Adapazarı Belediyesi’nde kadroya giren taşeron işçilerin örgütlendiği Belediye İş Sendikası, taşeron işçilerin kadroya alınmasına ilişkin genelgenin sendikaları devre dışı bırakmayı amaçladığını iddia etti.

Belediye İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı, genelgede taraflardan söz edilmediği için toplusözleşme yapılamayacağını,  taşeronda kazanılan hakların bile gerisine düşüleceğini kaydetti.

Sapanca’da greve doğru

Belediye-İş Sendikası’nın örgütlü olduğu bir diğer belediye Sapanca’daki sözleşme görüşmelerinden de söz eden Osman Şar, buradaki görüşmelerde hiçbir ilerleme sağlanamadığını belirterek, grev kararı alabileceklerini söyledi.

Mevsimlik işçiler
Sapanca Belediyesi’ndeki mevsimlik işçilerin 5 ay 29 günlük süre sonunda da çalıştırılmaya devam edildiğini, sosyal haklardan yararlandırıldıklarını ifade eden Osman Şar, “Ancak bu arkadaşlarımızın yevmiyesi, diğer çalışanlara göre düşük. Her seçim öncesi söz veriliyor ama bir şey değişmiyor” dedi.

Yaklaşık 1 ay önce yerel gazetelere Belediye İş sendikasının Adapazarı Belediyesi’nde taşeron işçilerini örgütlediği haberleri yer aldı. Sakarya gibi kamu işçileri arasında Hak İş’e bağlı sendikaların hâkimiyetini bildiğimizden bu haber sonrası hem Sakarya’daki örgütlenme çalışmalarını hem de kadroya geçirildiği söylenen taşeron işçilerinin halini konuşmak üzere Türk İş’e bağlı Belediye İş Sendikası Kocaeli Şube Başkanı Osman Şar'ı ziyaret ettik

-Osman Bey, öncelikle merhaba, kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

1966 Trabzon doğumluyum. 1983 yılında Kocaeli’ne geldim. 1991 yılında şimdi kapanan Alikahya Belediyesinde çalışmaya başladım. 1998 yılında sendika temsilcisi olarak seçildim. 1998-2000 arası denetim kurulu yöneliği yaptım. Daha sonrası şube başkan yardımcılığı ve 2004 yılından sonra sendikada profesyonel olarak 2007 yılına kadar çalıştım. 2007 yılında şube başkanımızın genel merkez yöneticisi olması nedeniyle boşalan başkanlık koltuğuna aday oldum ve seçildim. O günden bugüne başkanlığı sürdürüyorum. Bu süreç içinde siyasi olarak çok zor süreçler geçirdik bizler. Emekçinin, sendikacının siyaseti olmaz. Bizim siyasetimiz ekmeğimizdir, emeğimizdir, mücadelemizdir dedik ve bu şekilde sendikacılık yapmaya çalıştık. Bu nedenle baskılara maruz kaldık, boyun eğmemiz istendi, eğmedik. Haliyle üye kaybetmedik değil, üye kaybettik. Ama ilkelerimizden vazgeçip sendikacılık yapmadık.

-Yerel yönetimlerin değişmesi sanırım iş kolu olarak sizi fazlasıyla etkiliyor

Salt yerel yönetimde partilerin değişmesi değil yönetici kişinin değişmesi bile etkiliyor. Sıkıntı yaşadığımız belediye çok fazla salt parti ile de alakalı değil, kişiden kişiye değişiyor. Biz son yıllarda taşeron işçilerin örgütlenmesi ile ilgili çok çaba sarfettik. Sakarya, Düzce, Bilecik, Yalova ve Kocaeli’nde taşeron firmalarında çalışan çok fazla işçiyi sendikamıza üye yaptık. 2014’ün sonunda 900 üyemiz vardı şu an şube üye sayımızı 4 bin 500’lere kadar çıkardık.

"Sakarya'da 900'e yakın üyemiz var"

-Sakarya’da Belediye İş'in şu an ne kadar üyesi var?

900’e yakın üyemiz var şu an Sakarya'da.

-Peki şu taşeron işçilerin kadroya alınması konusuna geçmek istiyorum. Hükümet yetkilileri bir müjde olarak bunu kamuoyuna açıkladı. Kimi sendikaların ve emek yanlısı gazetecilerin tepkisi oldu. Tam olarak nedir olan biten, bir de sizden dinlesek.

