Uzman Dr. Aydın Sarı, mevsim gereği süt çocuklarında görülen önemli hastalıkların başında astımın geldiğini belirterek, çevresel faktörlere dikkat edilmesinin yanı sıra sağlıklı beslenmenin de çok önemli olduğunu söyledi.

Dr. Aydın Sarı, yaşam boyu sağlıklı olmanın temelinin doğum öncesi dönemde atıldığını, doğum sonrasında da beslenmenin, özellikle de anne sütünün önemine işaret etti. Sarı, “Özellikle bebek doğar doğmaz emzirmeye başlanmalı, bebek anne sütü ile tanıştırılmalıdır. Doğumdan sonra kolostrum (ağız sütü) denilen ve ilk bir kaç gün gelen koyu kıvamlı süt bebeği enfeksiyonlardan korur.  Yüksek miktarda protein ve bağışıklık maddeleri içerir. Bebeğin hiç yan etkisi olmayan ilk aşısı gibidir” dedi.

Sağlıklı nesiller yetiştirebilmemiz için çocuklarımızın ideal büyüme değerlerine ulaşabilmesi ve bunun için de düzenli ve dengeli beslenmeleri oldukça önemli...  Çocuk sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doktor Aydın Sarı, bir pediyatrist gözüyle bu konuda önerilerini bizimle paylaştı...

Uzman Doktor Aydın Sarı Sakarya’mızın önemli isimlerinden biri...  Benim de yaklaşık 20 yıl birlikte çalışma şansına sahip olduğum değerli bir hekim ve yönetici... Hepsinden öte değerli bir insan...

Sakarya’da ilk olarak gerek bebek dostu hastane kriterlerinin oluşturulmasında gerekse anne eğitim sınıfının oluşturulmasında önemli katkıları olmuştur. Bu konudaki uzun mesailerine ve hassasiyetine yakından tanıklık etmiş biri olarak, bu söyleşi ayrıca kıymetli benim için...

Değerli Hocam ilk olarak yaşam boyu sağlıklı olmak için pediyatrinin rolünden bahsedebilir miyiz?

Yaşam boyu sağlıklı olmanın temelleri doğum öncesi dönemde atılır. Bu kadın doğun alanının konusu olmakla beraber, doğum öncesi dönemde anne adayının beslenme şekli, fiziksel aktivitesi, stresin azaltılması, sigara ve alkol tüketimi gibi pek çok faktörün yaşamın ileriki yıllarında da etkili olduğu bilinen bir gerçektir. Pediyatristin buradaki rolü doğumdan sonra yenidoğan, bebeklik ve çocukluk döneminde sağlığa hizmet etmek ve bunun sürdürülmesini sağlamaktır.

Bir pediyatrist olarak gebelik dönemini için neler söylemek istersiniz?

Gebelikte annenin gerek irsiyet ile ilgili gerek çevresel sorunlarının azaltılması ve giderilmesi gerek. Yaşam kalitesinin arttırılmasına yönelik eğitim boyutunun anne için tamamlanması önemlidir.  Gebelik süresince sağlık takiplerini düzenli olarak yaptırılması ve hamileliğe uygun aktivitelerini ihmal etmemesi gerekir. Hedef normal doğum. Şu anda sağlık bakanlığı özellikle normal doğum yapılması için çok yoğun çalışmalar yapmaktadır.  Annenin normal doğumu gerçekleştirmesi için biz de sağlık çalışanı olarak üzerimize düşeni yapmak zorundayız.

Normal doğumun sezaryen ile doğuma göre faydalarından da kısaca bahsedecek olursak?

Normal doğan bebekler sezaryen olanlara göre daha çabuk ortama adaptasyonu tamamlamaktadır.  Doğum sırasında anneden faydalı mikroorganizmalar alırlar; bu mikroorganizmalar bebeğin bağışıklık sistemi için önemlidir. Yine bebeğin doğum kanalından geçerken uğradığı baskı sonucunda akciğerlerdeki annions sıvısının atılması nedeniyle solunum sorunları riski de düşük olacaktır. Normal doğan bebekler anne memesini daha çabuk bulurlar. Normal doğumun kadın sağlığı açısından da pek çok faydası bulunmaktadır.

