Söyleşi: Hülya BİLGİN ÇOLAKOĞLU

Karataş, tedavi edilmediği takdirde sinüzitin neden olacağı kötü sonuçları şöyle sıraladı: “Göze yakın olması nedeniyle körlüğe kadar varan göz problemleri, beyne yakın olması nedeniyle menenjit gibi beyin dokusunu ilgilendiren hastalıklar, yüz kemiklerinde ciddi iltihaplara yol açabilir.”

Mevsimlerin de hastalıkları vardır. Giderek kış yüzünü göstermeye başladı. Bu aylarda soğuk algınlığı, grip derken kulak burun boğaz hastalıklarında artış kaçınılmaz olabiliyor. Bu konuda küçük bir araştırma yapmak istedim ve Kulak Burun Boğaz Uzmanı Op. Dr. Cem Karataş’ın kapısını çaldım.

Doktor bey birçok kişinin burun akıntısı şikâyeti ile polikliniklere başvurduğunu ve hastaların çoğunlukla ‘sinüzit oldum’ diyerek şikâyetlerini dile getirdiğini ifade etti. Fakat burun tıkanıklığı, burun akıntısı ve baş ağrısı şikâyetlerinin birden fazla sebebi olabileceğini de ekledi.

Bu görüşmenin ardından, bu haftaki konum kendiliğinden belirmiş oldu

‘’ Sinüzit ve Allerjik Rinit (Saman Nezlesi) Birlikteliği’’

Söyleşimize geçmeden önce Op. Dr. Cem Karataş’a değerli katkılarından dolayı teşekkür ediyorum.

  

İlk olarak sinüzit  hakkında bilgi alabilir miyiz, Sinüzit nedir?

Burnu çevreleyen kemiklerin içerisindeki paranazal sinüsler olarak bilinen boşlukları döşeyen mukozada enfeksiyon oluşmasına sinüzit deniyor. Daha basit anlatımla burun çevresindeki kemiklerin içerisinde yer alan hava boşluklarının enfeksiyonu diyebiliriz.

Sonbahar ve kış aylarında daha sık görülmeye başlanan sinüzit; baş ağrısı, burunda tıkanıklık, burun ve geniz akıntısı, yüzde dolgunluk hissi, koku ve tat duyusunda azalma şikayetleri ile sosyal hayatı olumsuz etkilemektedir.

Allerjik rinit nedir? Belirtileri nelerdir?

Rinit; burun iltihabı, Allerjik rinit ise bu iltihabın allerji kaynaklı olmasıdır en basit tanımıyla...

Halk arasında saman nezlesi olarak da bilinen alerjik rinitte ise burun akıntısı, gözlerde,  damak, geniz ve burunda kaşıntı, burun tıkanıklığı ve hapşırma görülebilir. Ayrıca yüz bölgesinde dolgunluk hissi, ağrı, gözaltlarında şişme, morluk ve koku ile tat duyularında azalma gibi yakınmalar da olabilir. Bir kişi de bu belirtilerin bazıları da olabilir. Hatta bazen kendisini sadece kuru öksürükle belli edebilir.

Allerjik Rinit’in nezle den farkı nedir hocam?

Nezleden farkı, ateş olmaması ve alerjenle temas süresi boyunca devam etmesi yani çoğunlukla 10 günden uzun sürmesidir. Ev ortamında bulunan alerjenler bütün bir yıl boyunca belirtilere yol açarken, dış ortamda polenlere bağlı gelişen alerjiler ise genelde bahar aylarında hastaya sıkıntı verirler.

Alerjik nezlenin şiddeti kişiden kişiye birçok faktöre bağlı olarak değişir. Buna göre günlük yaşantı etkilenir, iş veya okulda başarı düşer. Burun tıkanıklığı uzun süre devam ederse sinüzit, orta kulak iltihaplanmaları görülebilir. Alerjik nezle ayrıca astım ve benzeri solunum yolu hastalıklarını da tetikleyebilir ve bunları şiddetlendirebilir.

Allerjik rinit hangi yaşlarda sık görülür?