Bakın size hemen göstereyim. Masamın üstünde hem belediye işçileri ile ilgili hem de taşerondan kamuya geçen arkadaşlarımızla ilgili çalışma bakanlığının genelgesi duruyor. Başlık olarak bakarsanız göreceksiniz. Taraf olarak bu genelgede ortada kimse yok. Ne sendika var, ne üye var, ne de başka bir şey var. Sadece ücretle birlikte insanlar kandırılarak bakın size toplu sözleşme, sendikalara gerek yok algısı yaratmak üzere hazırlanmış, sendikaları devreden çıkarmaya yönelik bir çalışma bu.

-Genelge de bir süre belirtilmiş mi?

2020 Ekim ayının sonu kamuya geçenler için, belediyelerde 2020 Haziran ayının sonuna kadar olarak belirtilmiş. Genelgedeki ücretlere bakılırsa 2015 30 TL yakacak 25 TL çocuk yardımı gözüküyor. 2016 aynı,2017 aynı 2018’deyiz yine aynı. 2019 ve 2020’de aynı olacak.

Anlamak için soruyorum. Toplusözleşme yok. Bireysel sözleşme mi yapılacak çalışanlarla?

Artık bireysel sözleşme yapma şansları da yok. Sadece Bakanlığın yayınladığı şu genelgeyi önlerine alacak, bu evraka göre ücretle ilgili ödeme yapacaklar arkadaşlarımıza. Başka hiçbir güvencesi yok arkadaşlarımızın. Sandık koyup bir temsilci seçemeyecek. Bir hata yapılsa, disiplinde onu savunacak bir kurum olamayacak.

-Genelge Kanun hükmünde Kararname olduğu için dava da açılamıyor sanırım?

Tabi esas sıkıntılardan biri de o. Şunu açıklayalım. Burada taşeron kadroya alındı deniyorsa bu iyi bir şey. Hatta kamudakilerin yarım olarak kamuya alındığı da söylenebilir. Ben de vaktiyle valilik vizesi ile belediyede geçici olarak çalışan bir personeldim. Valilikten her yıl çalıştırmak için vize alıyordu belediyeler. Fakat 2007 yılında bugün ki Cumhurbaşkanımız o dönemki başbakanımız artık geçici işçi olmayacak herkes sürekli işçi olacak dedi. Gerçi bunu söyleyerek belediyeye işçi alımını da kapatmış oldu. Taşeronlar inanılmaz çoğaldı bu dönemden sonra. Aynı zamanda birçok yerde Hak-İş in de büyüdüğü bir dönemdir bu dönem. Bir dizi insan Hak-İş e üye yapıldı. Sakarya’dan bir örnek vereyim size. Örgütlenme çalışması nedeniyle Sakarya Üniversitesi’nde örgütlenme çalışması yapmak için Geyve’ye giderken aynı tarafa giden birini aldık. Yolda konuşmaya başlayınca iş kolumuzda bir hastanede taşeronda çalıştığını öğrendik. Biz Belediye İş sendikasındanız. Bizim iş kolumuzdasınız, sizi sendikamıza üye yapalım dediğimizde bizim zaten sendikamız var dedi. Hangi sendika diye sorduğumuzda “bilmiyorum ki” dedi. 1 yıl olmuştur sendikaya üye olalı dedi. Düşünebiliyor musunuz? Bugün bir sendika üye çoğunluğuna sahip ise bu önceden geliyor. Çoğu yerde amir memur çağırmış insanlar üye yapılmış. Veri girişleri ile ilgili hayli mücadele ettik ama kolay değil. Özellikle taşeronda çalışan insanların işe alım sürecinde olanlar sendika tercihlerinde de belirleyici oluyor. İnsanların iş güvencesi yok, iş kaybetme korkusu var. Çoğu yerde işyeri temsilcilerinin iş yerindeki şefler olduğunu görüyoruz. Biz bu uygulamayı doğru bulmuyoruz. İşyerinde ya çalışanlar ortak bir temsilci belirlerler ya da sandık konulur kendi temsilcilerini seçerler.

-Peki, şunu sormak istiyorum. Sizin daha önce yetkili olduğunuz taşerona firmalarındaki sözleşmeleriniz, yetki durumunuz ne oldu bu genelge ile?