Doğumdan sonra emzirmeye ne zaman başlanmalıdır?

Özellikle bebek doğar doğmaz emzirmeye başlanmalı, bebek anne sütü ile tanıştırılmalıdır. Doğumdan sonra kolostrum (ağız sütü) denilen ve ilk bir kaç gün gelen koyu kıvamlı süt bebeği enfeksiyonlardan korur.  Yüksek miktarda protein ve bağışıklık maddeleri içerir. Bebeğin hiç yan etkisi olmayan ilk aşısı gibidir. Bu bağlamda da çok önemli koruma mekanizmasıdır. Üstelik sindirimi çok kolaydır. Bebeğin dışkısını yumuşatıcı etkisi vardır. Halk arasında ilk sütün önemin gittikçe yaygınlaşıyor. Sağılıp atılması gibi yanlış inanışların tarihe karışması bebek sağlığı açısından önemlidir.

Bazen anneler doğumdan sonra bebeklerinin çok az anne sütü aldığından mustariptirler. Bu konu da öneriniz nedir?

İlk 24 saatte anne sütüne ihtiyaç çok azdır zaten. Kolostrumu ilk emişte 5 cc bile olsa yeterli olacaktır. Kolostrumun miktarı az da olsa bebeğin ilk günlerdeki tüm ihtiyaçlarını karşılayacak niteliktedir. Özellikle alerjik reaksiyonlar ve yine ilk aldığı sütün tüm bağırsakların iç yüzünü kapsaması ile çocukları ishale karşı koruyan en önemli gıda maddesidir aynı zamanda...  Bu açıdan kaygı duymasınlar, başka herhangi bir ek gıdaya gerek yoktur. Bebek emdikçe miktarı giderek artacaktır zaten. Belli bir adaptasyondan sonra bebeğin kilosu başına 150 cc anne sütü yeterli olacaktır.

Anne sütü ne kadar süre ile verilmeli ve ek gıdaya ne zaman geçilmelidir?

İlk altı ay sadece anne sütü. Anne sütü ilk altı ay su dâhil bebeğin tüm ihtiyaçlarını karşılamak için yeterlidir. Bu zaman zarfında aynı zamanda bebek enfeksiyonlardan da korunmuş olacaktır. Altıncı aydan sonra kademeli olarak karışık beslenmeye geçilebilir. İlk defa verilecek gıda ne olursa olsun iki üç çay kaşığı verilir.  İshal ve kusma yoksa ertesi gün iki katına çıkartılarak devam edilir. 11. Aya kadar bu geçiş dönemi tamamlanır. 11. Ayda bebekler büyüklerin yediği her şeyi yiyecek duruma gelirler. Tabi bu arada 30 aya kadar da ek gıdalarla birlikte anne sütüne devam edilmelidir.

Anne sütünün yettiğini nasıl anlayacağız ve Bebeklerde kilo alımı nasıl olmalıdır?

Yenidoğan bebekler doğduğunda yüzde 6  ila yüzde 10 kilo kaybı normaldir.  10’uncu gün normal doğum kilosuna gelirler. Ondan sonra da günlük;  25 – 30 gr arasında, haftada; 150 – 200, ayda yaklaşık 700 – 900 gr almaları gerekir. Anne sütünün bebeğe yetip yetmemesinde en önemli göstergelerden biri bebeğin ağırlık artışıdır. Eğer tartı alımı istenilen düzeyde ise anne sütü yeterli demektir.  Bebek sağlıklı görünüyorsa, cildi sıkı ten rengi iyi ise, kilo alımının yanında baş çevresi gelişime uygun, boyu uzuyor ve hareketli ise anne sütü yetiyor demektir.

Emzirme hangi sıklıkta ve sürede olmalıdır?