Alerjik nezleyi çocukluk ve genç erişkin yaşlarında daha sık görüyoruz, ancak yine de her yaşta başlayabiliyor. Çocuklardaki kulak burun boğaz hastalıklarıyla ilgili problemlerin çok büyük bir bölümü allerji ile ilgilidir. Çocukların %10’unda allerjik nezle olduğu tahmin edilmektedir. Çocukluk çağı sinüzitlerinde de altta yatan bir allerjik hastalığın gözden kaçırılmaması gerekir. Ayrıca astım- bronşit olanlar, ailesinde bu hastalığı taşıyanlar ve sürekli alerjene maruz kalanlar, bu hastalığa daha yatkındırlar.

Allerji ve sinüzit birlikteliğini ele alacak olursanız...

Allerji ve sinüzit bazen karıştırılabilirken özellikle alerjik kişilerde çok daha kolay sinüzit tablosu ortaya çıktığını unutmamak gerekiyor. Her iki hastalık da uzun zamandır devam eden burun tıkanıklığı, akıntı ve nefes alma güçlüğü ile seyrederken, alerjik nezlede ise bu şikayetlere hapşırma, burun kaşıntısı ve gözlerde sulanma eşlik edebilir. Buna karşın her iki hastalık da bir arada olabilirken, özellikle alerjik kişilerde burun etlerinde büyüme ve burun içerisinde ödem nedeniyle sinüs ağızları kapanıp sinüslerin havalanması bozuluyor. Bu da sıklıkla baş ağrısına neden olduğundan sinüzit sanılabiliyor. Havalanma bozulduktan sonra ise bir mikrobik ajanla sinüzit tablosu ortaya çıkabilir. Alerjik kişilerde alerjisi olmayanlara göre sinüzit daha dirençli oluyor ve bazen kronikleşebiliyor.

Allerjik sinüzitlerde hangi tedavi yöntemlerini kullanıyorsunuz?

Allerjisi olan bu bireyler tedavi edilmediği taktirde çok sık sinüzit olurlar. Tedaviye başlarken öncelikle atta yatan sorunlar giderilmeli. Bunların ilki de alerjenlerden uzak durmak ve iyi bir medikal tedavi.

Tanı konmuş burun alerjisi olan hastaların alerjiye neden olan ajanların bulunduğu ortamlardan uzak durması, yüksek miktarda alerjen barındıran ev bitkileri, uzun tüylü halı benzeri kaynakların yaşam alanlarından çıkartılması gibi önlemlerin alınması alerjik reaksiyon sırasında burun mukozasında oluşan şişmeye bağlı sinüzit gelişme riskinin azaltılmasında katkı sağlayacaktır.

Medikal tedavilerde kortizonlu spreyler ve çeşitli ilaç kombinasyonları kullanılmaktadır. Fakat ilaçlara cevap kişiden kişiye, hatta zamanla aynı kişide bile değişir. Tedavide en önemli unsurlardan biri ise burun temizlenmesidir. Bu yıkama tuzlu sular ya da deniz suyuyla yapılmalı. Ayrıca sıcak buhar uygulamaları ve bol su içimi de önemlidir. Dikkat edilmesi gereken çok önemli unsurlar arasında, hasta olmamak için bağışıklığı kuvvetlendirici yiyecekler tüketmek, sağlıklı ve dengeli beslenmek, sigara içmemek ve kuru ortamlardan kaçınmak da var.

Sık sinüs enfeksiyonu gelişen ya da kronik sinüzit tanısı konulan grip aşılarının uygulanması tekrarlayan enfeksiyonların sayısını azaltmakta faydalı olmaktadır.

Sinüzit ve alerjisi birarada olan kişilerde alerji tabletleri ve burun spreyleri iyileşmeyi artırırken, hastalığı tekrar etme riskini azaltıyor. Ancak yeterli medikal tedaviye rağmen iyileşmeyen olgularda cerrahi seçenekler düşünülmelidir

Cerrahi tedavi ( Ameliyatla tedavi) şeklini biraz açabilirmiyiz?