Bakın şu görmüş olduğunuz dosyalardaki sözleşmelerin tamamı taşeron firmalarındaki sözleşmeler ile ilgili. Bir işyerinde bir temsilci bile atayabilmek için o işyerinde yetkili olmak gerekiyor. Bu genelge ile birlikte sadece üyelikleri kaldı işçi arkadaşlarımızın. Ama devam eden sözleşmelerimiz var ve biz bu sözleşmelere sahip çıkıyoruz. Çünkü sözleşmelerimiz çıkan genelgeden daha iyi içerisinde bir sürü idari madde var. Biz bu sözleşmelerin devam ettiği yerlerde kazanımlarımıza sahip çıkıyoruz ve sözleşme süresi bitene kadar uygulanması konusunda ısrarlıyız.

-Doğru mu anlıyorum? Siz zaten hali hazırda taşeron firmalarında örgütlenme mücadelesi sürdürüyordunuz ve bir kısmında yetki elde etmiştiniz. Buralarda imzaladığınız sözleşmeler ve yetki nedeniyle iş yerlerinde işyeri temsilcileri vardı. Fakat çıkan genelge ile tüm bu süreç yok sayıldı ve genelgedeki şartlar ile kadroya geçtiği söylenen işçilerin şartları daha da geri gitmiş oldu. Üstelik temsilci seçme haklarını dahi yitirdiler. Siz de mevcut sözleşmenin devam ettiği yerlerde sözleşme bitene kadar sözleşmelerin sürmesinin gerektiğini söylüyorsunuz.

Evet, aynen öyle. Sözleşmemizin devam ettiği yerlerde bu sözleşme sürecek.

Sonrasında?

Sonrasında önünüzdeki KHK ile yayınlanan genelge uygulanacak 2020’ye kadar. Tabi biz bu arada durmayacağız. Şimdi belediyelerde 52 günlük ilave tediye dediğimiz 6772 sayılı yasa ile verilen ikramiye taşerondan şirkete geçen arkadaşlarımıza verilmeyecek deniyor. Bununla ilgili sendika olarak daha önce kazandığımız davalar, aldığımız iller var. Bir örnek vereyim. Körfez belediyesinin KÖRPAŞ diye bir şirketi var. 450 civarında çalışan var. Orada sosyal haklarımız var kazandığımız. Şu an taşerondan gelen arkadaşlar o firmaya geçiş yapıyor ve şu an o şirketle devam eden sözleşmemiz var bizim. Bir de bakanlığın bahsettiğimiz genelge var. Bu durumda bir işyerinde 2 ayrı sözleşme olmuş olacak ve 2 ayrı sözleşmeye tabi çalışanlar. Biz bu konuda ben de gerçek kadrolu olmak istiyorum diyen taşerondan geçen arkadaşlarla birlikte bir basın açıklaması yapmak istiyoruz. Bunu işçi arkadaşlarımızla birlikte yapmak istiyoruz. Ciddi kaybı var arkadaşlarımızın. Sadece bu da değil güvenlik soruşturması gelmediğinden dolayı 3 aydır işe başlayamayan arkadaşlarımız var. Belediye İş olarak bununla ilgili dava açmayı düşünüyoruz. Düşünün zaten taşeron firmada çalışıyordu bu insanlar. Zaten adli sicil kayıtları kurumlarda mevcut. Bu insanlar güvenlik soruşturmaları geciktiği için çalışamıyorlar.

Aslında baktığınızda iş aynı, işi yapan aynı değişen sadece işveren ama güvenlik soruşturmasına çalışanlar tabi olduğundan mağduriyet oluyor.

Evet öyle

Bir de şunu sormak istiyorum. Şimdi taşeron çalışanlar belediye çalışanı oldu. Taşeron firmalar ne oldu.

Resmi yayınlanan bir şey görmedim. Ama yüzde 5 vererek sözleşmelerin iptal olduğu söyleniyor. KHK’ya göre taşeronların kullandığı demirbaşları asıl işveren almak zorunda. Gelecek kazançları olmayacak olsa da bir zararları yok. Ama mesela Bilecik Üniversitesi’nde çalışan arkadaşlarımız Mart maaşlarını alamadı. Ortada taşeron firma yok kayıp. Üniversite gidin firmaya dava açın. Biz ihale anlaşması yapmamışız ki firma ile dava açalım. Firmanın teminatını çözün ödeyin diyoruz, yanaşmıyorlar. Konu taşeron işçiler olunca bütün kurumlar topu birbirine atıyor. Uzun lafın kısası taşeron işyerlerinde zaten inanılmaz sorunlar vardı, biliyorduk. Birileri nemalanıyor, çalışanlar sıkıntı çekiyor biliyorduk. Örgütlenme çalışmalarına başlayınca sorunların sandığımızdan, duyduğumuzdan çok daha büyük olduğunu gördük. Hayli zamandır zamanımızın çoğunu taşeron işçilerin sorunları alıyor.