Emzirme sıklığı ve süresi bebekten bebeğe değişebilir. Emzirme saatli değil,  bebek ne zaman isterse o zaman olmalı. Emzirme süresini ve sıklığını sınırlandırmak doğru değildir. Bebek her istediğinde, istediği sürece emzirilmelidir. Yeni doğan bebekler genellikle sık emmek isteyebilirler. Sonraları öğün süresi giderek azalabilir. Kilo alımı yeterli olan bir bebeği gece uyandırmaya çalışmanın da anlamı yoktur. Acıkınca uyanacak ve emmek isteyecektir. Emzirmek sadece bebeğin beslenmesi değil anne ile bebeğin arasındaki sevgi bağının artması açısından da önemlidir. Bir sonraki emzirmede en son emzirilen memeden başlar. Bebekte tokluk hissi oluşması için bu önemlidir.

Bebeğin ilk banyosu da tartışmalı bir konu. Bu konuda sizin öneriniz nedir?

Doğumdan sonra yenidoğanı saran verniks kazeoza (yağlı beyaz tabaka)’nın faydalarından biri debebeğin dış ortam ısısına adaptasyonunu kolaylaştırmasıdır. Bu yüzden yenidoğanı yıkamak için acele edilmemelidir. Bu tabakanın koruyucu olarak ciltte kalması önemlidir. Normalde enfeksiyon almaması için göbek düştükten sonra öneriyoruz ancak;  göbeği korumak şartıyla steril su ile (kaynamış ılıtılmış su)  3. günden sonra da yıkanabilir.  Ortam ısısının 22 C ile 24 C olmasını tavsiye ediyorum.  Ama bazı bebekler bundan da faydalanamayabilirler. Elleri ayakları soğuk olabilir.

Yenidoğan bebekler neden ağlar?

Hasta olmayan bebek üç sebepten ağlar. Bir acıkmıştır, iki gazı vardır, üç altı kirlidir... Tüm bu sebepler ekarte edildikten sonra ağlama devam ediyorsa bebekte sorun var kabul edilir. . Ve bir hekim tarafından değerlendirilir. Bebekler beslenirken özellikle burun tıkanıklığı varsa serum fizyolojik ile bebeğin burnu açıldıktan sonra emzirilmesi uygun olur. Emzirdikten sonra bebek dik tutulup hafif sırtına vurularak yuttuğu havanın çıkartılması gerekir. Ağlamak bebeklerin isteklerini anlatmak için tek iletişim yoludur. Anne bebeğinin ağlama tonundan bebeğin isteklerini zaman içinde anlayacaktır.

Beslenmede ileriki aylarda önemli olan ek besinler hakkında da bilgi alabilir miyiz?

Beslenmede özellikle süt ürünlerinin büyüme de etkisi daha güçlüdür. Et ürünlerinin büyümeye etkisi orta derecededir. Yumurta tüketiminde boy kısalığını önleme açısından müspet oranda rol almaktadır. Yumurtanın beyazına 11’inci ayda başlanır. 1-2 yaş arasında günlük süt ihtiyacı 300- 350 ml’dir. Yoğut yine önemli ve tamamlayıcı bir besindir.  Protein yağ asidi, kalsiyum- fosfor, çinko, ribovlavin ve probiyotik açısından zengindir. Çocuklarda yoğurt tüketiminim katkısı ve faydası na da değinecek olursak; düşük kardiyovasküler (Kalp- Damar hastalıkları) riski, daha az obezite, daha az diş çürüğü, daha düşük alerjik hastalıklar demektir.

Çağımızda fazlaca obez çocukları görmekteyiz. Çocukluk döneminde obezite önemsenmeli midir?