Sinüzit kronikleşebilir ve artık cerrahi tedaviler gündeme gelebilir. Ayrıca sürekli akıntısı olan çocuklarda geniz eti, erişkinlerde ise solunum yollarını kapatan burun eğriliği ve bazen polip oluşması cerrahi tedaviye başvurulur.

Burun içerisindeki burun eti şişmesi, burun eğriliği ya da sinüzit gibi çeşitli hastalıkları, alerjik nezle ile beraber sıkça görmekteyiz.

Buradan geniz eti ameliyatı, deviasyon ameliyatı ya da burun eti küçültme ameliyatı ile alerji düzelir sonucunu çıkartılmamalıdır. Ancak solunum yollarını kapatan anatomik bozuklukların tedavisi sayesinde alerjik sinüziti olan hastalar daha az ilaçla daha iyi kontrol altına alınabiliyor.

Bu ameliyatlarda Endoskoplar kullanılmaya başladı sanırım...

Burun mukozasının alerjiden ne düzeyde etkilendiğini endoskoplarımızla görebiliyoruz. Bu sayede hastanın problemini tam olarak belirleyebiliyor ve uygun tedaviyi almasını sağlayabiliyoruz. Endoskoplarla artık tanı ve tedavi alanında önemli gelişmeler kaydedilmiştir. Muayene ortamında burnun içerisini detaylı bir şekilde gösteren endoskoplar sinüs ameliyatlarının da başarılı bir şekilde yapılmasına olanak sağlamaktadır.

Allerjisi olan veya olmayan kronik sinüzit tanılı hastalarda veya polip denilen etlerin büyüdüğü hastalarda hastalarda endoskopik sinüs cerrahisi ameliyatları başarılı bir şekilde yapılmaktadır.

Pek, bu yöntem çocuk hastalarda da kullanılabiliyor mu?

Çocuk hastalarda da daha nadiren bu tür ameliyat gerekebilir. Eğer ilaç tedavisi ile sinüzit iyi edilemiyor ise ve çekilen filmlerle de ameliyat gerekliliği saptanmış ise endoskopik sinüs cerrahisi çocuk hastalarda da uygulanabilmektedir.

Tedavi edilmez ise ya da yetersiz tedavinin sonuçları neler olabilir?

Sinüs boşlukları hayati organlara çok yakın olması nedeniyle buradaki iltihaplar tedavi edilmediğinde sonuçları trajik olabilir.

Bu sonuçların arasında göze yakın olması nedeniyle körlüğe kadar varan göz problemleri, beyne yakın olması nedeniyle menenjit gibi beyin dokusunu ilgilendiren hastalıklar, yüz kemiklerinde ciddi iltihaplar vardır.

Bir başka komplikasyon ise üst dişlerde dökülme veya köklerinde gevşeme, sert damakta erozyon ve kemik hasarlarıdır. Yani ciddiye almamız gereken bir durumdur.

KULAK BURUN BOĞAZ HASTALIKLARI UZMANI (KBB)

OP.DR. CEM KARATAŞ  KİMDİR?

1981 yılında Kars’ta doğdu. İlk ve orta okulu Kars’ta okudu. Kocaeli Fen Lisesi sonrasında

İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni bitirdi.

İstanbul FSM Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Kliniği’de uzmanlığını tamamladı.

İLGİLENDİĞİ ALANLAR

Rinoplasti (Burun Estetiği)

Kulak Hastalıklarının Medikal ve Cerrahi Tedavisi

Endoskopik Sinüs Cerrahisi

Ses Teli Hastalıkları Ve Cerrahisi

Horlama Cerrahisi

Tükrük Bezi Hastalıklarının Medikal Ve Cerrahi Tedavisi

İŞ DENEYİMLERİ

2007 -2008 Düzce Kaynaşlı 112 Acil Yardım ve Kurtarma İstasyonu

2013-2014 Kastamonu Tosya Devlet Hastanesi

2014-2018 Sakarya Eğitim ve Araştırma Hastanesi

2018 itibari ile Özel Beyhekim Hastanesi’nde çalışmaktadır.

Editör: TE Bilişim