"Sapanca Belediyesi'nde grev kapıda"

Biz de taşeron işçilerden kadrolu işçilerin sorunlarını sormaya fırsat bulamadım. Sakarya’da kadrolu işçiler arasında örgütlendiğiniz yetkili olduğunuz bir belediye var mı?

Evet, 2004 yılından beri Sapanca Belediyesi’nde yetkili sendikayız. 2 aydır toplu sözleşme sürecindeyiz hatta ve uzlaşma gözükmüyor. Sapanca Belediyesi’nde yaşadığımız bir sorundan da bu vesile ile bahsedeyim. Sapanca Belediyesi uzun süredir yasal olmayan bir çalıştırma şekli var. 5 ay 29 günlük olarak mevsimlik işe alınan arkadaşlar süre sonunda işten çıkarılmadan sürekli işçi olarak çalıştırmaya devam ediliyor. Sosyal haklardan yararlanıyor ama bu arkadaşların yevmiyesi düşük diğer çalışanlara göre. Bu arkadaşların yıllardır bu mağduriyetlerinin giderilme talepleri var ve her seçim öncesi bu arkadaşlara söz veriliyor ama seçim sonrası değişiklik olmuyor fatura bize kesiliyor. Haksızlık etmeyelim, biliyoruz belediyeler ciddi borçlu ve bu şekilde dönmesi zor ama bu borcu çalışanlar yapmadı ki fatura onlara kesilsin. Üstelik biz aidatlarımızı çalışanlardan topluyoruz ve onların haklarını savunmak zorundayız. Diyeceğim önümüzdeki hafta oylama var ve büyük ihtimalle grev kararı alacağız ve Sapanca Belediyesi’nde greve çıkacağız.

Biraz evvel Sakarya’da üye sayınızın 1000’e yaklaştığını ifade ettiniz. Artık Sakarya’da daha güçlü bir Belediye İş sendikası gerçeği var. Sizin Sakarya’da planladığınız bir büyüme, örgütlenme hedefiniz var mı?

Sohbetimizde yerel yönetimlerin çok önemli olduğunu ifade ettim. Biz sendika olarak tarafsız yöneticilerin olduğu her işyerine talibiz. İşçi arkadaşlarımız hangi görüşten olursa olsun alanda kurulmamış, sokakta kurulmamış sendikaları istemiyorlar. İşçiler biz aidat veriyorsan hakkımızı koruyacak olan sendikaya verelim diyorlar. Ama siyasi baskı, iş kaybetme korkusu insanların adım atmasını zorlaştırıyor. Biz her ilde şubemizin olmasını istiyoruz. Biz her ne kadar KHK ile bir genelge çıkarılmış olsa da üyelerimizin mevcut kazanımlarını korumak ve mevcudun geliştirilmesi için mücadelemizi sürdüreceğiz.

“Kadroya alındığı söylenen taşerondaki arkadaşlarımız gerçekten kadroya alınsın”

Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?

Şunu özellikle rica ediyorum. Çalışma bakanımızdan, başbakanımızdan, cumhurbaşkanımızdan bir talebimiz var; Belediyede taşeronda çalışıp kadroya geçirildiği söylenen arkadaşlarımızı gerçekten kadroya alınsın. Bir sürü arkadaşımız taşerondan kadroya geçerken ekmeğinden oldu. Biz belediye çalışanlarıyız. Biri sorduğunda burada çalışanlar Sakarya Büyükşehir Belediyesinde çalışıyorum diyor, şirketinde ya da taşeron firmasında diyemiyor. Bu belediyelerin memurları, belediye yönetenler kadrolu bir şekilde burayı yönetiyorsa bizim arkadaşlarımızın da aynı haklara sahip olması gerekiyor. Ülkemizin ekonomik durumu iyi olmayabilir. Bir tarafta belediye de kadrolu memur sıfatında çalışan arkadaşlarımız diğer tarafta taşerondan belediye şirketine geçirilen arkadaşlarımız. Bu hak değil. İkramiye kesinlikle belediye şirketlerinde ödenmelidir. Eğer belediyeler bu şirketler bizim değil diyorsa ödemesinler. Belediyedeki şirketlerin yüzde 99’u belediyelerin. Biz sendikacıyız doğruları söyleyeceğiz. Beğenen beğenecek, beğenmeyen beğenmeyecek.

(Bu söyleşi medyayazar.com’dan alınmıştır)

Editör: TE Bilişim