesi teşhisi konan hastalar uyku laboratuvarında bir gece daha yatırılarak PAP filtrasyonuna tabi tutulurlar. Buradaki amaç, burundan veya ağız ve burundan birlikte, maske aracılığı ile pozitif basınçlı hava verilerek, gevşeme olan solunum yollarını açık tutmaktır. PAP cihazları bu anlamda tedavide altın standarttır. Basit horlama ve hafif uyku apnesi, ayrıca orta uyku apnesi olup, PAP cihazını tolere edemeyenler için, cerrahi tedavi de seçenekler arasındadır.

Siz işin cerrahi yani ameliyat kısmındasınız sanırım

Elbette, biz daha çok işin cerrahi kısmındayız. Uyku apnesinden şüphelenip uyku laboratuvarına gönderdiğimiz hastalar bize sonuçları ile geldiklerinde, patolojinin nerede olduğunu teşhis ederiz. Daha sonra teşhisimize yönelik medikal ve cerrahi seçenekleri değerlendiririz. Bazen sadece burun spreyi verdiğimiz veya özellikle sırt üstü yatarken horlama ve hafif düzeyde apneleri olan hastalarda sırta tenis topu uygulaması yaptığımız olabiliyor örneğin. Cerrahide, özellikle çocuklarda geniz eti ve bademcik ameliyatları yapıyoruz. Erişkin hastalarda, burun eğriliklerinde septoplasti, yumuşak damak sarkmalarında radyofrekans, lazer, implant, anterior palatoplasti, ekspansiyon sfinkter faringoplasti, sert damak operasyonları ve dil kökü öne çekme radyofrekans robotik dil kökü cerrahileri uygulanmaktadır.

Çalıştığınız hastanede uyku laboratuvarı var diye biliyorum…

Sakarya bu konuda şanslı illerden birisi. Hendek ilçe devlet hastanemiz bünyesinde, uyku laboratuvarı aktif olarak hizmet vermektedir. Çok kısa bir süre önce Geyve ilçe devlet hastanesi bünyesinde de uyku laboratuvarı hizmet vermeye başladı. Uyku laboratuvarımızda bir sekreter, biri uzman olmakla beraber 4 uyku teknisyeni ve Nöroloji Uzmanı Doktor Saadet Sayan ile birlikte görev yapıyoruz. Biz haftanın her günü, günde yaklaşık altı hastaya uyku testi yapmaktayız. Sakarya’dan, Düzce’den, Kocaeli’nden, İstanbul’dan çok sayıda hasta gelmektedir. Çok fazla talep olmasına rağmen, hastalarımıza çok kısa süreye randevular verebiliyoruz. Başka illerde bulunan laboratuvarlarda randevu yaklaşık bir yıl sonralarına verilebilirken, bizler merkezimize bir ay içinde hasta kabulü yapabiliyoruz.

 Uyku laboratuvarına başvuru ve hasta kabulü nasıl oluyor?

Hasta kulak burun boğaz veya nöroloji polikliniğinde muayene olduktan sonra uyku laboratuvarı sekreterine yönlendirilir. Sekreterimiz hastalara uyku kartı çıkartır. Solunum probleminden şüphelenilen hastalardan solunum fonksiyon testi (SFT) istenir. Sekreter tarafından hastalara randevu verilir ve yapılacak işlemler hastalara aktarılır. Hastalara, kabul günü kafeinli içecek ve alkol almamaları, ojeli ve makyajlı gelmemeleri, duş almaları, aşırı efor sarf etmemeleri, varsa rutin ilaçlarını almaları söylenir. Randevu günü akşamı belirtilen saatte hastanın hastaneye yatışı yapılır. Evrak işlemleri tamamlandıktan sonra hasta, rahat uyku kıyafetleri ile tek kişilik, içinde tuvaleti banyosu, ses yalıtımı olan, ısı ayarlı, klima sistemi olan özel odalara alınır.

Bu aşamadan sonra neler olur?

Bu aşamada, nöbetçi uyku teknisyeni yapacağı işlemleri hastalara anlatır. Hastanın saçlı derisinden ayağına kadar çeşitli noktalara elektrotlar bağlar ve hastalara tüm gece boyunca kendisini monitörden takip edeceği bilgisini verir. Hastanın uykusu geldiğinde telefon ve tüm elektronik aletleri kapatması istenir. Hasta uyku odasından bu şekilde ortalama 6 – 8 saat takip edilir. Sabah nöbetçi uyku teknisyeni tarafından hastaya bağlanmış olan elektrotlar çıkarılarak, hasta taburcu edilir. Ve hastaya, sonuçların kendisine cep telefonundan, mesaj olarak gönderileceği bilgisi verilir.

Son olarak ne söylemek istersiniz?

Uyku apnesi yaygın ve önemli bir sağlık sorunudur. Tedavi edilmediği taktirde yaşam kalitemizi ciddi anlamda etkiler. Uyku apnesi belirtileri varlığında mutlaka bir hekime başvurmak gerekir.

Bu bilgilendirmeyi yapmamızı sağlayan İl Sağlık Müdürü’müz Doç. Dr. Aziz Öğütlü’ye, birlikte görev yaptığımız uyku teknisyeni ve sekreter arkadaşlarıma, Nöroloji Uzmanı arkadaşım Dr. Saadet Sayan’a, Psikiyatri Uzmanı arkadaşım Dr. Zeynep Yıldız Akbey’e, yardım ve desteklerinden dolayı hastane Başhekimimiz Uz. Dr. Sedat Aydın’a ve hastane yönetimine teşekkür ediyorum.

UZMAN DOKTOR BUĞRA SUBAŞI KİMDİR?

24 Ağustos 1980 tarihinde Sakarya‘da doğdu. 1998 yılında Sakarya Atatürk Süper Lisesi’nden mezun oldu. 1999 yılında Karadeniz Teknik Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne başladı. 2005 yılında oradan mezun oldu ve kısa bir süre Ankara Numune Eğitim Araştırma Hastanesi’nde Aile Hekimliği asistanlığı yaptıktan sonra 2006 yılında Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Kulak Burun Boğaz Hastalıkları bölümünde ihtisasa başladı.

2011 yılında Uzman oldu ve Kilis Devlet Hastanesi’nde mecburi hizmete başladı. 2005 yılında Kilis’te yılın hekimi seçildi. 2006 yılı Ekim ayında, halen görev yapmakta olduğu Sakarya Hendek Devlet Hastanesi’nde göreve başladı. Yaklaşık iki yıldır Hendek Devlet Hastanesi Uyku Laboratuvarı Sorumlu Hekimliği görevini yürütmektedir. Uluslararası ve ulusal dergilerde, kongrelerde yayınlanmış makaleleri bulunmaktadır. Çeşitli kongrelerde davetli, konuşmacı ve moderatör olarak görev almaktadır. Evli ve iki çocuk babasıdır.

Editör: TE Bilişim