Obezite önemli bir halk sağlığı sorunudur. Çocukluk obezitesi  yüzde 55 ergen obezitesini, ergen obezitesi ise yüzde 80 erişkin obezitesi demektir. Çocukluk ve ergen obezitesinde Dislipidemi (Kan yağlarının oranlarının ve düzeylerinin sağlığımızı bozacak şekilde değişikliği), yüksek tansiyon ve şeker hastalığı) risklerini beraberinde getirirken, ergen ve erişkin obezitesi de  yüzde 2 iskemik kalp hastalığı,  yüzde 22 yüksek tansiyon,  yüzde 31 şeker hastalığı,  yüzde 20 kanser ve inme sebebi olabilmektedir.  Görüldüğü üzere yetişkin döneminde görülen obezite çocukluk dönemindeki beslenme ile yakından ilişkilidir. Yeri gelmişken;  anne sütü ile beslenme obezite riskini düşürecektir. Bu konuda annelere büyük görevler düşmektedir.

Peki, hocam bu sıralar en çok hangi hastalık şikâyeti ile başvuru oluyor?

Bu ara mevsimsel olarak en fazla astım şikâyetlerini görüyoruz.  Süt çocuklarında görülen en önemli hastalıkların başında astım gelmektedir.

Astım solunum yollarına zarar veren, iltihabi kronik bir akciğer hastalığıdır. Astım tekrarlayıcı hırıltı dönemlerinde, göğüs sıkışmasına, nefes darlığı ve öksürmeye neden olur. Öksürük sıklıkla gece veya sabahın erken saatlerinde artar. Astım her yaştan insanı etkiler, ancak çoğunlukla çocukluk döneminde başlar.  Hava yollarının daralmasıyla akciğere giren hava azalır. Ve nefes darlığı ile sonuçlanır.

Astım yapan faktörler nelerdir?

Genetik ve çevresel faktörler olarak ikiye ayırırız. Çevresel faktörler alerjenlere, toz ve kimyasal maddeler, sigara ve hava kirliliği, viral üst solunum yolu enfeksiyonları, bazı ilaçlar, gastro özafagial reflü,  ev tozu akarları, evcil kedi köpek deri döküntüleri, küf mantarları, polenler,  parfüm ve deterjanlara bağlı gelişebilmektedir.  Bu etmenlere karşı önlem alınması gerekir. Tüm bunların yanında çocuğun sağlıklı olarak beslenmesi de önemlidir.

Değerli hocam son olarak yaşam boyu sağlıklı nesiller için, kısaca öneriniz nedir?

Yaşam boyu sağlık yaklaşımı; bulaşıcı olmayan hastalıkların önlenmesi ve kontrolü,  konsepsiyon öncesinden itibaren, doğum öncesi ve doğum sonrası anne sağlığı ve anne beslenmesi ile başlar. Bulaşıcı olmayan hastalığı olan kişilerin uygun bakımının yapılması, bebeğin uygun beslenmesi (anne sütü dahil) ve çocuk ve ergenin sağlığının geliştirilmesi, sağlıklı iş yaşamı, sağlıklı yaşlanma ile devam eder.

UZ. DR. AYDIN SARI KİMDİR?
 

1957 tarihinde Sakarya’ da doğdu. İlk, orta ve lise eğitimini Sakarya’da tamamladı. Bursa Uludağ Üniversitesi Tıp Fakültesinden mezun oldu. Etibank Genel Müdürlüğü’nde mecburi hizmetini bitirip, Zeynep Kamil Kadın ve Çocuk Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesinde ‘’ Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları’’ ihtisasını yaptı.

1990 yılında Sakarya Kadın  Doğum ve Çocuk  Hastanesi’nde göreve başladı. 1991 yılında askerlik görevini Van Askeri Hastanesi’nde yaptı ve 1992 yılında Sakarya Kadın Doğum ve Çocuk Hastanesi’nde Başhekim oldu.  20 sene başhekimlik yaptıktan sonra Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde yönetici olarak görevlendirildi.  

2013 yılı Eylül ayından itibaren Sakarya Büyükşehir Belediyesi Sağlık İşleri Dairesi Başkanı olarak görevini yürütmekte olan Uzm. Dr. Aydın Sarı, evli ve 2 çocuk babasıdır.

Editör: TE Bilişim